Dolar

34,8879

Euro

36,6488

Altın

3.045,64

Bist

10.058,47

Güneydoğulu arıcılar: Bal üretimi glikoz kullanımına yenik düştü

Güneydoğulu arıcılar, vatandaşların doğal bal yemesi için dağ-taş, ova-tepe demeden dolaştıklarını ancak glikozun sektörde kullanılmaya ba

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-11 16:19:00

Güneydoğulu arıcılar: Bal üretimi glikoz kullanımına yenik düştü
Güneydoğulu arıcılar, vatandaşların doğal bal yemesi için dağ-taş, ova-tepe demeden dolaştıklarını ancak glikozun sektörde kullanılmaya başlamasıyla emeklerinin heba olduğunu söyledi. Glikoz kullanımının balın fiyatını ve kalitesini bozduğunu belirten balıkçılar, bu yüzden ürünlerinin ellerinde kaldığından yakındı.

AİLESİNİ ARICILIK YAPARAK GEÇİNDİRİYOR

Güneydoğu'nun en çok bal üreten arıcıları arasından yer alan Siverekli Sinan Uçar (40)'ın bin kovan arısı bulunuyor.

Arıcılıkla uğraşanların göçebe yaşadığı için aileleri ile yılın yalnızca 2 ayı bir arada olabildiğini söyleyen Uçar, mevsimler iyi gitmesi halinde bir yıl da 3 ya da 4 kez, kötü gitmesi halinde de 6 ya da 7 kez yer değiştirdiklerini ifade etti.

11 çocuğunu Siverek'te bırakıp bin kovan arasının peşine düştüğünü anlatan Uçar, arılarından elde ettiği gelirle 11 çocuğunu okuttuğunu, çocuklarından birinin de halen coğrafya öğretmenliği bölümünde okuduğunu anlattı.

Bir yıl boyunca Bitlis, Van, Elazığ, Diyarbakır ve daha sonra Akdeniz bölgesi illeri, Ege Bölgesi'ne kadar arılarını taşıyarak dolaştıklarını aktaran Uçar, bir yılda en az iki defa en fazla 4 ile 5 defa arılarından bal aldıklarını belirtti.

"Arıcılık çok zahmetli bir iş. Zahmeti bal kadar tatlı değil."diyen Uçar, zaman zaman birkaç arıcının hatasının faturasını birçok arıcının da çektiğinden yakındı. Uçar, bankaların kovan başına 65 lira kredi verdiğini ancak Siverek'te 6 yıl önce aldığı krediyi ödemeyen arıcıların yüzünden kendilerinin şuan bu krediden faydalanamadığını örnek gösterdi.

Güneydoğu'da 25 yıldır arıcılık yapan 4 çocuk babası Şehmus Gözcü (42) de "Biz ailemizi geçindirmek için arıcılık uğruna çocuklarımızın yüzünü çok az görüyoruz. 'Bal satıp ailemizi geçindirelim' diyoruz. Ama piyasaya glikozun girmesiyle bütün bu emeklerimiz ve ailemize olan hasretimiz heba oluyor. Biz dağ, taş dolaşıp vatandaşımıza 'doğal bal yedirelim' derken elimizdekini ya satamıyor ya da ucuza satmış oluyoruz." dedi

"EN İYİ BAL SOĞUKTA DONAN BALDIR"

Yaklaşık 7 yıl Türkiye Kalkınma Vakfı'nda, 2 yıl da Avrupa Birliği (AB) Kırsal Kalkınma Projesi'nde, elaman olarak çalıştığını ve bölgede dağıtılan arıların kontrolünü kendisinin yaptığını anlatan Gözcü, bu uzmanlık yönüyle en iyi balın püf noktasını şöyle açıkladı."En iyi bal soğukta donan baldır. Aldığınız bal soğukta donuyorsa doğal bal kullanıyorsunuz demektir. Donan balı da kullanırken ısıtmayın. Isıtırsanız içindeki polenlerin özelliği kalmıyor."

"BAL ALTIN DEVRİNİ 1990 İLE 1995'TE YAŞADI"

Bu kadar zahmetin sonunda sezon başına bir kovandan ortalama 27 kilo bal aldıklarını vurgulayan Şehmus Gözcü'ye göre kendisinin 100 kovan arısının bulunduğunu söyledi. Gözcü'ye göre; arıcılığın altın devrini 1990 yılı ile 1995 yılları arasında yaşadı.

Şuan balın toptan kilosunun 6 liradan gittiğini kaydeden Gözcü, "Glikozun piyasaya girmesiyle tüccar da bize 'Fiyat budur' deyip bizden değil glikozlu bal alıyor. Durum böyle olunca da balın olması gereken toptan fiyatı 15 ile 20 lira yerine 6 liraya satılıyor." dedi

"ARILAR BAŞIBOŞ KALMAKTAN ÖLÜYOR"

Gözcü, zaman zaman arıların ölümü ile ilgili haberlerin çıkmasına ise şu cevabı verdi:" Bal alıncaya kadar arısına iyi bakan arıcılar balı aldıktan sonra onları başıboş bıraktıkları için ölümlerin yaşandığını düşünüyorum. Başıboş bırakılan arıların da tabi çeşitli hastalıkları ve ölümleri olacaktır. İnsanı bile başıboş bırakır sokağa terk ederseniz çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kalır."

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara