Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

BBP'li Çayır: İktidarın doğrularının yanında, yanlışlarının da karşısındayız

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, iktidarın doğru icraatlarının yanında, yanlış icraatlarının da karşısında

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-14 23:05:00

BBP'li Çayır: İktidarın doğrularının yanında, yanlışlarının da karşısındayız
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, iktidarın doğru icraatlarının yanında, yanlış icraatlarının da karşısında olduklarını söyledi.

Çayır, partisinin Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda milletvekili aday adaylarının tanıtıldığı toplantıya katıldı. Burada gündemle ilgili değerlendirmede bulunan Çayır, gazetecilerin de sorularını yanıtladı. BBP olarak iktidarın doğrusunun yanında oldukları gibi yanlışında da karşısında durduklarını dile getiren Çayır, iki dil tartışmalarına vurgu yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bölünmez Türkiye idealini dillendirmesini desteklediklerini kaydeden Çayır, "Bir ülkede dil birliği olmazsa, o ülke parçalanır yönündeki ifade bir realite. Yugoslavya'ya bakın. Diğer ülkelere bakın. Eğer bir ülkede resmi dil birden fazla olursa siz o ülkeyi bir arada tutamazsınız. Onun için biz Başbakanın o tutumunu destekledik. Ama Kürt açılımı, demokratik açılım diye diye en sonunda siyasi uzantılar Diyarbakır'da bir toplantı yaptılar. Orada da özerklik tartışması, yerel parlamentolardan bahsedildi. Bu tür eğilimler, talepler yerel değildir. Bunların dış uzantıları vardır. Hükümete de bize de düşen bir ödev var. PKK ile Kürt kardeşlerimizi ayrı tutmak zorundayız. Kürt kardeşlerimiz bilmelidir ki PKK halen Marksist Leninist bir örgüttür. Bunların gerçek yüzünü oradaki kardeşlerimize göstermek zorundayız." diye konuştu.

HİZBULLAH DA PKK DA AYNI

CMK'nin 102'inci maddesi kapsamında gerçekleşen tahliyeleri hatırlatan Çayır, "CMK'nın alt yapısını, üst yapısını kurmadan sen tutar da uyum yasası çerçevesinde değiştirmeye kalkarsan eline yüzüne bulaştırırsın. Ben 13 yılımı cezaevinde geçirmiş, içerden de dışarıdan da bakmasını bilen bir insan olarak diyorum ki; elbette yargı sistemi çürümüş. Yargı reformu şart. Bunun anayasal bir zemine oturması lazım. Ama bunları yaparken sen tutar da adli mahkûmlar için 3 yılını tutuklu geçirmiş, siyasilerde de 5 yıl olarak düşünürsen bir sürü insan dışarı çıkar. Kamu vicdanı da kanar. Şu an bir kaos var. Şu an 102'nci maddeyi değiştirenler de ne yaptığının farkında değil. Tek sebep, uzun yargılama süreçleri. Bununla ilgili sen reform yaptın mı? Reformu yap ondan sonra indir. Bu çok saçma bir şey. Bunu nasıl görmezler inanamıyorum." ifadelerini kullandı.

Bugün sadece Hizbullahçıların tahliyesinden bahsedildiğinin altını çizen Çayır, "PKK'lılar da serbest bırakılıyor. Herkes bir taraftan bakıyor. Tartışmalara baktığınızda, PKK hiç arlanmadan, utanmadan, elleri kanlı değilmiş gibi Hizbullah'ın kanlı elini bize işaret ediyorlar. Senin elindeki kan ne kardeşim? O da sen de kanlısın. Senin bunlara itiraz etme hakkın var mı? İkiniz de aynısınız. O yüzden hükümet derhal yanlışından dönmelidir." değerlendirmesinde bulundu.

BAŞBAKAN'IN BİR HEYKEL HAKKINDA GÖRÜŞ BİLDİRMESİNİ DOĞAL KARŞILIYORUM

Başbakan Erdoğan'ın Kars'ta bulunan İnsanlık Anıtı'nı 'ucube' olarak nitelendirmesi ile ilgili görüşlerini aktaran Çayır, "Ben bir insanın, bu Başbakan da olabilir, sıradan bir insan da olabilir. Bir heykel hakkında görüş bildirmesini doğal karşılıyorum. Buna ucube denmeyebilir de başka bir ifade kullanabilirdi. Zaten Anıtlar Yüksek Kurulu'nun o heykelin kaldırılması ile ilgili kararı var. Dolayısıyla o oradan kaldırılacak. Bir de ne yazık ki bizim bazı aydın geçinen arkadaşlar kraldan çok kralcı oluyor. Türkiye'nin aydınları tuhaf. Ben kendi ülkesine düşman olan aydın görmedim. Ben bir romancıyım yazarım. Eğer Orhan Pamuk ülkesine, o ifadeleri söylememiş, aleyhine konuşmamış olsaydı Nobel alamazdı. Aynı şekilde bu heykelin yapılış amacı da tuhaf. İki ülke iki toplum bir dönem bir şeyler yaşamışlar. Siz bunun üzerinde bir tez ortaya koyacaksınız. Tezinizde de heykelle dışa vuracaksınız. Ben bu yönüyle yaklaşıyorum. Ama bu tartışmaları da gereksiz buluyorum." şeklinde konuştu.

Muhteşem Yüzyıl adlı dizi hakkında da eleştiride bulunan Çayır, "Kanuni Sultan Süleyman, Viyana'nın önünde, seferdeyken çadırda ölmüş. Sen bunu kadın, içki düşkünü sayacaksın. Böyle bir adam olsa Viyana'da ne işi var? Avrupa'ya nasıl gitti bu kadar? Yaptığı seferler ortada. Zamanı nerede bulmuş? Bazıları bu belgesel değil diyor. Belgesel değilse hayalini katma. Sen bir tarihi kişiliği ortaya koyuyorsun. Tarihi kişiliğe hayalindeki senaryoyu giydiriyorsun kişilik olarak. Buna hakkın var mı? O zaman buna Kanuni deme başka birisi de. Uyanıklık da yapıyor. Ben de yazarım. Bunun nasıl olduğunu bilmekteyim." açıklamasında bulundu.

KAZA İLE İLGİLİ DEVLET DENETLEME KURULU ÇOK CİDDİ ÇALIŞMA YAPIYOR

Çayır, bir soru üzerine, Devlet Denetleme Kurulu'nun, BBP'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun da aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan kaza ile ilgili çok ciddi bir çalışma yaptığını söyledi. Çalışmayı yapanlarla 4 saat bilgi paylaşımı yaptığını anlatan Çayır, sözlerini şöyle tamamladı: "Gördüğüm ve bugüne kadar tanık olduğum en ciddi çalışma. Sonuç verecek bir çalışma olduğunu gördüm. Bundan çok mutluluk duydum. Yakın bir zamanda, en azından karanlık noktaları yok edecek bir sonuç çıkacağını umuyorum. Çünkü bize de öyle söylediler. İyi bir çalışma yapıyorlar. Kazayla ilgili bütün safhaları tek tek inceliyorlar. Meclis'in yaptığı ödev savmaydı. Devlet Denetleme Kurulu, kendi yapısı gereği ciddi bir çalışma yapıyor. İğneyle kuyu kazar gibi yürütüyorlar. Dolayısıyla ben kamuoyunu rahatlatacak bir takım sonuçlar çıkacağını umuyorum."

Haber Ara