Habertürk'te 'Akşam Raporu' programına katılan Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven'in sözleri tarafları rahatsız edince, program arasında Arseven, stüdyodan çıkartılarak ikinci bölüme alınmadı.
Habertürk Televizyon'nun “İçki kısıtlaması”nı tartışmaya açtığı “Akşam Raporu” adlı tartışma programınaAnkaraStüdyosu'ndan Prof. Dr. Yasin Aktay'la birlikte Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven,İstanbulStüdyosu'ndan Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen ve İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal katıldı.
Programda, Yasin Aktay, birilerinin alkolizm ideolojisine sarıldığını söyledi. Ali Sirmen de, Aktay'a “içki içmiyor olmak aklı başında olmayı gerektirmiyormuş” şeklinde yakışıksız tepki göstermesi dikkat çekti.
Serdar Arseven kendisine söz verildiğinde, “Sayın Sirmen'e sormak isterim. Cumhuriyet gazetesinde içki içmek serbest mi? O binada, isteyen istediği saatte içebiliyor mu?” sorusunu yöneltti. Arseven'in sözleri üzerine hem Sirmen, hem Kabasakal Arseven'i konuyu saptırmakla suçladı. Arseven'in “Bu konunun saptırılacak nesi var, açıkça soruyorum” sözleri üzerine Kabasakal “Akit'te içki serbest mi?” diye sordu.
Arseven “Akit'te Elhamdülillah yasak ve zaten biz içkiye asla yanaşmayız, Baro çalışanları için içki her saat serbest mi yasak mı?” diye karşılık verdi.
Kabasakal'ın “Susturacak mısınız bunu ben mi susturayım” tehdidi üzerine Arseven “Bu da Ergenekoncu usulü, cevap veremediğin yerde sustur!” karşılığını verdi.
Program yapımcısı Ece Üner tartışmanın büyümesi üzerine 10 dakika ara verdi. Arada Arseven'e “Ankara Stüdyosu'nda yayın Yasin Bey'le devam edecek” mesajı iletildi. Arseven'in ayrılmasından sonra Kanal yetkilileri arayarak, “Özür dilediler.”
ARSEVEN AYIP ONLARIN DEDİ
Konu hakkında açıklamada bulunan Arseven: “Ben kendilerine bir soru yönelttim. Sorum da gayet yerindeydi. Cumhuriyet gazetesinde içki sınırlaması var mı yok mu?. Biliyorum ki orada da var. Baro'da da var. Kendileri içkiye kısıtlama uyguluyorsa içki kısıtlamasına nasıl karşı çıkıyorlar. Burada benim üzüldüğüm bir kanalın ideolojik saplantılarını mesleki hassasiyetinin önünde tutması oldu. Benim ifadelerimde hakaret yoktu. Sadece soru vardı. Ve sorularım karşısında acziyet vardı. Bunu hazmedemediler ve bu büyük ayıbı yaptılar. Ayıp onların, soru benim. Gazetecilik benim mesleğe saygısızlık onların” dedi.