Denizli Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu'nda sanayicilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Denizli'de bulunmaktan mutlu olduğunu söyledi. CHP'nin ticaret ve sanayi ile ilgili düşüncelerinin, politikalarının merak edildiğini, sanayicilerin sorunlarını bilip bilmediklerinin sorgulandığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkeyi kuranlar, savaş meydanlarında kazanılan zaferlerin, ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça başarıya ulaşamayacağını biliyorlardı. Onun için zafer kazandık, bağımsızlık elde ettik, bu bağımsızlığı ekonomik güçle devam ettireceğiz. Fabrikalar tüter, işçiler çalışırsa, herkes alınteriyle ekmeğini evine götürürse mutlu, geleceğe güvenle bakan Türkiye'ye ulaşırsınız'' diye konuştu.
Geleceğe güvenle bakan bir Türkiye oluşturmak için çaba gösterdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Denizli çok ilginç bir yer. İlginçliği şuradan; Denizli, Kayseri gibi, yabancı sermayenin olmadığı, iş adamlarının, sanayicilerinin alınteri dökerek, sermaye koyarak ve risk alarak Denizli'yi Denizli yaptıkları bir kenttir. Bu örneği bütün Türkiye'nin görmesi, kulak kabartması gerekir. Denizli'yi daha ileri taşımak için bütün Türkiye'nin çalışması lazım. Tekstilde bir markaydı, Türkiye'de değil, dünyada markaydı. Ekonomik krizde Denizli kan kaybetti ama Türkiye'den daha fazla kan kaybetti.
Devlet adamıyla politikacı arasında fark var. Devlet adamı riski önceden görüp önlem alan kişidir. Sıradan politikacı ise riski görür ses çıkaramaz, risk oluşur ses çıkaramaz, insanlar batar, sonra 'Dünyada da kriz vardı' der. Aradaki fark budur. Eğer siz riskin geleceğini görüyorsanız, zamanında önlem almazsanız, yaratacağınız krizin faturası ağır olur. Türkiye çekti, Denizli fatura ödedi.
Denizli'nin umudu var, sanayici 'Denizli'yi ileri taşıyacağım' diyor. Bu bizim övünç, kıvanç duyacağımız hedeftir. Bizim arzumuz, Denizlili sanayicinin ileriye gitmesi, başarılı olması, bilimi kullanarak dünyada saygın yer edinmesi, rekabet koşullarını yakalamasıdır.''
İstanbul'da kendisine CHP'nin sanayiciyi nasıl gördüğünün sorulduğunu, buna, ''CHP sanayiciyi ekonominin kamu görevlisi olarak görüyor'' şeklinde cevap verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sanayicinin Türkiye için çalıştığını, kendisini değil, Türkiye'yi ve işçiyi düşündüğünü, 'Nasıl rekabet ederiz'i düşündüğünü, bunun için sanayicilerin çok önemli olduğunu ifade etti.
-''6 OKTAN BİRİ MİLLİYETÇİLİKTİR, KAFATASÇILIK DEĞİLDİR''-
CHP'nin ambleminde bulunan 6 oktan birinin milliyetçilik olduğunu, birilerinin söylediği gibi ''kafatasçılık'' olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, önce sanayicinin, köylünün, çiftçinin kazanacağını, önceliği Türk insanına vereceklerini söyledi.
Türkiye'nin, Avrupa'nın en büyük otobüs üretim merkezi olduğunu, Yunanistan'daki otobüslerin yüzde 42'sinin Türkiye'de üretildiğini belirten Kılıçdaroğlu, ancak kriz ortamında Türkiye'nin Almanya'dan ve Hollanda'dan otobüs aldığını ifade etti. Hollanda'dan alınan otobüslerin tanesine 1 milyon 200 bin avro ödendiğini, ancak bu otobüslerin yokuş çıkamadığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Çünkü Hollanda'da dağ yok. Hepimizin sorması gereken soru şu; Türkiye'de otobüs üreten firmalar 56 bin işçiyi kapının önüne koydu, 'Talep yok' diye. Biz Almanya'nın, Hollanda'nın ekonomik krizini çözmek için otobüs aldık. Bizim milliyetçiliğimiz, önce kendi sanayicimizin ürününü almaktır. Daha ucuz, daha iyi çalışıyor, niye oradan alıyorsun? Bunu sorguladığımız kadar her sanayicinin de sorgulamasını isteriz.
Rekabet çok önemlidir sanayi için. Kilovat saati 13-14 cent olan elektrikle sanayici nasıl uluslararası alanda rekabet edecek? Elektrik, enerji çok önemlidir. Enerjiyi dışa bağımlı hale getirdik. Yüzde 70 dışa bağımlıyız. Bir anlaşma imzaladık, uluslararası anlaşma. Nükleer santral yapıyoruz, eyvallah, ihtiyacımız varsa yapalım. Kilovat saati 13.5 cent, KDV hariç. Sanayicilerden rica ediyorum, Uluslararası Enerji Ajansının internet sitesine girsinler, nükleer santralde elektriğin kilovat saati ne kadardır? 13.5 cent olan dünyada tek ülkeyiz. 20 milyar dolara anlaşma imzalandı. Biz yargıya başvurmayalım diye kanun çıkardılar. Ne oldu? Aynı nükleer santralın daha küçüğünü yapıyor, fiyatlar yarı yarıya düşüyor Rusya'da. Bunun faturasını hep birlikte ödeyeceğiz, büyük ölçüde sanayici ödeyecek. CHP'nin görüşü şu, yanlış teşvik politikalarından vazgeçilmeli, nükleer santral yapılacaksa dünyada sanayicisine kaça fatura ediyorsa bizimki de o kadar olmalı.''
Sanayicilerin itiraz edemediğini, aksi halde kapılarına vergi memurlarının dayandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Ama size söz veriyorum, bu korkuyu yıkacağız. Demokrasi ve özgürlük bu ülkeye gerçekten lazım'' dedi.
-''SANAYİCİ HAK ETTİĞİ YERİ ALACAK''-
Kılıçdaroğlu, sanayicilerin hak ettikleri yeri alacaklarını ve sanayicilerin önündeki bütün engelleri kaldıracaklarını ifade ederek, bunun boyunlarının borcu olduğunu söyledi.
Sanayileşmenin olmadığı yerde işsizliğin çözümlenemeyeceğini, yapılması gerekenin, sanayinin ve sanayicinin önündeki engelleri yıkmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, teşvik politikasının yanlış olduğunu, 49 ile teşvik geldiğini, ancak bundan Düzce, Afyonkarahisar ve Uşak olmak üzere 3 ilin yararlandığını dile getirdi. Teşvikin, ''Şu il kazansın, öbür il kan kaybetsin'' diye değil, ilin var olan gücünü artırması için verilmesi gerektiğini, gerekirse firma bazında teknoloji için teşvik getirilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu yapılmadığı takdirde teşvik politikasının kan kaybına yol açacağını öne sürdü.
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu, ancak kaynakların yerinde ve zamanında kullanılmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
''Savurganca harcayan ülkeyiz. Yüzde 4 kalkınma öngörüyoruz önümüzdeki 3 yıl. Yüzde 4 ile siz 2023'te 10 büyük ülke arasına giremezsiniz. Son TÜİK rakamları açıklandı, yoksul sayısı 819 bin kişi arttı, Türkiye genelinde 12 milyon 765 bin kişi oldu. Bu mudur ekonomik kalkınma, refah toplumu, geleceğe güvenle bakan toplum yaratma? Bu tabloyu değiştireceğiz. İşsizliğin olduğu yerde huzuru sağlayamazsınız. Biz geleceğe güvenle bakıyoruz.
Ne demek, 'Kaynak yok'? Birilerine gelince kaynak var, birilerini gelince, 'Kaynak yok.' Bu ülkenin kaynaklarını adam gibi kullanırsanız bu ülkede kaynak vardır. Bu ülkede ıslık çalanların suçlu, malı götürenlerin suçsuz olduğu düzen varsa elbette bu ülkede kaynak sorunu vardır. Ülkede hak etmediği halde köşeyi dönenler var. Niye bunlar izlenmiyor, takip edilmiyor? Türkiye Cumhuriyeti yolsuzluk açısından da sınıfta kalan ülkedir. Uluslararası Şeffaflık Örgütü verilerine bakın, bunlar doğru değil. Herkesin vergi ödediği bir ülkedeyiz. Madem herkes vergi veriyor, o zaman biz ödediğimiz vergilerin nereye harcandığını sorgulamak durumundayız. Ödenen vergilerin sorgulanmadığı ülkede demokrasi askıdadır.''
AA