Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Gazze'de bırak çocuklar ölsün, sen sesini çıkarma. Gazze'de abluka devam etsin sen bunu görme. Akdeniz'de korsanlık olsun, insanlara yardıma giden yardım gemisine korsanlar çıksın ve 9 kişiyi şehit etsin, sen bunu duyma" dedi. "Herkes sussa biz susmayız" diyen Erdoğan, kimseye etnik kökeniyle, diliyle inancıyla ilgili yaklaşmadıklarını belirtti. Erdoğan, Mısır'da geçtiğimiz hafta ibadet sırasında öldürülen Hristiyan Kıptileri de anarak "Nasıl Gazze'deki, Ramallah'taki, Kudus'teki masumların hakkını hukukunu kendimize dert ediniyorsak aynı şekilde Mısır'da ibadet ederken katledilen 22 masum Kıpti'nin hakkını hukukunu kendimize dert ediyoruz. Bizim anlayışımızda insan önce insandır. Canı, malı, namusu kutsaldır dokunulmazdır" diye konuştu.
Kuveyt'in işgali sona erdiğinden en az Kuveytliler kadar bunun sevincini Türkiye'nin de yaşadığına işaret eden Erdoğan, "Esasen kardeşlik böyle bir şeydir. Kardeş yanında olsun olmasın yakının da olsun olmasın diğer kardeşinin derdini de sıkıntısını da acısını da coşkusunu da neşesini de yüreğinde hissedendir. Bir aile içindeki huzursuzluğu problemi ailenin sadece birkaç ferdinin meselesi olarak göremezsiniz. Nasıl ki vücutta bir yara tüm vücudu etkiler, sirayet ederse aynı şekilde bizim bölgemizdeki her hangi bir sorun mesele çatışma bütün bir bölgeyi rahatsız eder. Bütün bir bölgeye sirayet eder. Biz bu bölgede bizim yakın coğrafyamızda bütün bu yaşanan acılara karşı tepki verdiğimizde sesimizi yükselttiğimizde birileri çıkıp bunu sorgulamak, eleştirmek gibi bir yanlışın içine düşüyorlar" diye konuştu.
BÜTÜN DÜNYA SUSUYOR, SEN DE SUS DİYORLAR
Başbakan Erdoğan, Gazze konusunda susmalarının istendiğini vurguladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Bize söyledikleri şu değerli kardeşlerim: Gazze'de bırak çocuklar ölsün, sen sesini çıkarma. Gazze'de abluka devam etsin sen bunu görme. Akdeniz'de korsanlık olsun, insanlara yardıma giden yardım gemisine korsanlar çıksın ve 9 kişiyi şehit etsin, sen bunu duyma. Kudüs üzerine planlar var, sen bunu işitme. Bağdat'a kayıtsız kal. Kabil'i umursama, Darfur'u hissetme. Bize şunu da söylüyorlar: Bak bütün dünya susuyor, kayıtsız kalıyor, tepkisiz, duymuyor hissetmiyor. Öyleyse siz de sesinizi çıkarmayın diyorlar. Allah aşkına, böyle bir şey mümkün olabilir mi? Sen benim Filistin'deki kardeşimi insanlık dışı yöntemlerle katledeceksin, biz susacağız, öylemi. Akdeniz'de korsanlık yapacaksın, yardım gemisine saldıracaksın, benim 9 kardeşimi şehit edeceksin biz buna tepkisiz kalacağız öylemi? Çilek tarlalarında, hastanelerde, çocuk demeden kadın demeden acımasızca cana kıyacaksın biz bunu görmezden geleceğiz öyle mi? Herkes susabilir. Tepkisiz kalabilir. Ona diyeceğimiz bir şey yok. Ama biz susmayız, susamayız ve emin olun susmayacağız."
MISIR'DAK KIPTİLERİ DE ANDI
Konuşmasında bir saldırı sonucunda öldürülen Mısırlı Kıptileri de anan Erdoğan, şunları söyledi: "Biz bir kalp taşıyoruz, bizim vicdanımız var. Biz insanız ve insani değerlere inanıyoruz. İnsanlığımızı, vicdanımızı her şeyin üstünde tutuyoruz. Sesi çok çıkanın güçlü olduğu bir sistemi biz asla kabul etmiyoruz. Hakkın değil gücün öne çıktığı, hukukun değil zorbalığın egemen olduğu bir düzene biz asla boyun eğemeyiz. Biz bu coğrafyada hiç kimsenin etnik kökeniyle, diliyle inancıyla ilgili değiliz. Biz insana insan olarak bakıyoruz. Yaradılmışların en şereflisi olarak bakıyoruz. Allah'ın yeryüzündeki halifesi olarak bakıyoruz. Nasıl Gazze'deki, Ramallah'taki, Kudus'teki masumların hakkını hukukunu kendimize dert ediniyorsak aynı şekilde Mısır'da ibadet ederken katledilen 22 masum Kıpti'nin hakkını hukukunu kendimize dert ediyoruz. Bizim anlayışımızda insan önce insandır. Canı, malı, namusu kutsaldır dokunulmazdır."
KÜRESEL ÖLÇEKTE KAMPANYA VAR
"İslami terör örgütü" diye bir kavramı her yerde şiddetle reddettiklerini ve kayıtlara geçirdiklerini söyleyen Erdoğan, "İslam kelimesiyle terör kelimesini yan yana getirmek, yan yana kullanmak en başta İslam'a bu aziz dine yapılmış en büyük haksızlıktır. İslam kökü itibariyle "silm", o ise barış anlamına geliyor. Anlamı itibariyle barış olan bir dinin terörle yan yana gelmesi mümkün mü? Kim ki hem Müslüman olduğunu iddia ediyor hem de cana kıyıyorsa bilsin ki çok büyük bir yanlışın, büyük bir gaflet ve dalaletin içindedir. Tabi Müslümanlara karşı küresel ölçekte bir kampanyanın yürütüldüğünü biliyoruz. Bütün Müslümanların, isimleri Ahmet, Mehmet, Mustafa, Muhammed ve benzeri isimleri olan insanları potansiyel terörist gibi görme eğilimi olduğunu biliyoruz. Batının bu konudaki yaklaşımını yakından takip ediyoruz. Batıda özellikle medya eliyle sinsi bir düşmanlık pompalandığını görüyoruz. Onların arkasında da kimlerin olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz orada eleştirilerimizi yapacağız yapıyoruz. Ama Müslümanların kendi özeleştirilerini yapmaları gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz."
100 YILLIK YALANLAR
İslam ülkeleri arasındaki vize uygulamasını da eleştiren Erdoğan, "Hem bizim tarihimiz bir kültürümüz bir diyeceğiz, hem aramıza mesafeler inşa edeceğiz. Şunu görmek durumundayız. Bu bölgedeki sorunların büyük kısmı tefrikadan kaynaklanıyor. Yaklaşık 100 yıldır yalanlar, dedikodular üzerine, farklı şekilde kaleme alınmış gerçeği yazmayan bir tarih üzerine bu bölgedeki halkları birbirine mesafeli hale getiriliyor. Biz bu mesafeleri ortadan kaldırıyoruz kaldırmalıyız. Ezberleri bozuyoruz, bozmalıyız. Bu bölgedeki 100 yıllık hasreti sona erdiriyoruz, erdirmeliyiz." şeklinde konuştu.
BU YAKINLAŞMADAN RAHATSIZ OLMAYIN
Türkiye'nin yaklaşımlarından kimsenin rahatsız olmamasını isteyen Erdoğan, "Biz kimseyi kıskanmıyoruz, kıskanmayacağız ama seveceğiz. El ele vereceğiz. Dayanışma içinde kardeşliğin tadına ulaşacağız. Bu yakınlaşmayı kimse farklı yerlere çekmesin. Türkiye'nin bölgede barış huzur ve istikrardan maada hiçbir niyeti, gayesi, hedefi yoktur. Biz bu bölgeye her boyutuyla barış ve huzur egemen olsun istiyoruz. Dayanışmanın paylaşmanın kardeşliğin insanlığı kötüye değil iyiye taşıyacağını biliyor sadece bölgenin iyiliği için çaba sarf ediyoruz."