'Gülen Hareketi: İnanç Tabanlı Bir Sivil Toplumsal Hareketin Sosyolojik Analizi' adlı kitabının tanıtımı için Türkiye'ye gelen ABD'li Prof. Dr. Helen Rose Ebaugh, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda seminer verdi.
Helen Rose Ebaugh, dünyadaki terörizmin çözümünün silahla değil insanların beyinlerinin şekillenmesiyle olacağını söyledi. Gülen hareketinin dayandığı iki noktayı anlatan Ebaugh, "Birincisi okullar. Hocaefendi'nin fikirlerinin çıkardığı okullar önemli bir kaynak. 1960'larda bu hareket başladığında gençleri eğitmek gerektiğini söylüyordu. O dönemdeki iş adamları bu fikirlerin uygulanabilir olduğunu ve buna kaynak ayırabileceklerini ifade ettiler. Ve böylece gençleri eğitmeye başlamış oldular. Bu okullarda yetişen genç nesil, kendi ülkelerine çok güzel şekilde hizmet ediyor. Benim okuluma bu okullardaki öğrencilerden öğrenciler gelince çok seviniyorum. Biliyorum ki çok kaliteli eğitim almışlar. Bunun yanında terörizme karşı bilinçlenmişler." dedi.
"Dünyadaki terörizmin çözümünün silahla değil insanların beyinlerinin şekillenmesiyle olur." diyen Ebaugh, "Mesela Mardin'deki datalara baktığımızda bu okullardaki öğrencilerin PKK'ya katılımın çok düşük olduğunu görüyoruz. Teröristlerin dünyada oluşturduklarına panzehir olarak bu okulları kullanmalıyız." şeklinde konuştu.
Gülen hareketinin ikinci noktası ise dinlerarası diyalog ve dinlerarası kültürler diyaloğu olduğunu aktaran Ebaugh, "Diyalog faaliyetleri sayesinde birbirimizle konuşma fırsatı bulduk. Globalleşen dünyada da buna ihtiyaç var. Okullar bir taraftan diyalog bir yandan eğitim işlevi görüyor, ikisi de çok önemli faktör. Yakın zamanda Azerbaycan ve Avusturya'da bulundum. Bütün dünyada bu diyalogların nasıl geliştiğini yakından gördüm. Bütün bunlar hareketin evrensel olduğunu gösterdi." ifadelerini kullandı.
Dinlerarası diyalog adına Houston'da faaliyet gösteren ikinci büyük vakfın Gülen hareketine ait bir vakıf olduğunu dile getiren Ebaugh, "Yaptıkları ders ve geziler sayesinde birçok din temsilcisi aynı masaya oturur, konuşur hale geldi. Dün kitap imza töreni vardı. Öncesinde bir semiren vardı. Seminere 500 kişiden fazla katılmıştı. O anda aklıma Hocaefendi kendi küçük odasında yaptığı hareketin bu kadar etki yaratacağını düşünmüş müydü?" şeklinde konuştu.
Seminerin ardından katılımcılar, kitap hakkında merak ettiklerini sordu.
