Arena'daki olaylı gecenin ardından okların hedefi haline gelen TOKİ Başkanı Bayraktar sessizliğini bozdu: "Günahımı alıyorlar. Kimseye hakaret etmedim. Taraftar psikolojisini bilememiş olabilirim. Bu tesis için çok uğraştım, hakkımda davalar açıldı. Canaydın dostumdu."
Türk Telekom Arena'nın tarihi açılışında bazı Galatasaray taraftarlarının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan protestosuna ilişkin tartışma hala sürüyor.
Törende yaptığı konuşmayla gerilimi artırdığı iddia edilen ve boy hedefi haline gelen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, Galatasaray'ın merhum Başkanı Özhan Canaydın'a ve Galatasaray camiasına yönelik ithamlarda bulunduğu iddialarını reddetti.
Akşam gazetesinin haberine göre; Bayraktar şunları söyledi:
"Konuşmamın herhangi bir yerinde, iddia edildiği gibi hakaret unsuru taşıyan, 'zavallı' veya 'garip' gibi ifadeler varsa bedelini ödemeye razıyım. Yok böyle bir şey. Ben kimseye hakaret etmedim, kimseyi aşağılamadım. Konuşma metnimi orada yırtıp attım. Ama bir örneğini de saklıyorum. İsteyene vermeye hazırım.
RAHMETLİ ÇOK ÜZÜLÜYORDU
Orada dile getirmek istediğim konu, rahmetli Özhan Canaydın'ın çektiği üzüntülerdi. Yaptığım konuşmayla rahmetliyi yad ettim. Rahmetli Canaydın, stadın yapım sürecinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle çok üzülüyordu. Bu konuda çok mustaripti. Bir an önce alnının akıyla çözüme kavuşturmak için çok uğraştı. Defalarca benimle, Sayın Başbakan'la görüştü. Bu işi sağlığında halledip Galatasaray camiasına armağan etmek için gecesini gündüzüne kattı. Ben rahmetlinin yaşadığı üzüntüleri, bu stadın onun için ne anlam ifade ettiğini anlatmaya çalıştım. Mahzun ve beyefendi duruşunu aktarmaya çalıştım. Konuşmamda, Özhan Canaydın'a ve Galatasaray camiasına yönelik hakaret anlamına gelecek tek bir kelime sarf etmedim.
DUYGULARIMI DİLE GETİRDİM
Belki ben taraftar psikolojisini bilememiş olabilirim. Bu nedenle acemi davranmış olabilirim. Ama bütün samimiyetimle söylüyorum ki, tamamen iyi niyetli şekilde duygularımı dile getirdim. Stadın yapım sürecinde çekilen sıkıntıları anlatmak istedim. Ben içi dışı bir insanım. İçimden geçtiği gibi konuşmak istedim. Son derece iyi niyetle, olayın hikayesini aktardım. Ama buna rağmen suçlandım.
CANAYDIN'IN KALEMİNİ SAKLIYORUM
Kimseyİ incitecek, kimsenin zoruna gidecek ifade kullanmadım. Merhum Canaydın'a ithamda bulunmak, aklımın ucundan bile geçecek bir şey değildir.
Rahmetli en sevdiğim insanlardan biridir. O da beni çok severdi. Bana armağan ettiği kalemi, en kıymetli hediyelerden biri olarak saklıyorum. Çok beyefendi, çok kibar biriydi.
"BULUT" DEDİM "AAA ÖRDEK" ANLADILAR
Ben 'Hava bulutlu' dedim, onlar 'Aaa, ördek' anladılar. Benim suçsuz yere günahımı alıyorlar. Bunu yapanlar ellerini vicdanlarına koysunlar. Ben bu stadı bitirmek için müteahhitlerle, altı resmi kurumla dişe diş mücadele verdim. Suçlandım, hakkımda davalar açıldı, mahkemelere gidip geldim. Şimdi soruyorum; Böylesine sıkıntılı bir işin altından kim rahatlıkla kalkabilirdi?
BAŞBAKAN "YETER Kİ BİTİRELİM" DİYORDU
O kadar çok sorunla karşılaştım ki anlatmakla bitiremem. O stadı gerçekleştirmek için adeta savaş verdim. Baktık olacak gibi değil, Sayın Başbakan hepimizi çağırdı, dinledi. Sonra bize 'Ne yaparsanız yapın, ama bu stadı bir an önce bitirin' talimatı verdi. Sayın Başbakan'ın, o kadar büyük emeği ve çabası var ki anlatamam. Stat işi tehlikeye girdiği dönemlerde, Sayın Başbakan bana 'Gerekirse TOKİ'nin cebinden ver, yeter ki bitirelim orayı' dedi.
DEVLETİZ, YAPMAYA MECBURUZ
Kimseye beni suçlamalarından dolayı kırgın da değilim, küskün de. Yaptığımız işi kimsenin yüzüne vurmuş da değiliz ve 'Bak biz yaptık, karşılığını istiyoruz ama siz bunu yapıyorsunuz' diye sitem de etmiyoruz. Bu hakkı asla kendimde göremem. Çünkü biz devletin temsilcileriyiz. O yapıyı yapmaya mecburuz. Bunun için sitem etmeye de karşılık beklemeye de hakkımız yoktur. Hatta o ortamda konuşanın ben olduğumu bile sonradan fark etmişler.
NTV