Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan'dan Ulusa Sesleniş konuşması

Başbakan Erdoğan aylık ulusa sesleniş programında...

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-28 21:34:06

Erdoğan'dan Ulusa Sesleniş konuşması
Başbakan Erdoğan aylık ulusa sesleniş programında Ulusa seslenerek yapılmış ve yapılan planlara, ayrıca gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş dönemlerde seçim öncesinde bazı siyasi partilerin Türkiye'nin gerçeklerini, ekonominin gerçeklerini, devletin gelir ve giderini hiçe sayarak, sadece oy toplama hırsıyla çok uçuk vaatlerde bulunduklarını belirterek, "Kaynakları popülist niyetlerle harcadılar. Çok yüksek faiz oranlarıyla yurtdışından borçlandılar, Türkiye'nin borç yükünü taşınamayacak seviyelere çıkarttılar. İşte biz, 8 yıl boyunca bu tuzağa, bu popülizm tuzağına düşmedik" dedi.

Başbakan Erdoğan, Ocak ayı Ulusa Sesleniş programında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Boşa geçirilmiş her bir saniyenin dahi millet adına bir kayıp olduğuna inandıklarını, durmadan, duraksamadan, asla ve asla rehavete kapılmadan, gece gündüz Türkiye ve millet için çalışmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, "Anadolu'da eskiden beri kullanılan çok anlamlı bir söz var; 'Adam odur ki koya dünyada hayırlı bir eser; eseri olmayanın, gör ki yerinde yeller eser'. Aynı şekilde, şair ve mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek'in bizim de hizmet anlayışımızın çerçevesini çizen şu anlamlı sözlerini her an aklımızda tutuyoruz; devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım" dedi.

Devler gibi eserler bırakmak, Türkiye'ye silinmez izler nakşetmek, Türkiye'nin ilerlemesine, kalkınmasına, daha fazla huzur ve refaha erişmesine azami katkıyı sağlamak istediklerini ifade eden Erdoğan, "Hem halkımızın huzuruna, hem de Hakk'ın huzuruna, vazifesini yapmış, üzerindeki emanete sahip çıkmış, arkasında silinmez izler bırakmış insanlar olarak çıkmak istiyoruz. Şundan emin olunuz, bir çocuğun gülümsemesi, bir gencin mutluluğu bizim için en büyük bahtiyarlıktır. Bir vatandaşımızın, bir hanım kardeşimizin, bir özürlü kardeşimizin, bir yoksulun, emeğiyle çoluk çocuğunun rızkını kazanan bir işçinin, alın terini toprağa katan bir çiftçinin, verilen bir hizmete karşılık, Allah onlardan razı olsun demesi, bizim için en büyük onurdur, en büyük şereftir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 8 yıl boyunca bu anlayışla millete hizmet ürettiklerini, aynı şekilde hizmet üretmeye devam ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Geçmişte, seçim dönemlerinde, milletin tercihini etkilemek amacıyla mali disiplinden ciddi tavizler verildi. Musluklar ardına kadar açılarak, adeta bol keseden dağıtıldı. Hazine'de ne var ne yoksa hatta yurt içinden, yurt dışından borçlanarak, devlet, gelirinden kat kat fazla harcama yaptı. Aynı şekilde geçmiş dönemlerde, seçim öncesinde bazı siyasi partiler, ülkenin gerçeklerini, ekonominin gerçeklerini, devletin gelir ve giderini hiçe sayarak, sadece oy toplama hırsıyla çok uçuk vaatlerde bulundular.

Geçmişteki hükümetlerin bu hesapsız harcamaları, ülkede kısmi bir rehavete, sureta bir rahatlamaya yol açtıysa da, kısa süre içinde bu aldatıcı rahatlamanın faturası yine milletçe en ağır şekilde ödendi. Merkez Bankası'nda karşılığı olmaksızın para bastırdılar. Ülkenin önceliklerini, öncelikli ihtiyaçları görmezden gelerek, kaynakları popülist niyetlerle harcadılar. Çok yüksek faiz oranlarıyla yurtdışından borçlandılar, Türkiye'nin borç yükünü taşınamayacak seviyelere çıkarttılar. İşte biz, 8 yıl boyunca bu tuzağa, bu popülizm tuzağına düşmedik. Her şeyi şeffaf bir şekilde, samimi bir şekilde sizlerle paylaştık."


"ŞOKLARA KARŞI EN DAYANIKLI EKONOMİLERDEN BİRİ"


Reform yapılması gerektiğinde bir sonraki seçimleri değil, gelecek nesilleri, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin topyekun elde edeceği faydayı dikkate alarak reformları yaptıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "İşte tüm bu reformlar, tedbirler ve mali disiplin sayesinde bugün Türkiye ekonomisini dünyanın en büyük, en dirençli, şoklara karşı en dayanıklı ekonomilerinden biri haline getirdik. Biz, bize önceki dönemlerden devredilmiş ağır faturaları, milyarlarca dolarlık borçları ödemekle kalmadık, aynı zamanda devletin hazinesini zenginleştirdik, güçlendirdik" diye konuştu.

Erdoğan, 2002 yılı sonunda iktidarı devraldıklarında Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu belirterek, "Önceki hükümetler, bırakınız IMF'e borç ödemeyi, daha fazla borçlanarak, borç yükünü katlayarak bize devretmişlerdi. 8 yıl boyunca bize devredilen bu borcu kararlı şekilde ödedik. Şu an itibariyle, IMF'e olan borçlarımızı 5,7 milyar dolara kadar indirdik" dedi.

Aynı şekilde Merkez Bankası'nın kasasını 2002 sonunda sadece 27 milyar dolar döviz rezerviyle devraldıklarını ifade eden Erdoğan, şu anda Merkez Bankası rezervlerinin altın hariç 82 milyar dolara ulaştığını söyledi. Erdoğan, "Bu bizim milli bankamız, güçlü olursa, güçlüyüz" dedi.

HEDEF 2023

Başbakan Erdoğan, şu anda hedeflerinin 2023 yılı olduğuna dikkat çekerek, cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yıldönümü için çok büyük, ama gerçekleşmesi mümkün hedefler belirlediklerini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"8 yılda Türkiye'nin milli gelirini 3 kattan fazla artırdık, 230 milyar dolardan, yaklaşık şu andaki haliyle 700 milyar doların üzerine çinan bir işçinin, alın terinıkardık. Şimdi, önümüzdeki 12 yıl içinde milli gelirimizi yine en az 3 kat artırarak, inşallah 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz. 12 yıl sonra nüfusumuzun 82 milyon olacağını tahmin ediyoruz. Bu durumda, kişi başına düşen milli gelirimizi de 25 bin dolara yükseltmiş olacağız. Aynı şekilde, 36 milyar

dolardan aldığımız ihracatı 8 yılda yaklaşık 4 kat artırarak 114 milyar dolara yükselttik. Önümüzdeki 12 yılda yine 4 kat artırarak 500 milyar doları yakalayabiliriz, dış ticaret hacminde 1 trilyon dolara ulaşabiliriz. İlköğretimde okullaşma oranını yüzde 100'e yaklaştırdık. İnşallah, 2023 yılına kadar ortaöğretimde de okullaşma oranını yüzde 100'e çıkarmış olacağız. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye'de her 100 bin kişiye 87 hekim düşüyordu. Biz, sağlıkta gerçekleştirdiğimiz dönüşümle her 100 bin kişiye

düşen hekim sayısını 153'e yükselttik. 2023 yılında hedefimiz bunu 210 hekime yükseltmek. 2002 yılında biz görevi devraldığımızda, Türkiye'de toplam bölünmüş yol uzunluğu 6 bin 100 kilometreydi. 8 yılda biz 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık. Bu uzunluğu en kısa zamanda 15 bin kilometreye çıkaracak, 2023'e kadar buna ilaveten inşallah bir 15 bin kilometre daha bölünmüş yol inşa edeceğiz. Ankara-Eskişehir hızlı tren hattını tamamladık ve hizmete açtık. Ankara-Konya hızlı tren hattı tamamlandı,

test sürüşleri tarafımdan başlatıldı. Eskişehir-İstanbul; Ankara-Yozgat- Sivas hızlı tren hatları inşaatları devam ediyor. İnşallah, 2023 yılında 11 bin kilometre yeni demiryolu hattı döşerken, Türkiye'nin doğusu ile batısını, kuzeyi ile güneyini hızlı tren hattı ağlarıyla örmüş olacağız. Dünyanın en büyük 10 limanından biri Türkiye'de olacak. Kendi uçağımızı, kendi uydumuzu yerli tasarımla, yerli teknolojiyle kendimiz üreteceğiz. Kendi savaş gemimizi, kendi tanklarımızı, kendi insansız hava uçaklarımızı üretmeye başladık, çok daha büyük projelerin altına imza atacağız. Kendi savunma uydumuzu, Türk mühendislerince tasarlıyor, imal ediyor ve GÖKTÜRK uydumuzu uzaya gönderiyoruz. Havacılık Organize Sanayi Bölgeleri, Gemi İnşa Organize Sanayi Bölgeleri kurarak Türkiye'yi üç kıtanın buluştuğu bir üretim ve lojistik merkezi haline getirmenin gayreti içindeyiz."

Erdoğan, toplam 8,5 milyon hektarlık sulanabilir alanın tamamına yakınının 2023 yılına kadar suyla buluşacağını da söyledi.


EN AZ ÜÇ NÜKLEER SANTRAL

Başbakan Erdoğan, "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında, 2023'te, Türkiye en az 3 nükleer enerji santralini inşallah tamamlamış olacak" diyerek, yaptıkları hesaplamalara göre bugün yıllık 28,5 milyon kişi olan turist sayısının da 2023 yılında 50 milyona yaklaşmış olacağını söyledi. Erdoğan, 22 milyar dolar olan turizm gelirinin ise 2023 yılında 50 milyar dolara yaklaşacağını kaydetti. Erdoğan, "GAP, DAP ve KOP gibi bölgesel projelerini tamamlamış, dünyanın tahıl ambarına, tarım merkezine dönüşmüş bir Türkiye'yi inşallah el ele, omuz omuza, gönül gönüle, milletçe inşa edeceğiz" dedi.


YENİ ANAYASA

Demokratikleşme adımlarını kararlılıkla sürdürerek, Türkiye'yi dünyanın en ileri demokratik standartlara sahip ülkelerinden biri haline getirmenin mümkün olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, özgürlüklerin daha da ileri standartlara kavuşturulabileceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yeni bir anayasayla, katılımcı, özgürlükçü bir anayasayla, büyük Türkiye vizyonuna denk düşen güçlü bir anayasayla geleceği kucaklayabiliriz. Kardeşlikle, birlik ve beraberlikle, istikrar ve güvenle, barış ve huzurla bütün bu hedeflerimizi gerçeğe dönüştürebiliriz."


"SANATIN VE SANATÇININ EN FAZLA İTİBAR GÖRDÜĞÜ DÖNEM, HÜKÜMETİMİZ DÖNEMİ"


Cumhuriyet tarihi boyunca sanatın, sanatçının, sanat eserinin en fazla değer gördüğü, itibar gördüğü, korunduğu, kollandığı ve desteklendiği dönemin, hükümetleri dönemi olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Toplumun en ciddi meseleleri hakkında dahi görüşlerine başvurulmayan sanatçılarımızın görüşlerine biz başvurduk. Sanatın her dalını destekledik" dedi.

Başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde uluslararası sanat organizasyonlarını teşvik ettiklerini, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olmasını sağladıklarını belirten Erdoğan, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya başta olmak üzere şehirlere kültür ve sanat merkezlerini kendilerinin kazandırdığını söyledi. Tüm bunların ötesinde sanat eserlerini, tarihi eserleri, kültür mirasını korumak noktasında çok büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, "2002 yılında 9 bin 483 vakıf eserimiz

tescilli iken, 2010 yılında tescilli vakıf eseri sayısını tam iki kat arttırarak 20 bin 78'e çıkardık. 1998-2002 yılları arasında sadece 46 vakıf eserinin restorasyonu yapılmıştı. Bakınız, yanlış duymadınız; bir kez daha, üstüne basa basa söylüyorum. 1998-2002 yılları arasında, yani bizden önceki dört yıllık dönemde, sadece 46, evet 46 vakıf eserinin restorasyonu yapılmıştı. Biz, 8 yılda tam 3 bin 484 adet vakıf eserimizi onardık, restore ettik ve kültür mirasımıza kazandırdık. Ankara, Konya, Tokat, Kastamonu, Edirne ve Gaziantep'te 6 Vakıf Müzesi açtık ve bu müzelerde binlerce ata yadigarını gençlerimizin ilgisine sunduk. 25 ilde daha Vakıf Müzesi açılması için çalışmalarımız devam ediyor. Sivas Gök Medrese, Kayseri Gevher Nesibe Medreseleri, Kütahya İshak Fakih Medresesi, Diyarbakır İskender Paşa Konağı, Niğde Ak Medrese, Samsun Süleyman Paşa Medresesi, Malatya Karakaş Konağı restore edildi ve müze haline getirildi. 81 vilayetimizin tamamında Osmanlı'dan, Selçuklu'dan, diğer medeniyetlerden kalan ne kadar eser varsa, bunları gün yüzüne çıkardık, çıkarıyoruz."

Başbakan Erdoğan, sadece yurt içindeki kültür varlıklarını değil, yurt dışında 5 kıtaya dağılmış kültür varlıklarını, ata yadigarlarını da bulduklarını, ortaya çıkardıklarını ve restore ederek dünya kültür mirasına kazandırdıklarını söyledi.


ERZURUM KIŞ OYUNLARI İÇİN 650 TRİLYON

Sanata verdikleri değerin yanında sporu da, sporun tüm dallarını da desteklemeyi sürdürdüklerini belirten Erdoğan, şu günlerde Erzurum'un dünyanın en önemli spor organizasyonlarından birine ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Erdoğan, 25'inci Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları'nın şu anda başarılı bir organizasyonla Erzurum'da gerçekleştirildiğini belirterek, "Dünyanın 5 kıtasından, 50 ülkeden 3 bin 500 sporcu Erzurum'da dostça, kardeşçe bir heyecan yaşıyorlar, aynı heyecanı biz de yaşadık. Erzurum'u bu büyük olimpiyatlara hazırlamak için çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik. Spor tesislerini, konaklama tesislerini, alt yapı hizmetlerini tamamlamak amacıyla Erzurum'a yaklaşık 650 trilyon tutarında yatırım yaptık. Bu yatırımlar, olimpiyatlar sonrasında Erzurum gençliğine, tüm Türkiye gençliğine, tüm halkımıza hizmet verecek ve yarının sporcularını yetiştirecektir." diye konuştu.

TRT Haber

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara