Kararı ideolojik ve hukuk ayıbı şeklinde değerlendiren Mazlum-Der Gaziantep Şube Başkanı Abdurrahim Çelik, "Danıştay kararı ile evrensel hukuk ilkelerini hiçe saymış, temel hak ve özgürlüklere savaş açmıştır. Karar hukuki değil siyasidir. Akla mantığa sığmayan gerekçeler ile kılık kıyafet özgürlüğüne vurulan pranga, yargı despotizminin en son jüristokratik (yargıçlar yönetimi, demokrasiye zıt) örneğidir. Siyasete yönelik jüristokratik kuşatmanın son noktasıdır. Brifingli yargının milli irade tahammülsüzlüğüdür." dedi.
YÜKSEK YARGI GÖREV ALANINA ÇEKİLMELİDİR
"Eğitim ve çalışma hakkı temel insan haklarıdır" diyen Çelik, "Artık yüksek yargı bu haklardan elini çekmelidir. Saplantılarından kurtulup, problem olmaktan çıkmalıdır. Görev alanına çekilmelidir. Bağımsız ve tarafsız hale gelmelidir. Halk gözünde dibe vuran yargı, kendine çeki düzen vermelidir. Kaos üretmekten vazgeçmelidir." ifadelerini kullandı.
Kararın 12 Eylül ve 28 Şubat uygulamalarını genişletmeye yönelik olduğunu vurgulayan Çelik, "Artık yargı reformu şart olmuştur. Ülkenin en büyük ihtiyacı siviller eliyle yazılacak anayasadır. Son anayasa değişikliği köklü reformlar getirdiyse de yetersiz olduğu son kararlar ile bir kez daha deşifre olmuştur. Bu anayasa bir diktatörlük anayasasıdır. Ülkenin önündeki en büyük engel bu anayasadır. O zaman özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmak için anayasa değişikliği artık kaçınılmazdır. Köklü değişiklikler ile yargı vesayetine son verilmelidir. Yargı hukuka bağlanmalı ve siyasetten uzak bir hale getirilmelidir." açıklamasında bulundu.