Ergenekon davasına rahatsızlığı nedeniyle ambulans ile getirilen ve kendisine sorulan sorulara doktor kontrolünde cevap veren emekli Albay Arif Doğan, sesini sık sık bağırma tonunda yükseltince Başkan Şengün ve üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından zaman zaman ikaz edildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında sanık emekli Albay Arif Doğan'ın çapraz sorgusuna doktor kontrolünde devam edildi. Kendisine yöneltilen bazı sorular karşısında bir ara sesini yükselten Doğan, "Dün işittiğim şey beni intihara götürecekti. Öldürdüm dediğim adam 'gelsin tavla oynayalım' diyor. Abdülkadir Aygan bana bu mesajı gönderiyor. Buna mani olun. Aygan, Arif Doğan ile tavla oynayacak adam mı?" diye bağırdı.
Doğan'ın iyi olmadığını, strese girdiğini söylemesi üzerine duruşmaya kısa bir ara verildi. Sağlık ekipleri tarafından kontrol edildiği sırada Doğan'ın üye Hakim Hasan Hüseyin Özese ile bağırarak konuştuğu duyuldu.
Doğan'ın sakinleşmesinin ardından yeniden başlayan duruşmada üye hakim Özese sorularına devam etti. Dava sanıklarından Ümit Oğuztan tarafından 2007 yılında yazılan JİTEM başlıklı belge çerçevesinde sorular yöneltmeye devam etti.
Üye hakim Hasan Hüseyin Özese, sanık Arif Doğan'a JİTEM'in çalışma şeklini sordu. Doğan bu soruya, "Tüm dünyada istihbaratçılar saat ve yelkovan hareketi doğrultusunda çalışır. Benim sistemimde ise bu ters yöndedir. Ancak biz sorgu yapmayız." cevabını verdi.
Özese, Doğan'ın daha önceki ifadelerine dikkat çekerek "Siz sivil JİTEM'i dondurduğunuzu söylediniz. Bu ne zaman yapıldı?" diye sordu. Doğan,"Ben 1990 yılında tayin oldum. Tayin olduktan sonrada operasyon yapmadım. Bu nedende JİTEM'in icraatı son buldu. Ancak yenilemeler yapılmaya devam ediyor. Bu yenileme süreci de 5 arşivci tarafından yürütülür. Onlar da birbirlerini tanımaz. Haberleşme ise canlı postalarla yapılır. Allah göstermesin ihtiyaç hasıl olursa görev yaparlar. Ben dahil çalışmayan ayağımla göreve giderim." dedi.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "1990 yılından sonra JİTEM'in görev yapmasına gerek duyulmadı mı?" diye sordu. Doğan, "Ben başı bozuk değilim. Niğde'ye atanmıştım. Niğde'deyken OHAL bölgesinde neden operasyon yapayım?" cevabını verdi.
Üye hakim Özese "JİTEM'i dondurma nedenini soruyorum" deyince Doğan, "Kuran benim donduran benim. Emanet edecek kimse yok." cevabını verdi.
Kadroların sürekli yenilendiği bilgisini veren Doğan ayrıca Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'la da halen görüştüğünü iddia etti. Doğan, bu konunun kendisine sorulmadığına dikkat çekerek "Bunu da ben söylemek istedim" dedi.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu da Susurluk kazasında ölen Gonca Us'un bir bakanın kızı olduğu iddiasını hatırlatılarak "Bu hangi bakanın kızıdır? Mahkemeye açıklar mısınız?" diye sordu. Bir anda sinirlenen Doğan, "Bu soru beni çok rahatsız etti. Kazanın üzerinden 20 yıl geçti şimdi neden bu soruluyor. Ben o kadar akıllı mıyım? diye bağırdı. Başkan Şengün ise "Azarlar gibi konuşmayın. Ne kadar akıllı olduğunuz ortada." ikazında bulundu.
Hakim Haşıloğlu sanık Arif Doğan'a, "İfadelerinizde sivil bir JİTEM yapılanmasını kendinizin kurup kendinizin dondurduğunu söylediniz. Bunun yasal dayanağı nedir?" diye sordu. Bu soruya sanık Doğan, "Ne yasası? TCK mı?" karşılığını verdi. Bunun üzerine hakim Haşıloğlu, "Hayır illa ceza kanunu ya da CMK demiyorum. Tüzük olabilir, kararname olabilir. Yasal herhangi bir dayanak olabilir." diye konuştu. Bunun üzerine sanık Doğan, sivil JİTEM yapılanmasının kanunsuz bir yapılanma olduğunu söyledi.
Sanık Doğan'ın sorgusunda sık sık sesini yükselterek konuşması, hakim Haşıloğlu'nun da tepkisini çekti. Haşıloğlu, "Bağırarak verdiğiniz cevaplar bizi olumlu ya da olumsuz etkilemez. Yaşını başını almış insansınız. Konuşurken kendinize hakim olun." uyarısında bulundu. Sanık Doğan ise bu uyarıya "Nefes alamıyorum. Ben burada ölümü yaşayan bir kişiyim, sen neyin peşindesin." şeklinde cevap verdi. Bu sırada Başkan Köksal Şengün de araya girerek "Sesinizi yükselttiğinizde daha rahat görünüyorsunuz. Nasıl rahat ediyorsanız öyle konuşun." dedi. Hakim Haşıloğlu tartışmaya başka bir boyut kazandırarak "Ben size hep sizli bizli hitap ediyorum. Oysa siz üslubunuzu bozuyor ve sen diye hitap ediyorsunuz." sözleriyle ikinci bir uyarıda bulundu. Doğan ise "Eğer benden rahatsız oluyorsanız size cevap da vermiyorum." dedi. Başkan Şengün'ün de ikazı üzerine sanık Doğan, "Benim bağırmak gibi bir kastım yok. Böyle bir terbiyesizlik de yapmam. Bakın sizin karşınıza çıkmayı kabul etmişim ben." dedi.
Daha sonra da Haşıloğlu yarım kalan sorusuna tekrar dönerek sivil insanlarla hangi kanunu dayanak göstererek operasyon düzenlediğini sordu. Sanık Doğan bu soruya da "İster askerle ister siville istersem de çıplak adamlarla operasyon düzenlerim." diye cevap verdi. Haşıloğlu, "Sizin kurduğunuz birimden sivil birisi dağda bir teröristi öldürse ve mahkemeye çıkarılsa kendisini nasıl savunur?" diye sordu. Doğan, bu soruyu da "JİTEM'cileri yakalayamazlar, çünkü onlar aptal değil." cevabını verdi. Haşıloğlu'nun, "Sivillere hiçbir kanun maddesiyle adam öldürme yetkisi verilmemiştir." uyarısı üzerine Doğan, bazı fotoğrafları göstererek "2,5 yaşında Kürt çocuklarının kafasına sıkılmış. Peki bu hangi kanunda var?" diye sordu. Bunun üzerine hakim Haşıloğlu da "Bırakın şimdi bunları. Devletin subayı ve astsubayı aciz mi ki sivillere operasyon yaptırıyorsunuz?" diye sordu. Doğan bu soruya da "Onu yukarı sorun." şeklinde cevap verdi.
Bu sırada Haşıloğlu'nun, tavırları nedeniyle ara ara uyarıda bulunduğu sanık Arif Doğan, Haşıloğlu'nun kendisini azarladığını iddia ederek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise "Size kimsenin hakaret ettiği yok. Emekli Albaysınız siz. Lütfen." diye ikazda bulundu. Bundan sonra hakim Haşıloğlu, "Siz bunları söylüyorsunuz ama iddia makamı ve heyet olarak 5 kişi sizin ne dediğinizi anlamıyor. Bundan bir anormallik yok mu?" diye sordu. Doğan'ın, "O zaman ben anormalim." sözü üzerine Haşıloğlu "Ben öyle bir şey demedim." dedi. Başkan Şengün de böyle bir söz söylenmediğinin altını çizdi. Doğan'ın, kendisine yöneltilen bazı sorulara "Aslında ben öyle demek istemedim." şeklinde cevap vermesi nedeniyle Haşıloğlu, "Ben sizin ne demek istediğinizle değil, ne dediğinizle ilgileniyorum." dedi.
Hakim Haşıloğlu, "İfadenizde Abdulkadir Aygan'ı sizin öldürttüğünüzü söylediniz. Kime öldürttünüz?" diye sordu. İlk önce "Nasıl yani?" diye bu soruya tepki gösterdiği ve bu kişinin ismini vermek istemediği imasını veren Doğan, daha sonra da "Vatanını milletini seven adamlara öldürttüm. Bu suç mu şimdi?" cevabını verdi. Bunun üzerine Haşıloğlu da sivillere yaptırıyorsanız tabii ki suç." karşılığını verdi. Doğan, sivil JİTEM üyelerinin operasyonlarıyla alakalı olarak da "Neresi suç? karşısındakiler PKK'lı." cevabını verdi. Hakim Haşıloğlu "Siviller ise mevzuu suçtur tabii ki." dedi. Doğan bu sözler üzerine de "O zaman suçsa bunlar ben suçluyum ve cezamı çekmeye razıyım." dedi.
Hakim Haşıloğlu, "Size Türk İntikam Tugayı yani TİT soruldu ve siz de Mahmut Yıldırım'ı tanıdığınızı söylediniz." hatırlatmasında bulundu. Sanık Doğan, "Evet Mahmut Yıldırım'ı yani Yeşil'i TİT'çi olarak bildiğimi söyledim." dedi. Bazı kaynaklarda Akın Birdal suikastinin TİT tarafından gerçekleştirildiği yazılıyor. Siz bu suikastte adı geçen Semih Tufan Gülaltay'ı tanıyor musunuz?" diye sordu. Doğan ise tanımadığını belirterek, "Yarım bırakmış işini. Keşke öldürseydi." dedi.
CİHAN