Önce Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu büyükelçilere konuştu ve Türkiye'nin Kıbrıs'ta işgalci olduğu mesajını verdi. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Papandreu'nun eleştirilerini yine sert bir dille yanıtladı.
Papandreu'nun konuşması sırasında sürekli not aldığı görünen Erdoğan'ın konuşmasında bu notlardan faydalandığı görüldü. Erdoğan'ın konuşması sırasında da Papandreu'nun tek tek not alması dikkat çekti.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle;
"Eğer, tarihte yaşanan acılar, savaşlar, çatışmalar, katliamlar dış politikanın belirleyici bir faktörü olsaydı, inanın, bugün Avrupa Birliği diye bir oluşum olamazdı. AB süreci aslında başlangıcı itibarıyla siyasal, sosyal değil, ekonomik bir başlangıcı vardır.
Çok açık net dostuma (Papandreu) bunu söylemek durumundayım... Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde hiçbir ülkeye yapılmayan, hiçbir ülkeye yaklaşım itibarıyla sunulmayan tarz Türkiye'ye yapıldı. Zira 1959 yılında ilk adımı atacaksın, 1963'te resmen müracaatınız olacak ve o günden bugüne kadar yaklaşık 50 yıllık bir süreç içerisinde Türkiye ile adeta kendilerine göre dalga geçen Avrupa Birliği üyesi var 27 tane.
2004 yılına kadar biz tüm AB liderler zirvelerine katılırken, 2004'ten sonra liderler zirvelerine de bizi kabul etmeme durumuna girdiler. Bu da samimiyetlerinin, bu da Türkiye'ye karşı yaklaşımlarının ne denli yanlış olduğunun açık, net ifadesidir. Yani burada AB üyesi ülkeler ne derlerse desinler, bize bunu anlatamazlar. Bunu kendileriyle çok açık, net konuştuğum için bunları da değerli dostumun yanında tekrar söylüyorum.''
Ülkelerin, tarihte yaşanan anlaşmazlıkları, husumetleri ve problemleri daima sıcak tutmaları durumunda bugün dış ticaretten, ihracattan, ithalattan, turizmden ve küreselleşmeden bahsedemez duruma geleceklerini vurgulayan Erdoğan, ''Elbette yaşananlar unutulmaz. Ama biz, yaşananları, acıları her gün çoğaltmak yerine, onlardan ibret alıyor, onlardan gereken dersi çıkarıyor, geleceği o yaşanmışların tecrübesi üzerine inşa etmenin mücadelesini veriyoruz'' dedi.
Avrupa Birliği'ne yönelik eleştirilerini sürdüren Başbakan Erdoğan, ''Bakın, 50 yıl sabreden bir ülke... Bir başka ülke var mı? 50 yıl. Sabrettik, hala daha sabrediyoruz. AB üyesi ülkeler aslında bizi sabır noktasında adeta test ediyorlar. Bakalım nereye kadar sabredeceğiz? Ben de kendilerine diyorum ki, eğer Türkiye'yi gerçekten istemiyorsanız istemediğinizi ilan edin. Açıklayın. Eğer bizi sabırda test ediyorsanız sabrın da bir sonu var. Bir yere kadar biz bu sabrı devam ettireceğiz, dadaşlığımızı bir yere kadar devam ettireceğiz'' diye konuştu.
KUZEY KIBRIS'A İZOLASYON SON BULMADI
Vizelerin kaldırılmasıyla Suriye ve Lübnan gibi ülkelerle ilişkilerin her açıdan geliştiğini anlatan Erdoğan, Kıbrıs'ta yaşanan gelişmelere de değindi.
Davos ve Burgenstock'ta, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile başlattıkları süreçte ''kazan kazan'' (win-win) esasına göre Kıbrıs sorununun çözülmesi önerisi getirdiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Burgenstock'ta bizzat işin başındaydım ve orada kapandık, çalışmalara başladık. Ne yapacaktık? Kıbrıs sorununu çözecektik. İmzalar atıldı ve atılan imzalara rağmen 26 Nisan 2004'te AB bu işi çözme noktasında kararlı olduğunun sinyallerini verdi. Oybirliği ile o gün karar verildi. Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyon son bulacaktı. Sorun son buldu mu? Bulmadı.
TÜRKİYE HEP VERSİN, KUSURA BAKMA
Peki ben bir başbakan olarak, bir siyasetçi olarak sorumlu bir kimlikteki insan olarak ne yapayım? Karşımdakilerin yaptığı bu. Oy birliği ile karar alıyorsunuz, hala bu kararı Kuzey Kıbrıs'a uygulamıyorsunuz. Hala izolasyon var. Ve hep siz verirsiniz. Kuzey Kıbrıs versin, Türkiye versin. Kusura bakmayın. Masaya oturacağız, karşılıklı menfaat esasına dayalı olarak bu işi çözeceksek çözeceğiz.
Ben buradan, Erzurum'dan, siz büyükelçilerimiz vasıtasıyla tüm dünyaya şu mesajımızı bir kez daha iletmek istiyorum; Türkiye olarak biz sadece ve sadece barıştan yanayız. Biz, kendimiz için istediğimiz kadar, her ülke için huzur istiyor, istikrar istiyor, refah istiyoruz. Bölgemizde olsun, küresel ölçekte olsun, haktan, uluslararası hukuktan, dayanışma ve paylaşmadan öte hiçbir gaye taşımıyoruz. Israrla ve altını çizerek bir kez daha söylüyorum; biz artık silahlara değil, eğitime; mayınlara değil sağlığa; tel örgülere değil, otoyollara, demiryollarına; çocuk katili olan füzelere, kitle imha silahlarına değil, çocukların umutla büyüyeceği yarınlara yatırım yapan bir dünya görmek istiyoruz. Biz artık enerjisini, mesaisini, çatışmaya değil uzlaşmaya, ayrışmaya değil ittifaka, yıkmaya değil yapmaya sarf eden bir dünya görmek, böyle bir dünyada yaşamak istiyoruz.
45 TOPLANTIDA HANGİ SIFATLA OTURDUYSANIZ...
Sayın Hristofyas beni her gördüğünde başbaşa konuşmak istiyor. Sayın Papadupulos da aynısını söylüyordu. Gelin diyorum burada eskiden Sayın Talat vardı şimdi Eroğlu var. İngiltere ve BM’yi istiyorsanız AB’de bir temsilci versin oturup onu da alıp çalışalım.
Hristofyas diyor ki, 'Ben Eroğlu ile hangi sıfatla oturacağım'. Ben de, '45 toplantıda hangi sıfat ile oturduysanız o sıfat ile oturun' dedim.
HAYVANLAR KOKLAŞA KOKLAŞA
Kusura bakmayın ama hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa denir. Biz de konuşarak anlaşmak istiyoruz. Gerilim ortamını birileri tahrik ediyor.
1952’den beri Patrikhane’ye kimse gitmezken, pazartesi günü benim yardımcım Arınç gitmiştir. Bizim Batı Trakya’daki seçilmiş müftülerimiz hala kabul edilmiyor, atama yapılamıyor. Patriğin bizim tarafımızdan atanması ne kadar yanlışsa Batı Trakya’daki müftünün atanması da yanlıştır.
SAMİMİ ŞEKİLDE ÇÖZÜM İSTİYORUZ
Kıbrıs'ta son derece samimi şekilde çözümü istiyoruz ama adil, kapsamlı ve kalıcı çözüm olmalı. Yunanistan ile ilişkiler son dönemde tarihinde olmadığı kadar ilerleme kaydetti. Aramızdaki vizeler kalktığı zaman insanlarımız arasındaki ilişkiler daha da artacaktır. Aramızdaki dış ticaret hacmi de sürekli artıyor ve biz bundan memnunuz. Bu şekilde Yunanistan - Türkiye ilişkilerinin örnek olmasını istiyoruz.
EGE BARIŞINI DOSTUM YORGO İLE SAĞLAYACAĞIZ
Kıbrıs sorunlarına ortak çözüm bulursak, karşılıklı sorunlar sona erecektir. Buna değerli dostumun dediği Ege uçuşları da dahil. Biz barış için çabalarken yazılı ve görsel medya ne der diye düşünemeyiz. Gerilimlere yol açmayacak bir Ege barışını dostum Yorgo ile birlikte sağlayacağız.
Ege'nin bizi ayıran değil birleştiren deniz olduğuna inanıyoruz ve Yunanistan'ın da buna inanması bizi memnun ediyor.
Hükümet olarak kısa değil, orta ve uzun vadeli hedeflere ilerliyoruz. Hedefimiz cumhuriyetimizin 100. yılıdır, yani 2023 yılıdır. 2023 itibariyle dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak istiyoruz. Hedefimiz 1 trilyon dış ticaret."