Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan CHP Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, sözlerine, Gazeteciler Günü'nü kutlayarak başladı. Cezaevinde kalan gazetecilerin aralarında olmasını gönüllerinin istediğini dile getiren Tamaylıgil, "Gazetecilerin elinden alınan haklar konusunda bir çalışma yapılsaydı. CHP iktidarında alınan haklar gazeteci dostlara iade edilecektir. Ne yandaş ne candaş, halkın haber alma özgürlüğüne, halkın gerçekleri alma özgürlüğüne kalemleriyle destek olduğu bir Türkiye'de yaşayalım." dedi.
Tutukluluk süreleri ile tahliyeler konusuna değinen Tamaylıgil, bunların kamu vicdanını yaraladığını ifade etti. Hükümetin, Yargıtay'ın iş yüküne yönelik açıklamalarının çelişkiler içerdiğini iddia eden Tamaylıgil, yargıda bir eksiklik varsa bunun sorumlusunun 8 yıldır görevde olan AK Parti iktidarı olduğunu ve sınıfta kaldığını savundu. Bunun iyi değerlendirilmesinin şart olduğunu dile getiren Tamaylıgil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kars'taki insanlık anıtının yıkımına ilişkin değerlendirmesini de eleştirdi. Değerlere karşı bir olumsuz bakış açısı olduğunu ileri süren Tamaylıgil, sanata ve sanatçıya böyle yasakçı bir zihniyetin bakış açısı olduğunu iddia ederek, bunun ne kadar abes olduğunun altını çizmek istediğini kaydetti.
Öte yandan, DSP Genel Başkanı Masum Türker'in, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel seçimlerde aday olamayacağına ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Tamaylıgil, konuya ilişkin bir araştırma yapılmasına dahi gerek olmadığını savundu. Madde ve ona ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının dikkatle incelenmesi halinde, maddenin bugünü etkileyecek bir nitelik taşımadığının görüleceğini savunan Tamaylıgil, bir siyasetçinin anayasasında ne demek istendiğini çok iyi bilmesi gerektiğini söyledi. Tamaylıgil, böyle bir tartışmayı gündeme getirmenin gereksiz bir yaklaşım olduğunu savundu.
"AÇIKLAMAYI YAPAN ARKADAŞIMIZ KURTLAR VADİSİ'Nİ YAKINDAN SEYREDİYOR"
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, CHP'ye yönelik "ucuz hafiyelik yapıyor" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Tamaylıgil, "Ben sayın içişleri bakanına bir soru sormak istiyorum. Elazığ Belediyesi ile ilgili gelişmeler, ilgili müfettişin raporu ve İçişleri Bakanlığı'na gelişi ve sonraki uygulamalarda içişleri bakanı ne yapmıştır. Danıştay kararı olmadan bir yargılama sürecinin önü açılmış mıdır? Eğer bu rapor ve soruşturma ile ilgili istek İçişleri Bakanlığı'nda tutuldu ise Kayseri örneğinde olduğu gibi sayın içişleri bakanlığı hangi devlet adamlığında, hangi uygulamalardaki hakkaniyetten bahsetmektedir. Önce şu Elazığ Belediyesi ile ilgili dosyanın yaşadığı sürecin hesabını versin. Şu unutulmamalıdır CHP'nin vicdan kantarı doğruluk, dürüstlük, kul hakkı korkusundan oluşur. Ama bu kantar ne Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ne de onun uygulamalarını ne de İçişleri Bakanının ortaya koyduğu tercihleri tartar." karşılığını verdi.
Ayrıca, Tamaylıgil, AK Parti Milletvekili Avni Doğan'ın, derin devlete yönelik açıklamalarına ilişkin; kendi partisinin dahi değerlendirmeleri doğru bulmadığını belirtti. Tamaylıgil, şöyle dedi: "Hükümetin mensupları ve milletvekilleri, sanırım bu son zamanda çok fazla dizileri seyrediyorlar. Bu açıklamayı ortaya çıkaran arkadaşımız da sanırım Kurtlar Vadisi dizisini yakından seyrediyor ve onun senaryosundan etkilenerek, yorumlar ortaya koyuyor. AKP kendi devlet yapılanmasını uygulamalarıyla açığa çıkardı. Kim, hangi baskıcı ve hangi kendi hedeflerinde bir devlet yapılanımı içine giriyor? Bu açıktır, ama bu tür tanımlar içerisinde olan arkadaşımız için de diziyi seyretsin, ama hayatında kendini onun içinde bir role kaptırmasın diyorum."
