Bektaş, 'Çalışan Gazeteciler Günü' dolayısıyla ilde görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Öğretmenevinde düzenlenen öğle yemeğine İl Basın Halkla İlişkiler Müdürü Vildan Köksal, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hüsnü Acar, Anadolu Basın Birliği Başkanı Sebahattin Büyükoral, Türk Basın Birliği Başkanı Mustafa Afacan ve ilimizdeki günlük yayın yapan gazete ve radyo temsilcilerinin katıldı. Gazeteciler adına bir konuşma yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hüsnü Acar, Vali Bektaş'ın Muş'ta yaptığı başarılı hizmetleri Kastamonu'da da gerçekleştireceklerine inandığını söyledi. Acar ayrıca Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle verilen yemek için Vali Bektaş'a teşekkür etti.
Kastamonu'daki medya kuruluşları hakkında bilgi öğrenen Vali Bektaş, Kastamonu'daki günlük gazeteler hakkında övgüyle söz etti. Bektaş, "Daha çok günlük gazeteleri takip ediyorum. Gazetelerimizi ulusal gazeteleri aratmayacak bir yayın gözledim. Dolu dolu gazeteler çıktığını görüyorum. Kastamonu tarihi ve güzellikleri nedeniyle göz önünde olunca ister istemez sizlerin ve sizler vasıtasıyla bütün medyanın gözü de üzerimizde oluyor. Basının belli bir etki alanı var, gücü var. Onu biz olumlu anlamda değerlendirmek istiyoruz. Olan biteni bizim göremediklerimizin de bize ulaşması bizi mutlu eder."
BENİM RAHATSIZ OLDUĞUM YALANDIR
Vali Bektaş, basınla olan ilişkilerinde eleştirilmekten asla çekinmeyeceğini ifade etti. Eleştirilmenin kendisine ağır gelmeyeceğini vurgulayan Bektaş, "Bizim kurumlar olarak eleştirilmek ağır gelmemesi gerekir. Ortada bir yanlış varsa, problem varsa görülmesi gerekir. Şeffaflığın böyle faydası var. Benim rahatsız olduğum yalandır. Bile bile yalan. Hata da aramam, hata olur, söylenir yanlış yapan düzeltir. Ama yalanın çaresi yok. Ondan hepimizin rahatsız olması gerekir. Hatadan gocunmam. Yanlışlarımızın, noksanlarımızın ortaya çıkmasından da gocunmam. Onlar bize düzeltme fırsatı verir. Ben bile bile yanlış yapmıyorum ki. Neden rahatsız olayım. Bilerek yanlış yapıyorsam o zaman rahatsız olurum. Bilmeden yaptığım yanlışımı bana söyleyen bana iyilik yapıyordur. O benim dostumdur. Siz söyleyeceksiniz o sizin göreviniz. Biz 31 ay Muş'ta basınla güzel bir diyalog, güzel bir süreç yaşadık. Bir sıkıntı yaşamadık. Basının bizim işlerimize katkısı çok fazla."
Kastamonu'nun gelişmesinde basının önemli görevi olduğunu işaret eden Bektaş, "Şimdi Kastamonu'da olanlara bakıyorum. Turizm açısından bir yere gelmiş illere bakıyorum. En son kalktım Safranbolu'ya gittim. Onların sokaklarında Japon turistleri gördüm. Bizim sokaklarımızda bunu göremiyoruz. Onlar başardılar, Amasya başardı. Beypazarı başardı bizim de başarmamamız için hiçbir sebep yok. Bu işte de bize sizin aktif katkınız gerekiyor. Herşeyimizin kamuoyuna sunulmasında vitrinimiz sizsiniz. Dolayısıyla sizlere ben çok önem veriyorum. Umarım sağlıklı bir ilişki düzeyi yakalayabiliriz." diye konuştu.
Kastamonu'da bulunmanın kendisi için bir şans olduğunu söyleyen Bektaş, şöyle konuştu: "Bunu kesinlikle söyleyebilirim. Çünkü Kastamonu potansiyeli çok geniş bir yer. Ben uzaktan da olsa Kastamonu'da yapılan çalışmaları basından takip ediyordum. Özellikle bu Ilgaz hareketi, Kastamonu Holding hareketini takip ediyordum. O hareketi çok önemsemiştim keşke o hızıyla devam edebilseydi. Bizim yapacağımız işte bu hareketin devam etmesini sağlamaktan ibaret olacak. 'Bu vali geldi şöyle başarılı, burayı da ayağa kaldıracak' öyle bir şey yok. Benim elimde sihirli değnek yok. Ben padişah değilim. Muş'ta ne yaptıysam Muşlularla birlikte yaptım. Onlar olmasaydı ben hiçbirşey yapamazdım. Çalışkan ve girişimci bir insanların katkısına, işbirliğine çok ihtiyacımız var. O olmadan hiçbirşey yapamayız. Benim bir marifetim varsa şayet bu küllerin altına gizlenmiş közleri açığa çıkarmayı iyi bilirim. O közler orada duruyor ya. Üzerindeki külü üflediniz mi parlamaya başlıyor."