Necati Karabay, yaptığı açıklamada, yeni yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu(CMK)'nun (CMK) 102. maddesi uyarınca zanlıların serbest kalmasının toplumda geniş yankı uyandırdığını belirterek Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in, 'İş yükümüz çok, zamanımız yok' diyerek bin civarındaki sanığın dosyasını 10 yıldır görüşememe sebebine mazeret olarak gösterip, topu Adalet Bakanlığı'na attığını savundu.
Karabay, şöyle devam etti: "Yüksek mahkeme bu mazeretine rağmen Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ın kendisini tahliye etmeyen hakimler aleyhine açtığı tazminat davasını, Erzincan eski başsavcısı İlhan Cihaner'in ve Sincan hakimi Osman Kaçmaz'ın ve eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun beraat kararlarını, üç ay gibi kısa sürede görüşerek tazminat ve beraat kararlarını anında tasdik etmiştir."
Yine Başbakan Erdoğan'la ilgili olarak, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 2002 yılında verdiği adli sicil kaydının silinmesi ve memnu haklarının iadesine ilişkin kararda yetkisi olmadığı halde, jet hızıyla dosyayı kuryeyle Ankara getirip, bir günde Başbakan Erdoğan'ın isminin milletvekili listesinden silindiğini söyleyen Karabay, "Bu nedenle Yargıtay'ın iş yükü ve zaman darlığı gerekçeleri gerçeği yansıtmamaktadır. Sebebine gelince, CMK'nın 102. maddesindeki değişiklik 6 yıl önce çıkarılmış ve yürürlüğe gireceği tarih, Yargıtay tarafından bilinmekteydi. Yargıtay'ın bu dosyaları ayıklayıp öncelik vererek öne alıp, esastan karara bağlanması gerekmekteydi. Yargıtay, bir kişinin suçlu mu, suçsuz mu olduğuna 10 yılda karar veremiyorsa bu işi bırakmalı. Yine aynı Yargıtay'ın kendi yükünü azaltacak olan istinaf mahkemelerinin kurulmasına karşı çıktığı da bilinmektedir." diye konuştu.
Necati Karabay, hukukçular olarak, yapılması gereken şeyin, hükümetin bir an önce Yargıtay'a yeni daireler açması, Bölge İstinaf Mahkemeleri'nin kurulması, yeni hakim ve savcı alınması ve hakim ile savcıların özlük haklarının düzeltilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.