Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) 41. Genel Kurul Toplantısı Ceylan İnterContinental Otel'de gerçekleştirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile birlikte geldiği genel kurul toplantısına Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner ve çok sayıda TÜSİAD üyesi katıldı.
TÜSİAD genel kurulunda iş adamlarına seslenen Başbakan Erdoğan, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in Dink cinayetine yönelik açıklamalarını hatırlattı. Dink cinayetinde yürütme olarak zanlıları 36 saatte yakalayarak yargıya teslim ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, bunun neredeyse Cumhuriyet tarihinde nadir olaylardan bir tanesi olduğunu aktardı. Yargı süreci içinde devam eden ve zaman zaman kendilerinin de tasvip etmediği olaylar yaşandığını aktaran Başbakan Erdoğan, Dink ailesini defalarca hem kendi evinde, hem de ofisinde kabul edereke görüştüğünü hatırlattı. Erdoğan sürecin yargıda devam ettiğini ifade etti.
Boyner'in yargı reformu konusundaki ifadelerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu yönde attıkları adımlar olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan bu adımlara da kılıf giydirilmeye çalışıldığını vurgulayan Erdoğna, "Biz bu ülkede zaman aşımından istifade ile işi yırtan, kurtaran bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Zamanaşımı anlayışı yargının iflasıdır. Ne demek zaman aşımı. Alırsın öncelikler sırasına zaman aşımı mı yaklaşıyor bunun. Önce onu bitirirsin karara bağlarsın ondan sonra da bu noktada hem mağdur olanı rahatlatırsın. Hem de kendin 'Ben bu işi başardım' dersin. 'Zaman aşımına girmiştir' deyip kararı vererek kendini kurtaramazsın." diye konuştu.
ZAMAN AŞIMINDAN TAHLİYELER YARGININ İFLASIDIR
Yargının tarihi bir vebalin altında olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, zamanaşımı anlayışını da kabullenemediğini belirtti. Yargıtay'da şu anda 1 milyon 600 bin dosyanın beklediğini hatırlatan Başbakan Erdoğan tepkisini şöyle dile getirdi: Böyle birşey olur mu. Niye bitirmediniz arkadaş. Defaatle biz bazı adımlar attığımızda önümüz kesildi. Orada da bize geldiler. Kamera şakaları yaptılar. Dediler ki 'Mülakat kamerayla yapılır' Bize kadar bunlar kamerayla mı yapılıyor? Şu anda bazı adımlar atıyoruz, bu işi inşallah en kısa zamanda da neticelendirmenin gayreti içerisindeyiz. Biz bize yapılanları hiç kimseye yapılmamasını savunduğumuz için milletimiz tarafından iktidara getirildik. 'Kimsenin kılık kıyafetine karışılmasın, kimsenin yeme içmesine müdahale edilmesin. Konuşanlar susturulmasın. Düşünceler mahkum edilmesin' dedik. Bunu biz özellikle milletimizle samimi şekilde paylaştık ve milletimizden de takdir gördük."
Hukuk sistemi ve yargı altyapısının ekonomide önemli bir sorun olduğunu ve belirsizlik unsuru olarak varlığını sürdürdüğüne işaret eden Başbakan Erdoğan, sadece yerli yatırımcılar değil uluslararası yatırımcılar tarafından da bu sorunun sıklıkla önlerine getirildiğini belirtti. Bu konuda 'yargıyı kuşatmak, siyasallaştırmak' gibi ideolojik ithamları son derece yersiz ve haksız bulduklarını anlatan Erdoğan, bu gün yargının içinde bulunduğu halin tevile yer bırakmayacak durumda olduğunu söyledi.
Tüm bunlara rağmen şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılmakta olan ve yapılacak olan yeni düzenlemelerle Yargıtay ve Danıştay'da da bazı adımları atmakta kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan şöyle konuştu: "Anayasa Mahkemesi ile ilgili bazı adımları atıyoruz. Atmakta kararlıyız."
CİHANERLE İLGİLİ İŞİ HEMEN BAĞLADILAR
Tutukluluk süresinin dolması nedeniyle yapılan son tahliyeler millet nezdinde özellikle yüksek yargının bir kez daha sorgulanmasını gündeme getirdiğini belirten Erdoğan, "Bizim tutuklulukla alakalı serbest bırakılanları biz mi serbest bıraktık. Bunlar yargını önündeki yasalara göre süresi gelenleri serbest bırakma eylemidir. 'Yargıtay'ın iş yükü çok. Bunu istinaf mahkemeleriyle çözelim' dedik. Hakim ve savcı açığı nedeniyle istinaf mahkemeleri uygulama aşamasına gelmedi. Ama hakim ve savcı alımları da komik bahanelerle sürekli engellendi ve engelleniyor." şeklinde konuştu.
Terör örgütü mensuplarının iş yoğunluğu gerekçesiyle serbest bırakılırken bir yandan kimi dosyaların öne alınıp jet hızıyla karara bağlandığını aktaran Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:"Benimle ilgili 2002 seçimlerinden Diyarbakır'dan dosya 24 saatte Ankara'ya getirildi ve Yargıtay 24 saatte kararı verdi ve seçime girmemi engelledi. Demek ki yapabiliyorsunuz. Sayın Erbakan ile ilgili 5 günde karar verdiler. Cihaner ile ilgili hemen anında işi bağladılar. Anında karar verdiler. Bu nasıl oluyor. Onları yaparken baya mahirsiniz de burada niye mahir değilsiniz. Çekin bunları da öne neden çekmediniz. Bütün olay kimin samimiyet testinde imtihanı başarıyla verip vermediği ortaya çıkıyor. Bunların hepsini gördük görüyoruz. Artık benim vatandaşım da bunları gayet güzel şekilde görüyor."