DEVLET BAKANI ZAFER ÇAĞLAYAN BERLİN'DE -BAKAN ÇAĞLAYAN: "VİZE KONUSU İNSAN

Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının insan hakları ihlali olduğunu söyledi.
Bakan Çağlayan, Ritz Carlton otelinde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile yaptığı yaklaşık 6 saatlik toplantıdan sonra Türk gazeteciler ile biraraya gelerek, çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu.
Çağlayan, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulaması ile ilgili olarak, "Vize konusunda yapılan ciddi bir haksızlık vardır. Vize konusu insan hakları ihlalidir. İnsan haklarından bahseden bir toplumun, bir birliğin kendisinin insan hakları suçu işlemesi son derece manidardır. Bu, Türk işadamından Türk sanayicisine kadar bir ticaret engelidir, bir teknik engeldir. Buna bu yönden bakılması gerekiyor. Bu konuda Türkiye'nin atmış olduğu adımlar, eski yükümlülüklerden gelen hakları net bir şekilde ortadadır. Açılmış ve sonuca bağlanmış olan davalar varken hala Türk insanına, başta Türk işadamına uygulanan vize insanlık dışı bir uygulamadır. Bunları yapmak tabii ki kimsenin hoş karşılayacağı gelişmeler değildir" diye konuştu.
Türkiye'nin, Türk vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz girme hakkı olduğuna inandığını ifade eden Bakan Çağlayan, "Bizim 1963 Katma Protokolü ile elde etmiş olduğumuz haklarımız var. Bu protokole imza koyanların birbirine vize uygulamayacağı açıkça belirtilmiş. Biz herkesi bu protokole sadık olmaya davet ediyoruz. Bu konuda açılmış davalar var. Bunların hepsi ortadayken bu konuda ümit ediyoruz ki, özellikle Almanya bu konudaki geçmiş protokolü ve açılmış davaları ve hukukun üstünlüğünü tesis ederek gerekli adımı atar. Ümit ediyorum ki, bu konuda yakın bir zaman içinde Alman makamları gerekli adımı atacak ve öncelikle işadamlarından başlamak üzere, daha sonra da topluma yayılacak bir şekilde bir kapı aralayacaktır" dedi.
Türkiye'nin AB ile Gümrük Anlaşması yapan tek ülke olduğuna işaret eden Çağlayan, "Bizim, bırakın insanımızın serbest dolaşmasını, AB müzakere fasıllarından en önemlilerinden biri olan malların ve sermayenin serbest dolaşımı konusunda bile AB maalesef gerekeni yapmıyor. Bizim şu anda işadamlarımızın Avrupa'daki dolaşımı engellenirken, burada bir hak gasbı yaşanırken, diğer taraftan Türk ürünlerinin serbest dolaşım hakkı ellerinden alınıyor. Bir taraftan insan hakları diyeceksiniz, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesinden bahsedeceksiniz ve dünyaya bu konuda ders vermeye kalkacaksınız, diğer taraftan Türk mallarının bu pazarlara geçişine engel koyacaksınız. Bunu anlamak, bunu bağdaştırmak mümkün değil" şeklinde konuştu.
AB üyeliği yolunda Türkiye'ye yapılan haksızlıklara vurgu yapan Çağlayan, "Bu kadar süre birliğe üye olmak için bekleyeceksiniz, çeşitli farklı uygulamaları size yapacaklar, başka ülkelere, isim vermek istemiyorum, milyarlar vereceksiniz, Türkiye'ye gelince cimri davranacaksınız, tam üyeliğe geçiş sürecinde gerekli maddi destekleri yapmayacaksınız, bir yandan da yapılan şeyleri yok sayacaksınız, bunu kabul etmek mümkün değil. Yani vicdanen kabul etmek mümkün değil" dedi.
AB ülkelerinin, Türkiye'den siyasi ve ekonomik açıdan çok daha kötü durumda olan ve üyelik müzakerelerine daha geç başlanmış ülkelere bazı ayrıcalıklar yaptığını, bunların dünya kamuoyunun dikkatinden kaçmadığını kaydeden Çağlayan, "Bu konuda bir yılgınlık yok. Biz Türk milleti olarak her zaman zorluklarla mücadele ettik. Her zaman metaneti, sabrı ve azmi ile başarı göstermiş bir ülkeyiz. Bu çerçevede ümit ediyoruz ki, yapılan hatalardan dönülecektir" diye konuştu.
Türkiye'nin AB konusundaki kararlılığının, her türlü engellemeye, çeşitli provokasyonlara ve "iki yüzlü tutuma" rağmen 50 yıldan daha fazla bir süredir devam ettiğini belirten Bakan Çağlayan, "Sizler de görüyorsunuz ve şahit oluyorsunuz, Türkiye Kıbrıs konusunda tavrını ortaya koymuş ve böyle yapmış olduğu için cezalandırılmıştır" dedi.

-"ALMANYA BAŞBAKANININ YANLIŞ İFADESİ TÜRK HALKINI FAZLASIYLA ÜZMÜŞTÜR"

Bakan Çağlayan, Kıbrıs Türk halkının Annan Planı'nı kabul etmiş, Kıbrıs Rum kesiminin ise planı kabul etmemiş olmasına rağmen, Türk halkının cezalandırıldığını, Kıbrıs Rum kesiminin de AB'ye alınarak ödüllendirildiğini ifade ederek, "Almanya Başbakanının yapmış olduğu son derece yanlış ifade gerçekten Türkiye'yi, Türk halkını ve burada yaşayan insanlarımızı fazlasıyla üzmüştür. Çünkü bu konular, herkes tarafından bilinen en azından internete, Google'a bile girdiğiniz zaman çok net sonuçları görülecek ve konuşulmuş olan konulardır. Tabii bu tutumlar bazı ülkelerin iç siyasi meselelerinin ortaya çıkartmış olduğu davranış biçimleridir. Ancak bunlar iç siyasete alet edilmeyecek kadar önemli meselelerdir. Türkiye AB'ye yük katmaya değil, yük almaya gelen bir ülkedir" diye konuştu.
Türkiye'nin 2023 yılına kadar Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi olduğuna dikkat çeken Çağlayan, Türkiye'nin, günümüzde komşularının yanı sıra çok başarılı Orta Doğu, Orta Asya ve Latin Amerika stratejileri de olduğunu, Suriye ve Lübnan ile vizenin kaldırılmasından sonra Rusya ile de vizelerin kaldırılması aşamasına gelindiğini, yakın bir zamanda iki ülke vatandaşlarının vizesiz karşılıklı ziyaretlerde bulunabileceğini, bunun turizme ve ekonomiye de yansıması olacağını söyledi.
Bakan Çağlayan, Türkiye'nin önemli bir yatırım merkezi haline geldiğini, sadece komşu ülkeleri ile ticaret hacmini 9 milyar dolardan 45 milyar dolara yükselttiğini, ülkeye yönelik doğrudan yabancı yatırımın da 89 buçuk milyar dolara ulaştığını belirterek, bunun ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarın bir göstergesi olduğunu ifade etti.
"Ekonomik kriz Türkiye'deki istikrarın sınandığı bir dönem oldu" diyen Çağlayan, dünyadaki enerji kaynaklarının üçte ikisinin de Türkiye'nin çevresinde bulunduğuna dikkat çekti.
Bakan Çağlayan, Almanya'da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türkün günümüzde her alanda etkili olmaya başladığını ve ülke ekonomisine önemli katkı sağladığını da kaydederek, "Türk diasporasını en etkili şekilde kullanmak zorundayız" dedi.
Çağlayan, daha önce tanışarak güzel bir dostluk kurduğunu ifade ettiği Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'a da yarın bir nezaket ziyaretinde bulunacağını hatırlatarak, kendisine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün selamını ileteceğini söyledi.
Çağlayan basınla görüşmesinin ardından oteldeki piyanonun başına geçerek, bazı bilinen eserleri seslendirdi.