Özutku, evliliklerin altın kuralının sevgi ve saygı olduğunu söyledi. Kadının ve erkeğin elmanın birer yarısı olduğunu, birbirlerini tamamladıklarını anlatan Özuktu, "Eşler sorunları bir birini suçlayarak, bağırıp çağırarak değil, sağlıklı iletişimle çözmeli. Kadının da ev içinde otorite alanları bellidir. Eşler birbirine karşı otorite kurmaya çalışmasın. Aile içinde bir sorun çıktığında çözüm merci yine eşler olmalı. Eşler, sorunların çözümünde anne, baba, kardeş ve yakın akrabalarını karıştırmamalı." dedi.
Mutlu yuvaların temelinin 'sevgi harcıyla yoğrulduğunu' belirten Özutku, yuvanın yıkılmaması için eşlerin evlenmeden önce bir birbirlerinin karakter yapısını iyi tanıması gerektiğinin altını çizdi. Psikolog Özutku sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaptığım anket çalışmalarında gördüm ki bir birileriyle sağlıklı iletişim kuran eşlerin evlilikleri de mutlu oluyor. Huzurlu yuvada bir birini çok seven eşler, birbirinin küçük kusurlarını görmez. Biri çok sinirli olduğunda öteki sakinleştirici olur. Eşlerden biri her hangi bir konuda öfkelenince diğeri mutlaka sakin olmalı. Karşılıklı söz atışması eşlerin birbirine karşı sevgi ve saygısını azaltır. Eşler birbirine karşı bağırma, çağırma ve hakaret etme yerine her zaman 'sevgi dilini' kullansın. Sevgi dili bir ailenin altın anahtarıdır. Eşlerin evlilik sigortasıdır. Eşlerin birbirine karşı saygısının bittiği anda, ailede huzur kalmaz."
Manavgat Müftülüğü Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu Koordinatörü Vaize Fedan Taş, boşanmaların ve aile içi geçimsizliklerin önüne geçmek için geçen sene hayata geçirdikleri aile okulu çalışmalarına 2011'de de devam edeceklerini söyledi.