İçişleri Bakanı Beşir Atalay, son dönemde tahliye olan kişilerden 4'ünün değişik tarihler itibarıyla imza için gelmediklerini belirterek, tahliye olanlarla ilgili gümrük kapılarının uyarıldığını, yurtdışına çıkışı mümkün görmediklerini söyledi.
Atalay, CNN TÜRK'te canlı yayında Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı.
Son dönemdeki tahliyelerin hatırlatılması ve "İmzaya bazılarının gitmediği doğru mu? Bunlar Türkiye içinde mi? Yoksa İran'a gittikleri yönünde herhangi bir bilgi var mı elinizde" sorusunun yöneltilmesi üzerine Atalay, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bazı suçlarda azami tutukluluk süresini 10 yıl olarak belirlemesi üzerine toplam 157 kişinin tahliye olduğunu anımsattı.
Atalay, mahkemenin tahliye ederken, yurtdışına çıkmama ve zaman zaman karakola veya polis merkezine uğrayarak imza vermeyi öngördüğünü, dolayısıyla bu kişilerin kontrol altında olacağını belirtti.
Tahliye olanların hepsinin her gün değil, bazı yerlerde mesela İstanbul'da haftada bir gün imza verilmesi gerektiğini anlatan Atalay, "Şu anda 4 tanesi değişik tarihler itibarıyla, 9, 10, 11 gibi, gelmemiş durumda. Emniyetin yaptığı, bunları adli mercilere bildiriyoruz. Emniyete düşen görev budur. Bunların gelip gelmediğini tespit ve gelmezlerse adli mercilere bildirmek. Bunlar da bildiriliyor" diye konuştu.
4 kişi arasında örgüt yöneticilerinin bulunup bulunmadığı yönündeki soru üzerine Atalay, "İsimleri ben vermeyeyim burada" dedi.
Adli mercinin hukuki olarak, imzaya gelmeyen kişilerle ilgili tutuklama kararı verebileceğini ya da bu kişilerin bulunup çağrılabileceğini ifade eden Atalay, bu kişilerin mazeret beyan edebileceklerini, mazeretlerinin yargı tarafından kabul edilip edilmemesinin değerlendirilebileceğini söyledi.
Atalay, "Bu kişilerle ilgili yurtdışı çıkış yasağı da var. Bu kişilerle ilgili gümrük kapıları uyarılmış durumda ilk günden beri. Yurtdışı çıkış olmasını mümkün görmüyoruz, bu mümkün değil" dedi.
"Tutukluluk kararı çıkarsa, hapis cezaları onanırsa tekrar yakalanmaları konusunda sıkıntı olur mu" sorusu üzerine de Atalay, bu kişilerin tahliye şartlarına göre kontrol altında olacaklarını, yurtdışına çıkmayacaklarını vurgulayarak, "Dolayısıyla yargı öyle bir karar verdiğinde de bunlar için tekrar o uygulanır. Ama bu süreçte olağanüstü gelişme olabilir, birisi kaçar, bir şey olur, onda da yargı, hukuk içinde ne yapılıyorsa yapılır" diye konuştu.
Demokratik açılım
"Demokratik açılım sürecinin durup durmadığı" yönündeki soru üzerine Atalay, kendilerinin bu konuda kararlı olduklarını belirtti. Atalay, "Bu konunun kapsamını, önemini kavramayanlardan kimi 'açılım durdu' diyor, kimi 'somut bir şey yok' diyor ama Türkiye'de çok sağlıklı yürüyen bir süreç var" diye konuştu.
Kendisinin bugün düşünce kuruluşu temsilcileri ile buluştuğunu anımsatan Atalay, toplantıya Kamu Düzeni ve Kamu Güvenli Müsteşarlığı yetkililerinin de katıldığını söyledi. Atalay, yarın araştırma kuruluşu temsilcileri ile bir araya geleceklerini belirterek, sürece ilişkin çalışmalarının çok ciddi şekilde devam ettiğini belirtti.
Atalay, "Seçime kadar somut bir adım atılacak mı" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Böyle maddeler üzerinden gitmiyoruz ama Türkiye bu konuları rahat konuşan, tartışan bu konularda herkesin kafa yorduğu, her gün her yerde konularda önemli değişimlerin olduğu bir süreci yaşıyor. Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyareti bizim için önemliydi. Devletin burada çok net, açık bir tutumu var. Vatandaşlarımızın uğradığı kimi haksızlıkların giderilmesi, kendi ana dilleri ile ilgili daha önceki kısıtlamaların giderilmesi ve onların rahat yaşayacağı zeminin oluşturulması...
Bütün bu açılardan Türkiye ciddi mesafe alıyor. Bütün vatandaşlarımızı kucaklayan bir politika izleniyor. Geçmişte vatandaşlarımızın gücendiği hususlar olmuş, güvenlerinin azaldığı devlete karşı dönemler olmuş. Şu anda biz adeta bir tamir dönemindeyiz. Vatandaşlarımızın devlete güvenini kazanmak için çalışıyoruz. Bu konular zaman alıyor. Sabır göstermek gerekiyor. Her ülkede böyle olmuş. Yılların emekleri ile sabırlı çalışmaları ile ancak daha iyi durumlara ulaşılmış."
Atalay, CNN TÜRK'te canlı yayında Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı.
Son dönemdeki tahliyelerin hatırlatılması ve "İmzaya bazılarının gitmediği doğru mu? Bunlar Türkiye içinde mi? Yoksa İran'a gittikleri yönünde herhangi bir bilgi var mı elinizde" sorusunun yöneltilmesi üzerine Atalay, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bazı suçlarda azami tutukluluk süresini 10 yıl olarak belirlemesi üzerine toplam 157 kişinin tahliye olduğunu anımsattı.
Atalay, mahkemenin tahliye ederken, yurtdışına çıkmama ve zaman zaman karakola veya polis merkezine uğrayarak imza vermeyi öngördüğünü, dolayısıyla bu kişilerin kontrol altında olacağını belirtti.
Tahliye olanların hepsinin her gün değil, bazı yerlerde mesela İstanbul'da haftada bir gün imza verilmesi gerektiğini anlatan Atalay, "Şu anda 4 tanesi değişik tarihler itibarıyla, 9, 10, 11 gibi, gelmemiş durumda. Emniyetin yaptığı, bunları adli mercilere bildiriyoruz. Emniyete düşen görev budur. Bunların gelip gelmediğini tespit ve gelmezlerse adli mercilere bildirmek. Bunlar da bildiriliyor" diye konuştu.
4 kişi arasında örgüt yöneticilerinin bulunup bulunmadığı yönündeki soru üzerine Atalay, "İsimleri ben vermeyeyim burada" dedi.
Adli mercinin hukuki olarak, imzaya gelmeyen kişilerle ilgili tutuklama kararı verebileceğini ya da bu kişilerin bulunup çağrılabileceğini ifade eden Atalay, bu kişilerin mazeret beyan edebileceklerini, mazeretlerinin yargı tarafından kabul edilip edilmemesinin değerlendirilebileceğini söyledi.
Atalay, "Bu kişilerle ilgili yurtdışı çıkış yasağı da var. Bu kişilerle ilgili gümrük kapıları uyarılmış durumda ilk günden beri. Yurtdışı çıkış olmasını mümkün görmüyoruz, bu mümkün değil" dedi.
"Tutukluluk kararı çıkarsa, hapis cezaları onanırsa tekrar yakalanmaları konusunda sıkıntı olur mu" sorusu üzerine de Atalay, bu kişilerin tahliye şartlarına göre kontrol altında olacaklarını, yurtdışına çıkmayacaklarını vurgulayarak, "Dolayısıyla yargı öyle bir karar verdiğinde de bunlar için tekrar o uygulanır. Ama bu süreçte olağanüstü gelişme olabilir, birisi kaçar, bir şey olur, onda da yargı, hukuk içinde ne yapılıyorsa yapılır" diye konuştu.
Demokratik açılım
"Demokratik açılım sürecinin durup durmadığı" yönündeki soru üzerine Atalay, kendilerinin bu konuda kararlı olduklarını belirtti. Atalay, "Bu konunun kapsamını, önemini kavramayanlardan kimi 'açılım durdu' diyor, kimi 'somut bir şey yok' diyor ama Türkiye'de çok sağlıklı yürüyen bir süreç var" diye konuştu.
Kendisinin bugün düşünce kuruluşu temsilcileri ile buluştuğunu anımsatan Atalay, toplantıya Kamu Düzeni ve Kamu Güvenli Müsteşarlığı yetkililerinin de katıldığını söyledi. Atalay, yarın araştırma kuruluşu temsilcileri ile bir araya geleceklerini belirterek, sürece ilişkin çalışmalarının çok ciddi şekilde devam ettiğini belirtti.
Atalay, "Seçime kadar somut bir adım atılacak mı" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Böyle maddeler üzerinden gitmiyoruz ama Türkiye bu konuları rahat konuşan, tartışan bu konularda herkesin kafa yorduğu, her gün her yerde konularda önemli değişimlerin olduğu bir süreci yaşıyor. Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyareti bizim için önemliydi. Devletin burada çok net, açık bir tutumu var. Vatandaşlarımızın uğradığı kimi haksızlıkların giderilmesi, kendi ana dilleri ile ilgili daha önceki kısıtlamaların giderilmesi ve onların rahat yaşayacağı zeminin oluşturulması...
Bütün bu açılardan Türkiye ciddi mesafe alıyor. Bütün vatandaşlarımızı kucaklayan bir politika izleniyor. Geçmişte vatandaşlarımızın gücendiği hususlar olmuş, güvenlerinin azaldığı devlete karşı dönemler olmuş. Şu anda biz adeta bir tamir dönemindeyiz. Vatandaşlarımızın devlete güvenini kazanmak için çalışıyoruz. Bu konular zaman alıyor. Sabır göstermek gerekiyor. Her ülkede böyle olmuş. Yılların emekleri ile sabırlı çalışmaları ile ancak daha iyi durumlara ulaşılmış."
CNN Türk