AR-GE, YENİLİK VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI FORUMU... -TÜBİTAK BAŞKAN YARDIMCISI Ö

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Anlağan, siyasi iradenin Ar-Ge'nin önemine inandığını ve son yıllarda Ar-Ge çalışmalarına ciddi kaynak ayrıldığını belirterek, AR-GE yapmak isteyenlere verebilecekleri ciddi kaynak bulunduğunu söyledi.
ODTÜ-TEKPOL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ve TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) işbirliğiyle düzenlenen 'Ar-Ge, Yenilik ve Teknoloji Politikaları Forumu' başladı.
3 gün sürecek forumun açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Anlağan, halkın refah seviyesini yükseltmek ve dünyada da saygınlığa kavuşmak için, rekabet gücü yüksek ve sürdürülebilir bir ekonominin oluşturulması gerektiğini kaydetti. Anlağan, 'Mevcut ekonomimizin bu niteliklere sahip olmadığını biliyoruz, bunun gerçekleşebilmesi için olmazsa olmaz noktalardan biri Ar-Ge, yenilik kavramlarının toplumda benimsenmesi ve buna inanılmasıdır' dedi.
Ar-Ge konusunun uzun yıllardır gündemde olmadığını ancak son 6-7 senedir gereken ilgiyi gördüğünü ifade eden Anlağan, 'Siyasi irade Ar-Ge'nin önemine inandı ve son yıllarda ciddi kaynak ayırdı. Dolayısıyla Ar-Ge yapmak isteyenlere verebileceğimiz ciddi kaynaklar var. TÜBİTAK bu konuda çok önemli rol oynayan bir kuruluş' diye konuştu.
EMO Başkanı Ramazan Pektaş da konuşmasında geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sanayicilerden araba yapmalarını istemesi üzerine, bilim ve teknolojiye sahip olmanın öneminin gündeme geldiğini dile getirerek, 'Bundan 40 yıl önce araba yapılabiliyordu. Hazin hikayedir sadece depoya benzin konulmaması nedeniyle heba edilmiş onca emek, birikim ve ekonomik kaynak söz konusudur' dedi.
Araba ya da başka bir teknolojik imalatın yapılabilmesinin ön koşulunun, ilgili alanda bilgi birikimine ve Ar-Ge faaliyetlerine verilen önem olduğunu ifade eden Pektaş, Ar-Ge faaliyetlerini, 'İnsan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının arttırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalar' olarak nitelendirdi.
Pektaş, oda olarak bilim ve teknoloji kuruluşlarının, gündelik siyasetin peşine takılmayan ve bu kesimlerden beklentisi olmayan bir yapılanma ve ilişkiler ağı içinde olması gerektiğine inandıklarını vurguladı.
Türkiye'nin bilimi ve teknolojiyi takip eden ve kullanan bir pozisyonda kalmasının doğru olmayacağını ifade eden Pektaş, 'Teknoloji transferi için harcanan kaynakların daha verimli bir şekilde teknolojiye sahip olmak ve geliştirmek için kullanılması daha akılcı olacaktır.' dedi.