Dolar

34,9522

Euro

36,6033

Altın

3.019,59

Bist

10.058,63

MÜSİAD KOCAELİ ŞUBESİ 15. OLAĞAN GENEL KURULU (1) -SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERG

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, hükümetin hiçbir konuda kısa vadeli hesaplar içine hapsolmadığını ve olmayacağını belirterek, 'Ufuk

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-29 16:44:00

MÜSİAD KOCAELİ ŞUBESİ 15. OLAĞAN GENEL KURULU (1)  -SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERG
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, hükümetin hiçbir konuda kısa vadeli hesaplar içine hapsolmadığını ve olmayacağını belirterek, 'Ufukta genel seçim var diye kimse endişe etmesin. Kimse yatırımından, üretiminden istihdamından ihracatından geri kalmasın' dedi.
Bakan Ergün, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kocaeli Şubesi'nin 15. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, demokratikleşme süreciyle birlikte, sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmelerle sivil toplum kuruluşlarının rolü her geçen gün arttığını söyledi.
Artık kamu ve sivil iradenin yönetim sorumluluğunu birlikte paylaştığı bir dönemin başladığını belirten Ergün, sivil toplum kuruluşlarının yaygınlığı ve etkinliğinin dünyada demokratikleşme ve gelişme standartlarının bir göstergesi olarak kabul edildiğini vurguladı.
Sivil toplum kuruluşlarının yaygınlığı ve yönetimindeki etkisinin demokratik standartların göstergesi olduğunu dile getiren Bakan Ergün, Türkiye'nin son yıllarda kat ettiği mesafenin, sivil toplum kuruluşlarının yaşadığı değişimden kolayca takip edilebileceğini söyledi.
Dünya ekonomisinin 2008'in son çeyreğinden itibaren ağır bir ekonomik kriz yaşadığını ve krizin etkilerinin bazı gelişmiş ülkelerde hala devam ettiğini ifade eden Bakan Ergün, bugün özellikle Avrupa ekonomilerinde görülen sıkıntıların küresel ekonomi için hala risk oluşturmaya devam ettiğini söyledi.
Bu süreçte Türkiye ekonomisinin küresel krizden en az etkilenen ülkelerden biri olarak dikkatleri üzerine çektiğini belirten Bakan Ergün, şöyle devam etti:
'Türkiye'nin krizden az etkilenmesinin başlıca nedeni, 2001 krizinden çıkardığımız dersler sonucunda makroekonomik alanda aldığımız tedbirlerdir. 2001 krizinde mali yapımız, borç vadeleri, faiz oranları ve bankacılık sistemindeki aksaklıklar, ülke olarak yaşadığımız bir krizde adeta boğulmamıza neden olmuştu. Ancak sonrasında önce siyasette sonra ekonomide oluşan güven ve istikrar ortamı, ekonominin direncini artırmıştır. Geçmişte bütçe açıkları, zayıf finans sektörü, yüksek enflasyon ve faiz oranları gibi girişimcilerin risk olarak algıladığı sorunlarla boğuşan Türkiye ekonomisi, artık bu sorunlarından büyük ölçüde arınmıştır.'
Bakan Nihat Ergün, Türkiye'de gelecek aylar için faiz oranları ve enflasyon rakamlarıyla ilgili büyük bir kırılma beklentisi olmadığını, Türkiye'nin siyasi istikrarını koruyacak bir yapıya kavuştuğunu söyledi.
2010 yılında dünyada ve Türkiye'de yaşanan gelişmelerin krizi ne kadar iyi yönettiklerini açıkça gösterdiklerini vurgulayan Bakan Ergün, Hatta Türkiye'nin, krizdeki olumlu performansı ve krizi yönetme süreci, gelişmiş ülkeler tarafından takdirle izlendiğini ve Türkiye'de bu konudaki başarısıyla örnek gösterilen model ülkeler arasında yerini aldığını bildirdi.
2010 yılında Türkiye ekonomisinin dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğuna dikkati çeken Bakan Ergün, 2010 yılında ihracatın yeniden toparlanma eğilimine girdiğini ve 114 milyar dolar civarında bir ihracata ulaştıklarını kaydetti.
2002 yılında sadece 91 bin otomobil satılan Türkiye'de, krizin tam ortasında, 2009 yılında 370 bin otomobil, geçen yıl ise 509 bin otomobilin satıldığını vurgulayan Bakan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Son açıklanan işsizlik rakamları, hemen her ay, bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama 2 puan civarında azalmaktadır. Hatırlayacağınız gibi, 2010'un ilk aylarında Türkiye ile ilgili büyüme tahminleri yüzde 3-4 aralığında yoğunlaşıyordu. Bugün artık geride bıraktığımız 2010 yılı büyüme hedeflerini aşmış durumdayız ve şimdi 2011 yılı hedef ve tahminlerini aşmak için çalışmalıyız. Zira geçmişte yaşanan başarılar, gelecek için önemli bir gösterge olsa da, geleceğin garanti altına alınmasında yeterli değildir. Bu nedenle, ekonomi ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmeye, güven ve istikrar ortamını korumaya devam ediyoruz, devam edeceğiz.'
Bu hafta içinde, 2011 yılına ait ilk veriler olan kapasite kullanım oranı ile reel kesim güven endekslerinin yayınlandığını hatırlatan Bakan Ergün, imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı 2011 yılı ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre 6 puan artarak yüzde 74,6 düzeyinde gerçekleştiğini söyledi.
Bunun 2011 yılının olumlu geçeceğinin ilk sinyallerini olduğunu dile getiren Ergün, bir başka önemli gelişmenin de Merkez Bankası'nın bankaların zorunlu karşılık oranlarını artırması ve faizleri indirmesi olduğunu ifade etti.

-'POPÜLİZMDEN UZAĞIZ'-

Bu kararların, ekonomide finansal istikrarı sağlamaya, aşırı ısınma ihtimalini gidermeye ve kredi piyasasındaki büyümeyi belli bir seviyede tutmaya yönelik olduğunu anlatan Bakan Ergün, 'Hükümetimizin mali ve finansal istikrar konusunda gösterdiği tavır, ekonomi yönetiminde popülizmden ne kadar uzak olduğumuzu da ortaya koymaktadır' dedi.
Seçimlerinden önce popülizmle oy avcılığı yapmadıklarını ifade eden Ergün, bunun geçmişte başkaları tarafından yapıldığını ve Türkiye'ye çok büyük maliyeti olduğunu, kendilerinin popülizm gibi bir yola tevessül etmelerini kimsenin beklememesini söyledi.
Genel seçime giderken gelecekte oluşabilecek riskleri engelleme düşüncesiyle hareket etmenin sorumluluk sahibi bir hükümetin yapabileceği bir iş olduğunu bildiren Ergün, şöyle konuştu:
'Hükümetimiz hiçbir konuda kısa vadeli hesaplar içinde hapsolmadı, olmayacak. Ufukta genel seçim var diye kimse endişe etmesin. Kimse yatırımından, üretiminden istihdamından ihracatı'ndan geri kalmasın. Çünkü siyasi istikrar ve güven ortamı devam edecek popülizm yapılmayacaktır. Türkiye'nin makro ekonomik ve makro siyasi dengeleri bozulmayacaktır. Buna göre herkes adımını atmalıdır. Bu hükümet seçim ekonomisi politikası izlemeyecektir.'

-SANAYİ STRATEJİ BELGESİ-

Bakan Nihat Ergün, Türkiye'de artık yerli ve yabancı yatırımcıların geleceğe daha güvenle bakabildiğini ve daha rahat yatırım kararı alabildiklerini, devletin de engelleyici değil teşvik edici, yol gösterici bir rol üstlendiğini vurguladı.
Uyguladıkları ekonomi politikalarının Türkiye'de yatırım ve iş ortamını iyileştirmeye, üretimi, ihracatı ve istihdamı artırmaya yönelik olduğuna işaret eden Ergün, ocak ayının başında, 2011-2014 yıllarını kapsayan ve 72 eylemden oluşan Türkiye Sanayi Strateji Belgesini ve eylem planını kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı.
Bu strateji belgesi ile birlikte, Türkiye'de iş ve yatırım ortamını geliştirecek ve küresel rekabet gücümüzü artıracak eylemleri bir programa bağladıklarını anlatan Bakan Ergün, şöyle konuştu:
'Sanayi Strateji Belgesi, önümüzdeki 4 yılın nihai belgesi değil, önümüzdeki 12-13 yılın başlangıç belgesidir. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması, özel sektörün yapısal bir dönüşüm yaşamasına bağlıdır. Özel sektör ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretime doğru kaymadıkça, ülke olarak hedeflerimizi yakalama ihtimalimiz zayıftır.
Sanayi Strateji Belgesinin vizyonu, ülkemizi Avrasya'nın üretim ve teknoloji üssü haline getirmektir. Bu belge, sanayi kesimini ilgilendiren KOBİ desteklerinden teknoloji desteklerine, ulaştırma altyapısından çevre politikalarına, teşvik programlarından vergi politikalarına kadar her alanın birbiriyle uyum içinde olmasını sağlayacaktır. Böylece ülkemizin güçlü yönleri daha belirgin hale gelecek, zayıf yönlerimize de güç takviyesi yapılacaktır. Böylece özellikle teknoloji, Ar-Ge, markalaşma, patent, kümelenme, işbirliği gibi sıkıntılı olduğumuz alanlar, bize küresel rekabet gücü kazandıran alanlar haline gelecektir.'
Nihat Ergün, KOBİ'lerin Ar-Ge ve inovasyon kabiliyetlerini artıran çalışmaları desteklediklerini, Ar-ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı kapsamında, 100 bin liraya kadar geri ödemesiz, 200 bin liraya kadar geri ödemeli destekleri olduklarını ifade etti.
Ar-Ge projesi hazırlayan KOBİ'lere 100 bin liraya kadar geri ödemesiz destek verdiklerini hatırlatan Ergün, girişimcilere ise 60 saatlik bir eğitimin ardından 27 bin liraya hibe, işini daha da geliştirmek isteyenlere 70 bin lira geri ödemeli kredi desteği verdiklerini dile getirdi.

-TÜRKİYE'NİN 2023 HEDEFİ-

Türkiye'yi bu seviyelere özel sektörle taşıdıklarını, daha yukarılara da yine özel sektörle taşıyacaklarını dile getiren Ergün, 2023 yılında Gayri Safi Yurt İçi Hasılayı 2 trilyon dolara çıkarmayı, dünyanın ilk 10 büyük ekonomileri arasına girmeyi, kişi başına düşen milli geliri 25 bin doların üzerine çıkarmayı, ihracatı 500 milyar dolara yükseltmeyi, ihracattaki teknolojili ürünlerinin payını yüzde 20'lere çıkarmayı ve işsizlik oranını da yüzde 5'lerin altına düşürmeyi amaçladıklarını ifade etti.
2023 yılında demokrasi ve hukuk ilkelerini tam işler hale getirmeyi hedeflediklerini dile getiren Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:
'Artık kimsenin kafasında hiçbir tereddüt hiçbir soru işareti olmamalı. Türkiye'de acaba bir muhtıra verilir mi? Türkiye'de bir darbe olur mu? Türkiye'de yönetimler antidemokratik yollardan devrilir mi? İktidar partilerine kapatma davaları açılır mı? şeklinde soru işaretleri kimsenin kafasında olmayacak. Aklına bile gelmeyecek. Demokrasi standartlarını o noktaya taşımak zorundayız. Türkiye'nin hedefi bunlardır.
Türkiye kendi savaş uçağını kendisi yapan bir ülke haline gelecek. Kendi uydusunu uzaya yerleştirecek teknolojiye sahip olan bir ülke haline gelmiş olacak. Bu elbette Türkiye'nin ilerlemesinin büyümesinin sizin yolunuzu açmaktan geçtiğini sürekli hatırlayacak, sizin her sorununuzu kendi sorunumuz bilecek ve sorunlara birlikte çözüm üreteceğiz.'
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara