Alman hükümet, dünyadaki eğitim ve kültür çalışmaların hedefini, 'Alman dilinin yaygınlaşması, Almanya'nın ekonomi, bilim ve yüksek öğrenim üssü olarak güç kazanması' olarak gösteriyor. Konuyla ilgili Federal Dışişleri Bakanlığı tarafında hazırlanan rapor 2011 yılının ilk bakanlar kurulu toplantısında ele alındı. Almanya dışında aralarından Türkiye'nin de bulunduğu onlarca ülkedeki Alman okullarında 80 bin öğrenci öğretim görüyor.
Federal Dışişleri Bakanlık Müsteşarı Cornelia Pieper Almanya'nın Latin Amerika'dan Afganistan'a kadar okul, burs ve kültür programlarını olduğunu belirterek, "Yurtdışı Kültür ve Eğitim Politikası uluslararası sorunların çözümünde önemli rol oynadığı gibi küresel bir bilim ve eğitim topluluğunun oluşmasına da katkı sağlıyor." açıklamasın yaptı.
Almanya kendi okulları dışında 870 okula Almanca Diploma Okulu (Sprachdiplomschulen) statüsü vermiş durumda. Bu okullarda 275 bin öğrenci Almanca öğreniyor. Bu ise Almanya'da bir üniversitede okumanın ilk adımı oluyor. Almanya ABD ve İngiltere'den sonra üniversite eğitimi için tercih edilen üçüncü ülke olma konumunu elinde tutuyor. İşbirliği yapılan okullar da eklenince Almanya'nın dünyada işbirliği içinde olduğu okul sayısı bin 500'u buluyor.
Orta öğrenime ek olarak lise mezunları ve yetişkinlerin Almanca eğitimini önemseyen Almanya'nın 92 ülkede 140 Goethe Enstitüsü bulunuyor. Dünya'da Almanca öğrenenlerin sayısı ise raporda 15 Milyon olarak veriliyor.
OKULLAR FARKLI ÜLKELERDE YAŞAYAN ALMANLARA DA HİZMET VERİYOR
Birçok konuda farklı görüşleri savunan iktidar partileri ile muhalefet yurtdışı eğitim ve kültür çalışması konusunda hemfikir. Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grubu Eğitim Politikaları Raportörü Sven Schulz Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada yurtdışı eğitim ve kültür konsepti konusunda iktidarla farklı düşünmediklerini belirterek, "Bu alanda iyi bir gelenek oluştu. Biz bu çalışmayı önemsiyoruz. Almanya'nın yurtdışı eğitim ve kültür çalışmasına daha fazla para harcaması gerekmektedir." dedi. Goethe Enstitüsü'nün bütçesinin dondurulmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Schulz, "Bizim bu çalışmaya sadece ekonomik çıkarımız açısından ihtiyacımız yok. Bu kurumlar arklı ülkelerde yaşayan Alman azınlığa da hizmet veriyor. Ayrıca Almanya'nın dünyaya sunduğu önemli değerler var. Bu vesile ile bunlar da yaygınlaşmış oluyor." dedi.