HAS PARTİ GENEL BAŞKANI KURTULMUŞ: -'BU ÜLKEDE HİÇBİR PARTİYİ, HİÇBİR TOPLUMSA

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, tüm partilerle rekabet duygusu içerisinde çalışacaklarını belirterek, 'Ama bu ülkede hiçbir partiyi, hiçbir toplumsal kesimi HAS Parti'nin düşmanı olarak benimsemeyeceğiz' dedi.
Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) Başkanı Mürsel Turbay, beraberindeki heyetle Kurtulmuş'u Genel Merkez'de ziyaret etti.
Turbay, sendikalarının altı yıldır yetkili olduğunu ve yaklaşık 39 bin üyeleri bulunduğu belirterek, yerel yönetimler konusunda işveren ve çalışanlar açısından bir köprü görevi üstlendiklerini söyledi. Turbay, Türkiye'de Yerel Yönetimler Bakanlığı olması gerektiğini, bunun çok ciddi bir eksiklik yarattığını belirterek, 'Sizden iktidara geldiğinizde Yerel Yönetimler Bakanlığı kurulması ve bu yönde çalışmalar yürütülmesi için destek istiyoruz' diye konuştu.
Kurtulmuş'un Türkiye'de siyasete farklılık ve üslup getirdiğini dile getiren Turbay, 'Siz, iktidarların iyi ve güzel yapmış oldukları hizmetlere, iyi ve güzel dediniz. Bu, bir erdemliliktir ve siz de bunu yaptınız' dedi.
Numan Kurtulmuş da konuşmasında Türkiye'de tam anlamıyla bir memur sendikacılığının yaşama geçirilmesini arzu ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
'Sendikacılık alanındaki gelişmelerin esas göstergesini, memur sendikacılığı teşkil eder. Memur sendikacılığın sadece toplu görüşme yapması yeterli değildir. Bu grevli bir toplu sözleşme hakkı mutlaka memur sendikalarına verilmelidir. Memur sendikalarına 'sendika kurun ama grev yapmadan toplu sözleşme süreçlerine katılın' demek, bir doktora 'eline bisturi vermeden ameliyata girin' demek gibidir.'
Yerel yönetimlerle ilgili bakanlık kurulması düşüncesinin 1980'lerden bu yana tartışıldığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Geçtiğimiz günlerde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da siyasi özerklik konusu gündeme getirildiği zaman, bir kere daha gördük ki eğer Türkiye 1980'li yıllarda korkularına mahkum olmayıp, yerel yönetimler konusunda ileri adımlar atabilmiş olsaydı, bugün Türkiye'de hiç kimse siyasi özerklik konusunu tartışma noktasına getirmeyecekti.
Bu konuda bizim kanaatimizi şudur; il genel meclisleri ve belediye meclisleri kaldırılarak, seçilmiş il meclislerinin oluşması, her ilin güvenlik, adalet ve savunma dışındaki bütün kararlarının da bu il meclislerinde alınmasıdır. Yatırım, eğitim, sağlık meselelerinin seçilmiş il meclisleri tarafından alınması... Bu il meclislerinin yerindelik denetiminin yapılması ve bazı illere merkezi bütçelerden kaynak aktarılması için bir Yerel Yönetimler Bakanlığının mutlaka kurulmasını öngörüyoruz.
Eğer Türkiye bu yerel yönetim reformunu yaparsa, hem özerklik tartışmaları sona erecek hem de halkın ciddi bir şekilde siyasal katılımını temin edecektir. Bu, Türkiye'nin önünü açabilecek projedir ve çok geç kalınmıştır.'

-'MİLLETİMİZ KAMPLAŞMADAN BIKTI'-

Kurtulmuş, siyaset üslubuyla ilgili değerlendirmede bulunurken, 'Türkiye, kamplaşma, kutuplaşma, karşı tarafındakini düşman ilan ederek siyaset yapma, soğuk savaş anlayışlı siyaset devrini geride bırakmak zorundadır' diye konuştu.
Türkiye'nin hiçbir meselesinin bu üslup içerisinde çözülemediğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti.
'Kürt, Alevi, dindar insanların hakları, yoksulluk meselesi gibi hangi temel sorunu alırsanız alın bütün bu sorunlarda kavga üreten, basit polemikler çıkartan, bu polemikler üzerinden de Türkiye'nin zamanını heba eden siyaset anlayışı, soğuk savaşta belki olurdu. Belki, sağcılar bu tarafa, solcular bu tarafa olurdu ama artık olmuyor ve olmayacaktır da.
Bu üslup ve yöntemle devam eden hiçbir siyasi parti, Türkiye'nin geleceğine ilişkin herhangi bir çözüm üretemeyecektir. Milletimiz de bu kamplaşmadan bıkmıştır, yorulmuştur. Dolayısıyla, bu yeni dönemin yeni siyaset dili olmak mecburiyetindedir. Biz de HAS Parti olarak bu yeni dilin yerleşmesi, yöntemin kökleşmesi için çalışacağız, tüm partilerle rekabet duygusu içerisinde çalışacağız ama bu ülkede hiçbir partiyi, hiçbir toplumsal kesimi HAS Parti'nin düşmanı olarak benimsemeyeceğiz. Türkiye'deki herkesi eşit ve özgür yurttaşlık temelinde siyasi görüşlerini paylaşmaya, rekabet etmeye davet edeceğiz. Ümit ediyorum ki bu siyaset üslubu Türkiye'nin geleceğinde etkili olacaktır.'