TÜRK EDEBİYATI HOCASI, İLAHİYATÇI, ŞAİR VE YAZAR PROF. MAHİR İZ ANILDI (FOTOĞ

Osmanlı döneminin son öğretmenlerinden, Türk edebiyatı hocası, ilahiyatçı, şair ve yazar Prof. Mahir İz, ölümünün 37. yılında düzenlenen programla Üsküdar'da anıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Müdürlüğü tarafından İslam Araştırmaları Merkezi'nde (İSAM) düzenlenen anma programı, Mahir İz'in hayatının anlatıldığı bir sinevizyon gösterisi ile başladı.
Programda konuşan İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Numan Güzey, 'Mahir İz hocamız, hem Osmanlı'nın hem de Türkiye'nin münevveriydi' dedi.
Güzey, Mahir İz'in, kendisine edebiyatı sevdiren kişi olduğunu belirterek, 'Hukuk okuduğum halde bir edebiyatçı kadar edebiyata vakıf olmamı, okuduğumu anlamamı sağlayan odur. O sevdirdi bize musikimizi. Eski musikileri sevince, anlayınca, Müslüman Türk'ü anlamayı da öğrenmiş olduk' diye konuştu.
'Okuduğunu anlamak, anladığını anlatmak' becerisini kendilerine verenin Mahir İz olduğunu belirten Güzey, 'Sadece hoca değildi. Aynı zamanda çok zarif, çok ince bir İstanbul beyefendisiydi. Biz mollalar zarif ve güzel giyinmenin, güzel kokular sürünerek gezmenin sünnet olduğunu bilmezden önce, hocamızın şahsında onu uyguladığını gördük. 80 yaşına rağmen hepimizden çok daha şık, zarif giyinen yaşlanmaz bir delikanlıydı' dedi.
Türk sanatları araştırmacısı Prof. Dr. Uğur Derman da Mahir İz'in Haydarpaşa Lisesinde Edebiyat öğretmenliği yaptığı yıllarda 4 yıl o lisede okuduğunu anlattı.
Kendisinin resmi hocası olmamasına rağmen edebiyat dersini farklı anlattığından dolayı sürekli Mahir İz'in peşinden gittiğini söyleyen Derman, 'Hocalığı döneminde cazibesine kapıldım. Çünkü derslerinde, sadece Türk edebiyatı değil, edebiyatına vakıf olduğu Arapça, Farsça şiirlerden örnekler verirdi. Hiçbir zaman resmi talebesi olmadım, ama boş derslerimde onun derslerine girerdim' diye konuştu.
Gazeteci Yazar Mehmet Şevket Eygi de Mahir İz'in vefatından sonra Sadaka-i Cariye bırakabilen insanlardan biri olduğunu belirterek, 'Çok vasıflı, dini bütün bir Müslüman'dı. Kendisinde hiç kibir ve gurur yoktu. Mütevaziydi. Vazifelerini yerine getirirdi. Türkiye'nin onun gibi insanlara çok ihtiyacı var' dedi.