Bir televizyonun kanalında konuşan HSYK Üyesi İbrahim Okur, hakimler ve savcılar kararnamesinin çok kısa sürede çıkmadığını, bir haftada çıktığını ve bunun çok uzun olduğunu düşündüğünü kaydetti. Eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklanmasına ilişkin bir soruya ise Okur, meslektaşının tutuklanmasının, cezaevine girmesinin herkesi olduğu gibi kendisini de üzdüğünü ifade etti.
Cihaner dosyasının içeriğini bilmediği için konuşmasının doğru olmayacağını vurgulayan Okur, Adana Cumhuriyet Savcısı olarak atanması konusunda da bunun bir tenzili rütbe olmadığının altını çizdi. Hakkındaki soruşturma gereği, Cihaner'in Adana Savcılığına gittiğini anlatan Okur, karar çıktığında tekrar bir değerlendirme yapılacağını kaydetti. Okur, Erzincan'ın ikinci bölge, Adana'nın ise birinci bölge olduğunu hatırlattı.
Yargıya çok güvenilmediğini dile getiren Okur, güveni tesis edecek olanların hakim ve savcılar olduğunu vurguladı. Okur, hakim ve savcıların kendilerini güvende hissetmeleri halinde yargıya güvenin artacağını ifade etti.
"HAKİM VE SAVCILAR HAKKINDA YILDA 6 BİN ŞİKAYET GELİYOR"
Ergenekon davası hakim ve savcılarına ilişkin yapılan şikayetlerin sorulması üzerine ise Okur, 170 civarında şikayet dilekçesi bulunduğunu ifade etti. Şikayetlerin incelendiğini ve rapor aşamasına gelindiğini anlatan Okur, hakim ve savcılar hakkında değişik konularda şikayet bulunduğunu belirtti.
Türkiye genelinde yıllık 6 bin şikayet geldiğini dile getiren Okur, şikayetlerin aynı kişi üzerinde yoğunlaşabileceği gibi farklı kişiler üzerinde de olabildiğini vurguladı. Ergenekon hakim ve savcıları hakkında yapılan şikayetlerin benzer konular ve içeriklerden oluştuğunu ifade eden Okur, tutukluluk sürelerinin uzunluğu konusunun bir davaya göre değil, kökten çözülmesi gereken bir konu olduğuna dikkat çekti.
Balyoz davasında verdiği tahliye kararlarıyla gündeme gelen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Oktay Kuban'ın güvenlik gerekçesiyle böyle bir talepte bulunduğunu açıklayan Okur, kendilerinin de buna katıldığını belirterek, "Epeyce tartışılan bir isim oldu. Talep edilen iki il Eskişehir ve İzmir'den birine tayin edildi." dedi.
Bir mahkemenin verdiği tutuklama kararını bir başka mahkemenin kaldırmasına ilişkin bir soruya ise Okur, delillere göre her iki mahkemenin de vicdani kararı olduğunu ifade etti. Mahkemeler arasında böyle bir saflaşmayı doğru bulmadığının altını çizen Okur, "Öyle olduğunu düşünmüyorum ama kamuoyu öyle algıladı. Bunun giderilmesi için çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.