Geçtiğimiz yıl YÖK’ün aldığı bir kararla üniversiteye giriş sınavında meslek lisesi mezunlarına uygulanan katsayı oranı tamamen kaldırılmasa da azaltılmıştı. İmam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişini engellemeyi amaçladığı savunulan katsayı uygulamasındaki son düzenlemeden sonra şimdi de imam hatiplilere polis meslek yüksekokullarına girişin kapıları açıldı.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ÖSYM'yi yeniden yapılandıran kanun teklifinde yer alan değişikliği “imam hatip liseleri eğitim sisteminin bir parçası ve bu lisede okuyanlar da bu ülkenin çocuklarıdır” sözleriyle değerlendirirken, imam hatip lisesi eksenindeki tartışmalar yeniden başladı.
'ÇİFTE STANDART KALKTI'
Sabri Otağ (İmam Hatip Liseleri Mezunlar Mensupları Genel Başkanı)
“Eğitimde eşitlik olması gerekiyor. Tüm öğrencilere sınavlara girme hakkı tanınmalı ve öğrenciler sınav başarısına göre hangi okulu kazanmışsa o okula girebilmeli. Daha önceki dönemlerde bu şekilde uygulanıyordu. Ancak Saadettin Tantan’ın döneminde İçişleri Bakanlığı'nın aldığı bir kararla imam hatip mezunlarının polis meslek yüksekokuluna girişlerini yasaklandı. Diğer meslek okulu mezunları ile üniveriste mezunu imam hatipliler polisliğe girebiliyor ama lise mezunu olanlar giremiyor. Bu çifte standarttı, bunun kalkması milletin beklentisinin yerine gelmesi ve bir ayıbın sona ermesidir.
'ESKİ SAYIYA ULAŞTIK'
İmam Hatip Liseleri’nin en yüksek olduğu dönemde 600 bin öğrenci vardı ve bunun yaklaşık 190 bini lise öğrencisiydi. 28 Şubat sonrasında bu sayı 65 bine düştü. 28 Şubat’tan bu tarafa her yıl biraz biraz artarak öğrenci sayısı şu anda 200 bine ulaştı. Yani eski sayımıza ulaştık. Bu da bir rağbetin olduğunu gösteriyor. Ancak bunu sadece katsayıya bağlamamak gerekiyor. Diğer okullar da bizim okullarımız ama o okullardaki eğitim seviyesinin düşük olması ve buralardan mezun olanların üniveristeye girememesi de imam hatip liselerine rağbeti arttırdı. Bu insanımızn tercihidir.
Şunu da belirtmek istiyorum; imam hatip liselerinin diğer liselere oranı yüzde 3’tür. Bunlar milli eğitime bağlı okullardır, müffredat MEB tarafından belirlenir ve öğretmenler MEB tarafından atanır. Dolayısıyla zaman zaman yansıtılmaya çalışıldığı gibi imam hatip liselerinin endişe kaynağı olması söz konusu olamaz.”
'DOĞRU KARAR'
İsmail Koncuk (Türk Eğitim Sen Genel Başkanı)
“Bunu olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Sonuç olarak imam hatip liseleri de MEB’e bağlı okullar ve nasıl diğer okulların mezunları bu haktan yararlanıyorsa bu okullardan mezun olanların da yararlanması gerekiyor. Doğru bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum.
İmam hatip liseleri konusunda yapılan "alternatif eğitim veriliyor" eleştirilerine ise katılmıyorum. Bu okullar yeni açılan kurumlar değil, yıllardır var. Siyaseten kullanılmamak şartıyla halen devam etmekte olan katsayısı gibi kısıtlamalar tamamen düzeltilmelidir. Dini ağırlıkla eğitim vermekle birlikte öğrenciler kültür dersleri de almaktadır. Dolayısıyla dini ağırlıklı eğitim almış insanların devlet kademelerinden soyutlanması anlamına gelecek uygulamalardan kaçınmak gerekiyor. Ne yazık ki imam hatipleri istismar eden ve iktiarını bu sayede sürdüren siyasi partiler var. Bunlara da fırsat vermemek gerekiyor. Türkiye’nin bu tartışmaları bırakması gerektiğini düşünüyorum. İmam hatip liselerinin sistemin dışında değerlendirilmesi doğru ve adil değil.”
Son düzenlemeleri olumlu karşılayanlar olduğu gibi, devlet eliyle din eğitiminin verildiği bir alternatif modelin hayata geçirilmekte olduğu kaygısını dile getiren görüşler de var.
'DEVLET ELİYLE ALTERNATİF DİN EĞİTİMİ'
Zübeyde Kılıç (Eğitim Sen Genel Başkanı)
"Burada asıl değerlendirilmesi gereken, imam hatip liselerinin kuruluş amacının ne olduğudur. Elbette bütün meslek liselerine polis akademisine ya da sağlık meslek liselerine giriş olanağı sağlanır da, sadece bir okul mezunlarına yasak konursa bu tartışılması gereken bir mantıktır. Ancak imam hatip lisesi mezunlarının imam ve hatip olmak dışında hemen her mesleğe bu kadar çok yönelmelerinin ve asıl olarak okudukları alan ve meslek dışında konumlanmaya çalışmalarının iyi irdelenmesi gerekir. Bu toplum açısından dikkat çeken ve iyi anlaşılması gereken bir noktadır. İmam hatip liseleri, din eğitiminin devlet eliyle verildiği ama eğitim sonunda farklı mesleklerin kapılarının açıldığı okullar olarak değerlendirilmektedir.
Yıllar itibariyle bakıldığında imam hatip liselerinin ve burada okuyan öğrencilerin sayılarında artış göze çarpıyor. 1974-75 ile 2000’li yıllar karşılaştırıldığında neredeyse yüzde 300’lük bir artış olduğu görülüyor. Bu kadar yoğun öğrenci ve okul artışına neden olacak bir ihtiyaç varsa o zaman mezun öğrencilerin imam ya da hatip olması gerekmekte. Ama çok ilginçtir ki katsayı tartışmalarında da görüldüğü gibi imam hatip lisesi mezunlarının çok büyük bir bölümü farklı mesleklere yöneldiği görülüyor. Burada ortaya çıkan aslında anayasaya göre, yasal olmayan din eğitiminin devlet eliyle bu liseler imam hatipler aracılığıyla gerçekleştirilmesidir. Bir başka deyişle, açıkça ifade edilmese de din eğitminin devet eliyle verilmesidir.
İmam hatip liselerinin artışına bakarak da bunların din eğitimi veren alternatif kurumlar olduğu ortaya çıkıyor. Katsayı farkının azaltılmasından sonra özellikle dersanelere ve imam hatip liselerine yönelik ilginin ciddi olarak arttığı gözlemleniyor. Üçte iki oranında bir artış olduğu geçmişte yapılan çalışmalarda ortaya konuldu.
NTV - TIMETURK