Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, hükumeti eleştirdi. Yolsuzlukların artarak devam ettiğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Bunlar 3Y ile mücadele için gelmişlerdi. Bunu devletin resmi kurumu söylüyor. Yoksulluk sayısı arttı. Yolsuzluk sayısı orada artık sayı-mayı kalmadı. Artık yolsuzluk sıradanlaştı. Elazığ'da dönen dolapları gazetelerden okuyoruz. Yolsuzluk var burada diyorlar. İçişleri Bakanı 'hayır yoktur' diyor. Yürekli bir savcı 'hayır var' deyip, Danıştay'a başvuruyor. Danıştay 'soruşturabilirsin' diyor. Bu Bakan (Atalay) acaba hiç utanıyor mu? Sıkılıyor mu acaba bu bakan? Kayseri'deki olayı kapattılar. Şeytan üçgeni vardı. Elazığ'da o şeytan üçgenini kuramadılar. Bir savcı çıktı, 'ben soruşturacağım' dedi. Şimdi itiraflar başladı. Herkes itiraf ediyor. Dönen dolapları anlatıyor." diye konuştu.
"BİR YOLSUZLUK DOSYASINI KAPATMAK İÇİN BU ACELE NİYE?"
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ve ben Sayın Bakan'a sormak isterim: Ayın 4'ünde hani o Kayseri Valiliği koltuğunda oturup da Ankara'da müsteşarlığa atanan vali dosyayı kapatıyor. Ayın 4'ünde müsteşarlık koltuğuna oturuyor. Ama yine ayın 4'ünde aynı dosya aynı hızla nasıl geldiyse dosyayı kapatıyor. Aynı gün, sabah dosyayı onaylayan, dosyayı kapatan vali, öğleden sonra müsteşarlık koltuğuna oturdu. Aynı dosya Kayseri'den Ankara'ya nasıl geldi? Hadi Ulaştırma Bakanı olsa deriz ki, Ulaştırma Bakanı'dır torpille getirdi. Sen İçişleri Bakanı'sın. Bu dosya Kayseri'den postaya verilecek, orada evraktan çıkacak, gelecek Adalet Bakanlığı'nın evrakına girecek, ondan sonra ilgili daireye gönderilecek, ilgili daire onay hazırlayacak, onay müsteşara gidecek, müsteşar da Bakan'ı görecek ve dosya kapatılacak. Nasıl? Kayseri-Ankara hattı 24 saat bile değil. Birkaç saat içinde halloluyor. Bu dosyayı Kayseri'den Ankara'ya kim getirdi? Birisi koltuğuna mı alıp geldi?
İkinci soru: Bir yolsuzluk dosyasını kapatmak için bu acele niye? Biz bunları soruyoruz; sanıyorlar ki bu dosya kapandı. Bu dosyayı açmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz."