Çağlayan: Düşük kur bütün kötülüklerin anasıdır
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatta ve ithalatta öncelikli mesele olarak yine kur sorunun ortaya çıktığını belirterek, ''Kur meselesi bütün kötülüklerin anası onu söyleyeyim size. Yani düşük kur kötülüklerin anasıdır, gerek ihracatta, gerek ithalatta'' dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-01-17 18:20:06
''Dış Ticaret Beklenti Anketi''nin ilk sonuçlarını Dış Ticaret Müsteşarlığında düzenlediği toplantıda açıklayan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, daha sonra gazetecilerin soruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kars'ta yapılan İnsanlık Anıtı'nı ''Ucube'' olarak nitelendirmesine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine bu konudaki gerekli şeyleri Başbakan Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın söylediğini belirten Çağlayan, buna ilave edecek bir şeyi bulunmadığını söyledi.
Bir başka gazetecinin Beklenti Anketinde kendisi için alarm çalan alanın ne olduğu sorusuna verdiği yanıtta da Çağlayan, ankette ihracatçıların talep daralmasıyla ilgili ihracat azalmasını miktar olarak artık bir kenara bıraktıklarının ortaya çıktığını söyledi. Buna karşılık ihracatçıların ankette özellikle hammadde, aramalı fiyatları ile döviz kurunu öncelikli konu olarak ortaya koyduklarını belirten Çağlayan, şunları kaydetti:
''Özellikle döviz kuru demedim. Bakın şunu çok net ifade etmek isterim ki bugün dövizin gelmiş olduğu seviye maalesef her fırsatta ifade ettiğim gibi, Para Politikası Kurulu'nun meselelerin önünden koşan değil, arkasından koşan yaklaşımıyla soğumuş ve soğutulmuş önlemlerle bugün dış ticaret rakamları, özellikle ihracat ve ithalatta esas teşkil edilen döviz kurlarında rakamlar ortaya çıkmıştır. Bu şunu gösteriyor tabii ki burada ihracatçının (illa şu rakam olsun) diye bir beklentisi yok. İhracatçının burada özellikle istediği sürdürülebilir ve rekabetçi bir kura sahip olunmasıdır. Bu hem ihracat hem ithalatı ilgilendiren bir konudur.
TL'nin aşırı değerlenmesi, bundan kastettiğimiz şudur: İngilizce olarak (over value) dedikleri yani... tabii ki paramızın kıymetli olması bizim açımızdan çok iyi bir şey. Ama over value dediğim, yani normal, olması gerekenin üzerinde bir aşırı değer ihracatı olumsuz etkiliyor. Diğer taraftan ithalatı azdırıyor. Ben bunu bir yıla yakın zamandır söylüyorum. Ben bunu söylediğim zaman, bu işe sahip çıkmayanların kalkıp bugün eleştirmeye hiç hakları yok. Özellikle bu konuda döviz kurlarının TL karşısında değer kaybetmesi yerli üretimi bir kere ciddi şekilde rekabet dezavantajı baskısı altında kitlemiştir. Bu asıl kur meselesinin arkasında gelen şey de özellikle ithalatın artmasıyla beraber iç üretimin hem azalmasını hem haksız rekabete uğramasını hem de birçok sektörde üretimden vazgeçmesi gibi bir sorunu ortaya çıkartmıştır...
Ama öncelikli mesele yine özellikle kur meselesi olarak ortaya çıkıyor. Kur meselesi bütün kötülüklerin anası onu söyleyeyim size. Yani düşük kur kötülüklerin anasıdır. Gerek ihracatta, gerek ithalatta.''
-''BENİM TERCİHİM TABİİ Kİ ANKARA''-
Ankara ve İzmir arasında Expo 2020 tartışması bulunduğunun hatırlatılarak, bunu hangi ilin hak ettiğine ilişkin soru üzerine de Bakan Çağlayan, Expo'nun özellikle hak eden il tarafından yapılmasının önemli olduğunu söyledi. Bu konuda gerekli altyapı çalışmalarının yapılıp geliştirilmesi ve Türkiye'nin en iyi şekilde faydalanmasının son derece önem arz ettiğini belirten Çağlayan, ''Ben Ankara 2. bölge milletvekiliyim. Dolayısıyla benim tercihim tabii ki Ankara'da olması yönünde. Ama şunu söyleyeyim. Eğer Ankara olmasaydı tercihim İzmir olurdu'' dedi. Çünkü İzmir'i de yakından bildiğini belirten Çağlayan, daha önce EXPO 2015 için İzmir'in seçilmesi konusunda büyük çaba gösterildiğini ancak bunun olmadığını hatırlattı.
Dış Ticaret Beklenti Anketi'nde çok sınırlı sayıda firma yerine niye daha çok firmanın esas alınmadığına ilişkin bir soru üzerine de Bakan Çağlayan, büyük ihracatçıların ve küçük firmaların ağırlıklarının ankette ayrı ayrı değerlendirildiğini söyledi. Çağlayan, sadece büyük firmaların ağırlıkları olarak değil, büyük ve küçük firmaların kendi aralarında ayrıca ankette değerlendirildiğini bildirdi.
Türkiye'de toplam 48 bin 719 ihracatçı, 53 bin 710 ithalatçı firma bulunduğunu anımsatan Çağlayan, yine sadece ithalat ve sadece ihracat yapan firmalar bulunduğu gibi hem ihracat hem ithalat yapan firmalar da olduğunu anlattı. Türkiye'de 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan firma sayısının 8 olduğunu, 500 milyon dolarla 1 milyar dolar arasında ihracat yapan firma sayısının 11, 250 milyon dolarla 500 milyon dolar arasında ihracat yapan firma sayısının 15, 100 milyon dolarla 250 milyon dolar arasında ihracat yapan firma sayısının 70, 50 milyon dolarla 100 milyon dolar arasında ihracat yapan firma sayısının da 141 olduğunu belirten Çağlayan, 10 milyon dolarla 50 milyon dolar arasında ihracat yapan firma sayısının ise 1170 olduğunu bildirdi.
Dış Ticaret Beklenti anketi için belirlenen 473 firmadan 388'inin ankete yanıt verdiğini anımsatan Çağlayan, bunun anket gönderilenlerin yüzde 82'sini oluşturduğunu kaydetti. Çağlayan ankete katılan 388 firmanın toplam ihracatın yüzde 43'ünü gerçekleştirdiğini ve bunun toplam ihracatın neredeyse yarıya yakınını oluşturduğunu ifade etti.
Toplam ithalatın da yüzde 39'unu bu firmaların gerçekleştirdiğini belirten Çağlayan, bu rakamların bir ankete katılım açısından son derece önemli olduğunu bildirdi. 18 Nisan tarihinde anket sonuçlarından ikincisini açıklayacaklarını belirten Çağlayan, üçer aylık dönemler halinde sonuçların kamuoyuna duyurulacağını hatırlattı. Diğer anketlere daha fazla firmanın katılacağını ümit ettiğini belirten Çağlayan, çünkü işin hem küçük hem büyük boyutunu görmeleri gerektiğini söyledi.
Çağlayan, bir başka soru üzerine de ankette ihracatın azalacağını söyleyenlerin yüzde 14'ler civarında olan kesiminin pazar payları, pazar çeşitlilikleri ve şu ana kadar yeni sipariş bağlamamış olanlardan da kaynaklandığını bildirdi. Bakan Çağlayan, çünkü beklenti anketine katılanların bir kısmının şu anda fiilen ihracat bağlantısı yapanların, bir kısmının ise ihracat bağlantısı için görüşmelerinin devam ettiği ve bir süre sonra ihracat bağlantısı yapacakları öngörüsüyle değerlendirildiğini söyledi.
-''HEDEFİMİZ 132 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT''
Orta Vadeli Programda 2011 yılı ihracat hedefinin 127 milyar dolar olduğunu belirten Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama bizim bütün gayretimiz aynen 2009 ve 2010'da olduğu gibi orta vadeli program hedefini geçmektir. Ve orta vadeli program hedefinde 127 milyar doları nasıl geçmemiz gerekiyor? 132 milyar dolar ihracat gerçekleştirirsek 2008 ihracat rakamını geçmiş olacağız. O psikolojik sınırı aşmış olacağız. Yani bizim hedefimiz 132 milyar dolarlık 2008 ihracatını geçip, 2011 yılında kriz öncesi döneme dönmektir. Ama umut ediyorum ki inşallah çok anormal şartlar olmazsa, döviz kurlarında ve ihracat yapacağımız pazarlarda taleplerle ilgili anormal gelişmeler olmazsa, inşallah bu rakamları o gün geldiğinde sizlerle paylaşma imkanı buluruz.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara