İSO MECLİS TOPLANTISI -YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI NURİ TUNA: -'BAZ ETKİ

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Tuna, 'Baz etkisinin devre dışı kalacağı, Avrupa'ya yönelik ihracatta sıkıntıların devam edeceği, iç pazardaki kredi desteğinin de nispeten zayıflayacağı anlaşılan 2011'de işimiz zorlaşabilir' dedi.
İSO'nun Ocak ayı meclis toplantısında konuşan Tuna, bu yılın ilk ayında imalat sanayi kapasite kullanım oranının yüzde 74,6 olduğunu hatırlatarak, gelişmenin iyi olmakla birlikte 2008 Ağustos ayında sona eren yüzde 80'ler civarındaki kapasite kullanım oranlarına henüz ulaşılamadığını söyledi.
Tuna, reel kesim güven endeksinin de, Aralık ayına göre 7 puanlık bir artışla 2011'e iyi bir başlangıç yaptığını ifade ederek, geçen yıl işsizlikte nispi bir iyileşme sağlandığını, aylık bazda işsizlik oranının yüzde 11'ler civarına gerilediğini, sanayide üretimdeki artışın istihdama da yansıdığını anlattı.
2010'da bütçe performansının olumlu olduğunu, verilere göre bütçe açığının bir önceki yıla göre yüzde 25 azaldığını ifade eden Tuna, 'Bu yönüyle de Türkiye ekonomisi, kriz sonrasında büyük kamu açıkları nedeniyle başı dertte olan ülkelerden, özellikle de Avrupa ülkelerinden önemli ölçüde farklılaşmıştır. 2010'da, büyüme, sanayi üretimi, bütçe performansı ve işsizlikte nispi de olsa olumlu gelişmeler kaydedilmiş, ancak dış ticaretimiz çok parlak bir tablo çizmemiştir' diye konuştu.
TİM verilerine göre, geçen yıl ihracatın 114 milyar dolar olduğunu anımsatan Tuna, TÜİK'e göre ocak-kasım dönemindeki 11 ay sonunda ithalatın 165 milyar doları bulduğunu, aynı dönemde dış ticaret açığının da 63 milyar dolara ulaştığını anlattı.
Tuna, 'Cari açıkta ise daha olumsuz bir tablo söz konusu. Kasım ayındaki 5,9 milyar dolar, tarihe aylık bazda bugüne kadar elde edilen en yüksek cari açık miktarı olarak kaydedildi. Yılın 11 ayı sonunda ise cari açığımız yüzde 277'lik artışla 41,6 milyar dolar oldu. Yıl sonu itibarıyla 45 milyar dolara yaklaşacağı tahmin ediliyor, ki bu da tarihimizdeki en yüksek cari açık miktarı olacak' dedi.
İhracatçı sanayicinin pazar çeşitlendirme yönündeki yoğun çabalarına rağmen, ihracattaki artışın sınırlı kaldığına işaret eden Tuna, değerli TL ve artan kredi imkanlarının ithalatı körüklediğini savundu. Kredi hacmindeki genişleme başta olmak üzere ekonomide finansal istikrarı tehlikeye atabilecek ısınma belirtileri gören Merkez Bankasının, bir süre önce fiyat istikrarı yanında finansal istikrarı da gözetmek üzere para politikasında araç çeşitliliğine gideceğini açıkladığını, 'düşük politika faizi-yüksek zorunlu karşılık oranı' şeklinde özetlenebilecek yeni politikada ilk adımı da aralık ayında attığını hatırlattı.

-ZORUNLU KARŞILIKLARDAKİ ARTIŞ-

Nuri Tuna, 'İkinci adım ise bu hafta içinde geldi ve zorunlu karşılıklardaki artış, kredi maliyetlerine de artış olarak yansıdı. Bu karar, cari açığın ve enflasyonun kontrolü açısından anlamlı bir adımdır. Merkez Bankamızın bu kararlarının, üretimini son dönemde daha çok iç talebin desteğiyle artıran sanayimizi nasıl etkileyeceğini ise önümüzdeki aylarda göreceğiz' şeklinde konuştu.
Geçiş yılı olan 2010'un ardından 2011'in, iyileşme eğiliminin kalıcılık ve istikrar kazanması açısından kritik önemde bir yıl olacağını belirten Tuna, şöyle dedi:
'Kasım ayında sanayi üretimimiz bir önceki yıla göre artmıştır, ama mevsim etkisinden arındırılmış endekste bir önceki aya göre yüzde 1,3'lük bir küçülme söz konusu. Bu da, her zaman altını çizdiğimiz üzere dikkati elden bırakmamamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Baz etkisinin devre dışı kalacağı, Avrupa'ya yönelik ihracatta sıkıntıların devam edeceği, diğer taraftan iç pazardaki kredi desteğinin de nispeten zayıflayacağı anlaşılan 2011'de işimiz zorlaşabilir. Üretimdeki artışın sürebilmesi için gözler sanayimizde olmalı ve gerektiğinde destekleyici tedbirler süratle devreye girebilmelidir.'
Yüzde 4-5'ler civarındaki büyümelerin Türkiye için yeterli olmadığını ifade eden Tuna, ekonomide kırılganlıklar yaratmak pahasına elde edilecek, öngörülenin çok üzerindeki büyümelerin de sağlıklı olmadığını, hedeflerinin, yüksek oranlı ancak sağlam zeminde ve sürdürülebilir büyüme olması gerektiğini söyledi.

-'DÜNYANIN EN PAHALI AKARYAKITI'