Almanya'nın Berlin kentinde grafiker eğitimi gören Alman öğrenci Alexander Klobouk Türkiye'yi yakından tanımak ve bir sömestr eğitim görmek üzere gittiği İstanbul'da Türkiye hayranı olarak geri döndü. Almanya'ya geri döndüğünde İstanbul'a dolayısıyla Türkiye'ye yoğun ilgi olduğunu ve ülkenin her yönüyle merak edilen bir ülke olduğunu belirten Klobouk bu merakı gidermek için "İstanbul, acı soslu mu?- Bir gavurun İstanbul'u keşfi" adı altında bir kitap yazdı. Daha önce Türkiye hakkındaki bilgilerinin sadece Alman medyasında yer alan haberlerden ibaret olduğunu ve önyargıları bulunduğunu belirten Klobouk, "'Ben Türkiye'ye gidene kadar bildiklerim sadece Alman medyasında yer alan bilgilerle sınırlıydı. Medyada daha çok gerek uyum ve gerekse ülke hakkında olumsuz örnekler sergilendiğinden önyargılarım vardı. Tüm hayatım boyunca komşu manavdan başka bir Türk ile ilgim, olmadı. O da bana benim için hep bağırarak konuşan biriydi. Daha sonra Türkiye'ye gidince bu davranışın normal olduğunu anladım.' dedi.
Kitabın hazırlanması kadar basılması içinde yoğun çaba sarf ettiğini aktaran Klobouk, "Türkiye'den döndükten sonra herkes bana İstanbul'u Türkiye'yi sormaya başladı. Ben de bu merakı gidermek ve Türkiye hakkında biraz bilgi verebilmek için kitap yazmaya karar verdim. Fotoğraflar yerine kendi çizimim (illüstrasyon) resimlere yer verdim. İki yıla yakın süre bir çalışmadan sonra yayın evi bulmak için Leipzig'de kitap fuarına gittim. O sırada bana kitap farklı hazırlandığı için hep hedef kitlemin kim olduğunu sordular. Sonuç olarak birçok yayın evi ile görüştükten sona biri ile anlaştım. İlki 2 bin adet iki baskı tamamen tükendi. Şimdi sıra üçüncü baskıda.' bilgisini verdi.
"ALMANYA'DA KİM, TÜRKİYE'DE DOLMUŞTA OLDUĞU GİBİ BİR ÖNDEKİNE GÜVENEREK PARA VERİR?"
Türkiye'de çok güzel hatıraları olduğunu aktaran Klobouk, şöyle anlattı: "Türkiye'de birçok şey hem dikkatimi hem de yoğun ilgimi çekti. Ülkeye adeta hayran kaldım. Özellikle dolmuş şoförleri. İstanbul'da önemli bir toplu taşıma aracı olan dolmuşların sabit bir durağı yok. Eğer yabancı iseniz ve Türkçe bilmiyorsanız işiniz çok zor. İnecek olduğunuz yerde bir kişi insin diye adeta dua edersiniz. Ayrıca dolmuş şoförlerinin çalışma usulü beni çok etkiledi. Bir taraftan araba kullanıyorlar. Zaman zaman diğer araç sahipleri ile atışıyorlar. Tüm herkesin nerede bindiğini ve ineceğini takip ediyorlar. En önemlisi para alıp üstünü veriyorlar. Bunu yaparken de en arka sırada oturan bir hiç düşünmeden elindeki paranın değerine bakmadan bir öndekine o ondan öndekine vererek şoföre kadar gidiyor. Aynı şekilde para üstü de geri geliyor. Ben burada merak ediyorum: Almanya'da kim bir öndekine para verir ve güvenir?"
Türkiye'de kaldığı 7 ay içinde İstanbul'un yanı sıra Ege ve Karadeniz'i de gezme fırsatı bulan Klobouk özellikle hamsiye hayran kaldığını belirtiyor.