Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İSRAİL HÜKÜMETİNİN OLUŞTURDUĞU KOMİSYONUN MAVİ MARMARA SORUŞTURMASI: -TURKEL R

İsrail hükümetinin Mavi Marmara'ya saldırıyı soruşturmak üzere kurduğu komisyon, gemiye baskın yapan askerlerin tavrının uluslararası huku

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-23 17:00:00

İSRAİL HÜKÜMETİNİN OLUŞTURDUĞU KOMİSYONUN  MAVİ MARMARA SORUŞTURMASI:  -TURKEL R
İsrail hükümetinin Mavi Marmara'ya saldırıyı soruşturmak üzere kurduğu komisyon, gemiye baskın yapan askerlerin tavrının uluslararası hukuka uygun olduğunu savundu.
Raporda İsrail askerlerinin operasyon sırasında meşru müdafaada bulundukları, ayrıca Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın uluslararası kurallarına aykırı olmadığı öne sürüldü.
İsrail donanmasının 31 Mayısta Akdeniz'in uluslararası sularında seyreden Mavi Marmara gemisine düzenlediği, 9 Türk'ün öldüğü askeri operasyonu soruşturmak üzere İsrail hükümeti tarafından oluşturulan, başkanlığını eski yargıçlardan Yaakov Turkel'in yaptığı komisyon ilk raporunu açıkladı. Rapor, basına açıklanmadan bir saat kadar önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya sunuldu.
Turkel'in diğer üyelerle birlikte Kudüs'te, İzak Rabin Konukevinde düzenlediği basın toplantısıyla duyurulan ve komisyonun internet sitesinde yayımlanan raporda, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın "uluslararası hukuk ve İsrail'deki yargı kararları doğrultusunda meşruluğu" değerlendirildi. Raporun ikinci bölümünde de Mavi Marmara başta olmak üzere gemilere düzenlenen baskın ele alındı.

-GAZZE ŞERİDİ-

Gazze Şeridi'ne yönelik deniz ablukasının "meşru" olarak nitelendirildiği raporda, olayla ilgili şu görüşlere ve değerlendirmelere yer verildi:
"-İsrail ile Gazze Şeridi arasındaki çatışma, uluslararası silahlı çatışmadır.
-İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki etkin kontrolü, İsrail'in bölgeden çekilme işleminin tamamlanmasıyla ortadan kalkmıştır.
-İsrail'in Gazze Şeridi'ne karşı uyguladığı deniz ambargosu, öncelikli olarak güvenlik sağlamaya yönelik askeri bir önlemdir.
-Gazze Şeridi'ne yönelik deniz ablukası, hukuka uygun olarak konulmuş ve İsrail, ablukanın uygulanması için aranan koşulları yerine getirmiştir.
-Gazze Şeridi'ne karşı ilan edilen ve uygulanan deniz ablukası, Gazze Şeridi'ndeki halkın 'topyekun cezalandırılması' anlamına gelmez.
-Uluslararası hukuk, abluka uygulayan tarafın abluka altındaki tarafa olan yükümlülüklerini yerine getirmediğini düşündükleri için kişi ya da gruplara, 'ilanı için gerekli koşulları yerine getirmiş ve bunlara uygun olarak yürütülmekte olan ve özellikle de tarafsız kesimlere karşı yükümlülüklerini yerine getiren bir deniz ablukasını' ihlal etme hakkı tanımaz."

-MAVİ MARMARA-

Mavu Marmara baskınıyla da ilgili olarak raporda, 31 Mayıstan önceki günlerde 6 gemiden oluşan ve yaklaşık 700 kişi taşıyan filonun İsrail sahillerine doğru yol almaya başladığı belirtilerek "İçlerinde en büyüğü 29 mürettebat ve 561 yolcu taşıyan, sözkonusu olayın cereyan ettiği Mavi Marmara gemisiydi" denildi.
Raporda, İsrail hükümetinin eylemle ilgili olarak "daha filo hareket etmeden önce bazı önlemler aldıysa da bunların başarılı olamadığı", Gazze'ye gidecek yardım malzemesinin de Aşdod ya da Mısır'ın El Ariş limanlarına boşaltılarak, karayoluyla Gazze'ye taşınması yolundaki önerilerin kabul görmediği ifadeleri yer aldı.
Söz konusu raporda, "31 Mayıs 2010 günü sabahın ilk saatlerinde İsrail askerlerinin Mavi Marmara'ya 'indirme' yaparak geminin kontrolünü ele geçirdikleri, gemiye çıkış ve kontrolü sağlama çabaları sırasında şiddetli bir dirençle karşılaştıkları, 'çatışma sona erdiğinde' gemi yolcularından 9'unun öldüğü, 55 yolcu ile 9 İsrail askerinin de yaralandığı" belirtildi.
Raporda, Mavi Marmara'ya düzenlenen baskınla ilgili değerlendirmeler, kısaca şöyle yer aldı:
"-Morena hücumbotlarındaki Şayetet 13 İsrail deniz komandolarının, Gazze filosunu, abluka altındaki alanın dışında, uluslararası sularda karşılayıp ele geçirmesi Uluslararası Hukuk teamüllerine uygundur.
-Komandolar ile çıkarma yapmak ve helikopterlerden gemi güvertelerine halatla asker indirmek dahil, filodaki gemileri ele geçirmek için uygulanan taktikler, deniz kuvvetleri operasyonları için uluslararası kabul görmüş uygulamalarla tutarlıdır.
-Mavi Marmara'da ve filodaki diğer gemilerde, 'çıkarma ve indirme yapılmasına şiddetle karşılık veren', İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve bağlı kuruluşlarına mensup bir dizi militan bulunmuştur.
-Bu şiddet eylemlerine katılanlar, çatışmada doğrudan yer alan siviller olmuştur. Filodaki sivillere karşı kuvvet kullanımı, 'gereklilik' ve 'insan haklarına dayalı güvenlik önlemi' normlarına, 'ölçülü güç kullanımı' ilkelerine uygun olarak uygulanmıştır.
-İHH militanları, çatışmalara doğrudan katılarak sivil statülerinin kendilerine sağlayacağı dokunulmazlığı yitirmişlerdir. Çatışmalara doğrudan katılanlara karşı kuvvet kullanımı ise İnsan Hakları sözleşmesiyle ilgili kurallara tabidir."
Komisyonun raporunda filodaki yolcular, esas amaçları ablukayı kırarak Gazze'deki insani durumu kamuoyunun gündemine getirmeyi amaçlayan uluslararası sivil grupların üyeleri olarak değerlendirilmelerine rağmen, İHH aktivistleri bundan ayrı tutuldu.
Raporda, Mavi Marmara'daki İHH aktivistlerinin, "kendilerini demir sopalar, baltalar, sapanlar, bıçaklar ve diğer metal objelerle, geniş bir yelpazede silahlandırdığı, şiddete başvurdukları" öne sürüldü.
Bu silahların ciddi şekilde yaralanmalara ve ölümlere yol açabileceği belirtilen raporda, İHH aktivistlerinin "düşmanlıklarını, organize bir şekilde İsrail askerlerine şiddet kullanarak, saldırarak" gerçekleştirdikleri, İsrail askerlerine ateşli silahlar kullandıkları iddia edildi.

-RAPOR, BM KOMİSYONU'NA SUNULACAK-

Yaklaşık 300 sayfalık ilk rapor, Komisyonun İsrailli üyelerinin yanı sıra yabancı gözlemci üyeler Kanadalı Ken Watkin ile Kuzey İrlandalı Lord David Trimble tarafından da imzalandı.
Rapor BM bünyesinde kurulan, aralarında Türk ve İsrailli temsilcilerin bulunduğu ve başkanlığını eski Yeni Zelanda Başbakanı Geoffrey Palmer'in yaptığı soruşturma komisyonuna sunulacak.
Komisyonun, raporunun ikinci bölümünü birkaç ay sonra açıklaması bekleniyor.
14 Haziran 2010'da kurulan komisyon, ağustos ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Ehud Barak, Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi ile İsrail muhalefetinin lideri Tzipi Livni'nin ifadelerine başvurmuştu. Komisyon ayrıca gemi yolcuları arasında bulunan İsrailli Araplar Muhammed Zeydan ve Hamad Ebu Dabus'un ifadesini almıştı.
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara