TRT Haber'de yayınlanan Ekonomi Ajandası programına konuk olan Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, ülke ekonomisinden övgüyle söz etti. Türkiye'nin ekonomisi ile sınırında yer alan ülkeler tarafından gıpta ile izlendiğini vurguladı.
Ülkelerin ekonomisi ve siyasi yapısı arasında güçlü bir bağ olduğunu kaydeden Alaton, "Bakın müreffeh ülkelerin hemen hepsi demokrasi ile idare ediliyor. Ama halkın büyük bölümünün yoksul olduğu ülkeler diktatörlükle yönetiliyor. Demek ki demokrasi ile gelir ve hayat biçimi arasında güçlü bir bağ var. Demokrasi varsa o kadar çok refah vardır. Türkiye bağlamında bugünün şartları mutluluk veriyor ama daha iyisini arıyorsak yol belli oldu: Yeni ve demokratik anayasa." ifadelerini kullandı.
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye'nin demokratikleşme adına önemli aşamalar kat ettiğinin altını çizerken, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu anlamda 10 ya da 11 sene öncesine göre çok daha demokratik bir yerdeyiz. Ama Batı'nın anladığı ve tüm Avrupa ülkelerinin yakaladığı demokratik seviyeye gelmiş değiliz. Devleti idare etmesi beklenen hükümet ile bürokrasi arasında kavganın hala devam ettiğini görüyoruz. Yani devletle hükümet arasında bir çelişki var. Yani bugün hükümetin devleti yüzde 100 yönettiği söylenemiyor. Hâlbuki yönetmesi gerekiyor. O yüzden daha atılacak çok adım var. 2011 seçimleri bunu bir şekilde halledecek."
Haziran ayını iple çektiğini belirten İshak Alaton, "Seçimlerin hemen ardından üç hafta içinde yepyeni, halkın hazırladığı demokratik bir anayasayı halk için halk tarafında masamızda bulacağız." dedi.
"SEÇİMLER KAYGI VERİCİ OLAYLARA SAHNE OLABİLİR"
Seçimlerin kaygı verici olaylara da sahne olabileceğinden bahseden Alaton, iyimserliğini koruduğunu, korumaya da devam edeceğini vurguladı. İshak Alaton, sözlerine şöyle devam etti:
"2011 genel seçimleri hakiki demokrasinin kapısını açacak. Nende çünkü? İktidarın bize vaatleri söz konusu. 'Seçimden sonra yeni bir anayasa koyacağız.' dediler. Seçimden galip çıkması beklenen AK Parti'nin yanında belki koalisyonların bilinemez, herkesin üzerinde artık anlaştığı olay yeni bir anayasa. Ben de onun için bu seçimlere bunun heyecanını duyarak bekliyorum.
İktidarda kuvvetli, kendini kanıtlamış bir yönetim var. Bir de muhalefet dediğimiz 2 parti var. Diğer iki parti topluma umut verebilirlerse, topluma olumlu ve iyi iletiler verebilirlerse belki onlar da yarın daha yüksek oy alabilirler. Belki o zaman alternatif oluşturabilirler. Ama bugün ben metotlarını yanlış buluyorum. Muhalefet partilerinin verdikleri iletilerin çok heyecan verici olduğuna kanaat getirmiyorum ve metotlarının kökünde yanlış olduğuna ihtimal veriyorum. Yani sadece tenkit etmek, bu tenkitleri bir esasa dayandırmamak bana mantıklı gelmiyor. Çünkü insanlar aptal değil, onları izleyenler diyorlar ki 'Bunlar çok boş adamlar neden sadece vuruyorlar?' Seviyeleri de zaman zaman çok düşüyor. Yani bir birlerine göndermeleri mutsuzluk verici. Partiler topluma umut verici, yol gösterici bir politika alsalar da bunu satmaya çalışsalar. Çünkü politikada da aynı kurallar geçerli. Malınızı iyi satarsanız iyi, ama malınız da iyi olmalı. Kötü malı iyi satmak mümkün değil. Muhalefetin satmaya çalıştığı mal iyi bir mal değil. Kokuyor. Çünkü sadece tenkit ediyor. Çünkü bana yeni bir hayat şartı sağlayan politika sunmuyor. Bir an önce politikanı değiştir, metodunu değiştir ve halka umut verici programlarla karşısına çık diyorum."
İsrail ile münasebetlere değinen Musevi işadamı, "Yahudi dünyası ile gerilen ipler ekonomiye tesir etmez. Fakat siyasi sahnede bu olaylar bir taraftan Türkiye'nin önemini koydu ortaya. Bir de ayrıca İsrail yönetiminin ne kadar sıhhatsiz olduğunu kanıtladı. İsrail'in bu yönetimden bir an evvel kurtulması gerekiyor. Yerine daha makul daha akıllı bir yönetim gelmeli. Lieberman yönetiminin gitmesi ve onun yerine daha mantıklı daha akıllı bir yönetimin gelmeli. Bakın ki Allah'ın yardımı ile 2 gün önce İsrail'de 4 bakan istifa etti. İktidar fevkalade zayıfladı." yorumunu yaptı.
Arap dünyası ile bağların artmasını memnuniyetle karşılayan ishak Alaton, iktidarın vizeleri kaldırıp akıllıca bir adım attığını dile getirdi. .
Eksen kayması tartışmalarına da değinen Alaton, "Gelinen noktada eksenine sığmayan ve kendine yeni alanlar üretme çabasında olan bir Türkiye var. Ekseni belli ama kabına sığmayan bir Türkiye. İçine sıkıştığı çerçeveyi ya da kutuyu parçalamak isteyen ve dünyayı fethetmek isteyen bir Türkiye var." diye konuştu.