İsrail, konuyla ilgili açtığı soruşturmanın ilk raporunda operasyonun ve Gazze ablukasının, uluslararası hukuka uygun olduğunu öne sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, raporun inandırıcılığı olmadığını savundu.
Bu gelişmeden bir gün sonra Türkiye de kendi raporunu açıkladı. Aslında rapor yeni değil, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler paneline ve İsrail'e sunulmuştu. Anadolu Ajansı'nın ulaştığı bu ara raporda saldırı anıyla ilgili ayrıntılı bilgilere yer veriliyor.
Türkiye, öncelikle İsrail'in meşru müdafaa yaptıklarını söylediği askerlerin daha geminin güvertesine inmeden iki sivili öldürdüklerini savundu. Saldırı sırasında İsrail askerlerinin sivil yolculara karşı "aşırı, rastgele ve orantısız güç" kullandığı, yolcuların ise silahlı saldırı karşısında, "silahsız meşru müdafaa haklarını kullandıkları" ifade edildi. Rapora göre gemiyi ele geçiren İsrailli askerler, sivillere yönelik fiziki ve psikolojik şiddet uygulandı. Türkiye ayrıca, iki ay Aşdod Limanı'nda tutulan gemideki delillerin yok edildiğini vurguladı. Olay anına ilişkin filmlere İsrail el koyduğundan, raporun görgü tanıklarının ifadelerine dayandığı belirtildi. Bir diğer dikkat çeken madde, tazminat talebi. Türkiye'ye göre İsrail, Açık Denizler Kuralı'nı ihlal etti ve tazminat ödemeli.
BM paneli Şubat ayından itibaren bu iki raporu da ele alacak. BM panelinin Türkiye temsilcisi Özdem Sanberk'in bu konuya ilişkin yorumuna yer verildi. Sanberk'e ilk olarak İsrail raporuna ilişkin görüşlerini sorduk.
ÖZDEM SANBERK: İsrail raporu zayıf bir temelden hareket ediyor, bence en önemli eksikliği kanıtları İsrail Yüksek Mahkemesi'nin görüşlerine ve kararlarına dayanıyor; bir de İsrail askerlerinin tanıklıklarına dayanıyor.
Ama İsrail askerlerinin kimlikleri açıklanmıyor, yazılı ifadelerinden bahsediliyor.
Şimdi bir mahkemede kimlikleri belli olmayan tanıklara itibar edilir mi, bunun takdirini dinleyicilerimize bırakıyorum. Bu tanıklıklar aslında yok sayılır. Bunu doğrulayamıyoruz.
BBC : Türkiye raporuna bakarsak... İsrail olay anına ilişkin filmleri teslim etmediği için görgü tanıklıklarına dayanıyor değil mi bu rapor da?
ÖZDEM SANBERK: Türkiye'nin raporunda bütün tanıkların isimler, adresleri, kimlikleri belli. Tanıklar zaten uluslararası kişiler, bizdeki tanıklardan başka, Cenevre'deki BM İnsan hakları konseyinin ve hepsinin kimlikleri açıktı. Şimdi, İsrail kendi askerlerini BM çerçevesinde kurulan araştırma komisyonuna göndermediği gibi, Turkel komisyonunda da bu tanıklar hazır bulunmadılar. Sadece yazılı beyan gönderdiler.
İsrail'in raporuyla Türkiye'nin raporu bizim BM panelinde önümüzdeki Şubat ayında beraber incelenecek. Bizim tabii İsrail'e sorularımız olacak. Onların da muhakkak ki bize soruları olacak. Bu komisyon, netice itibariyle bir tartışmadan sonra biz uzlaşmaya varmaya çalışacak.
Turkel komisyonunun raporu nihai bir rapor değil. İsrail milli komisyonunun görüşlerini gösteriyor. Bizim raporumuz da tabii Türkiye'nin tarafından hazırlanan, Türk milli komisyonunun görüşlerini içeriyor.
BBC : Hem İsrail raporu hem de Türkiye raporu BM paneline bağlı olarak hazırlandı ama İsrail'in bu raporu kamuoyuna ilan etme şekli, Türkiye'de tepki çekti, değil mi?
ÖZDEM SANBERK: Burada sakat olan taraf, BM panelinde varılan bir mutabakata aykırı olarak Türkiye görmeden İsrail kendi raporunu açıkladı. Oysa İsrail bizim raporu görmüştü. Ne zaman gördü? Türkiye geçtiğimiz Eylül ayında panele kendi raporunu getirdi, İsrail'den de ara raporunu getirmesini istedik. Fakat İsrail dedi ki, "biz raporumuzu daha sonra vereceğiz. Onun için siz de raporunuzu açıklamayın." Biz buna itiraz ettik fakat komisyonda alınan centilmenlik anlaşması sonucu İsrail'in raporunu bekleyelim, beraber inceleriz, dedik. Fakat İsrail bu centilmenlik anlaşmasına maalesef uymadı. Rapor tabiatıyla bizim raporumuzda olan bazı gerçeklerin daha kamuoyu tarafından bilinmeden, açıklanmış olması dolayısıyla bir kamuoyu hamlesi yaptığını düşünüyor. Bence hata ediyor, çünkü bu gibi şeylerde oyunun kurallarına göre oynayan tarafın daha avantajlı olduğunu düşünüyoruz Türkiye'de. Biz orada neticede bunu dile getireceğiz fakat BM panelinde bu raporların tartışılmasına devam edeceğiz. İsrail raporunu tartışacağız, bu raporuna karşı sorunlarımız var bizim.
Bunların başında, İsrail'in tanıklıkları hakkındaki inanırlılığını tartışıyoruz. İkincisi, Gazze'ye yasal olmayan abluka uyguluyor. Bu ablukanın yasal olduğunu bize izah etmesi lazım. Kaldı ki Gazze hala İsrail'in işgali altında. Bu tür hukuki soruları da hiç şüphesiz dile getireceğiz.
BBC: Ama baskındaki olaylarla ilgili olarak temel soru, askerlerin tanıklıklarının yazılı olarak yapılmış olması. Bunun dışında başka bir boyutu var mı?
ÖZDEM SANBERK: Bir çok boyutu var ama şu anda daha fazla derinleştirecek durumda değilim, panelde tartışılacak bu konular. Bir de tabii İsrail ordusu meşru müdafaa yaptığı iddiasında. Hem saldırıp hem de meşru müdafaa iddiasında bulunamaz. Bunu da soracağız. Bütün hukuklarda bir temel hukuk kuralı bu.
BBC : Sizce Türkiye ile İsrail, BM panelinin önümüzdeki aylarda yapacağı görüşmeler ve yayımlayacağı rapor sonrasında, gerginleşmiş durumdaki ilişkileri onarabilir mi?
ÖZDEM SANBERK: Evet onarabilir, İsrail Türkiye'nin beklentilerini yerine getirirse hiç şüphesiz Türkiye bu meseleyi geride bırakmak istiyor. O bakımdan biz İsrail'in de kendi sorumluluğunu yerine getireceğini ve Türkiye'den, Türk halkından bu 9 ölüm dolayısıyla özür dileyeceğini ve öldürülenlerin yaralananların ailelerine tazminat vereceğini, vermesi gerektiğini düşünmek istiyoruz. O bakımdan barış yolundaki adımlarımız kesilmiş değil.