Türkiye’de “Amerika’nın ve İsrail’in politikalarına duyulan antipatide keskin bir hızlanma olduğu” yorumu yapıldığı analizde Ankara’nın dış politika öncelliklerinin son 10 yılda “önemli ölçüde kaydığı”nın, dış politikasında yeni yöneliş algısının Washington ve Brüksel’de tedirginlik yarattığı öne sürüldü.
Joe Parkinson imzasını taşıyan, “Türkiye İçin En Büyük Tehdit ne? Sam Amca’ya Sorun” başlıklı analizde Türkiye’nin çevresindeki ihtilaf ve sorunlara işaret edildikten sonra “Ancak Türklere en büyük dış tehdidini zikretmelerini isteyiniz, o zaman bunun kaynağı, ülkenin sınırlarından çok uzakta, yedi saat dilimi kadar uzakta olduğunu görürsünüz: ABD” diye yazdı.
MetroPoll tarafından Aralık ayında yürütülen anketin bulgularına dikkat çekildiği analizde en büyük tehdit olarak Türklerin yüzde 43’ü ABD’yi, yüzde 24’ü ise İsrail’i görürken İran’a işaret edenlerin oranının yüzde 3’te kaldığına dikkat çekildi.
Bu yöndeki eğilimin yeni olmadığı, Türkiye’nin stratejik bir müttefik olmasına rağmen ABD’nin Türkiye’nin giderek daha az popüler hale geldiği, 2006 ile 2009 yılları arasında PEW tarafından gerçekleştirilen tüm küresel araştırmaların ABD konusunda en olumsuz düşünenlerin Türkler olduğunu gösterdiği belirtildi.
“ABD VE İSRAİL’İN POLİTİKAKALARINA ANTİPATİDE KESKİN HIZLAMA”
Buna rağmen, MetroPoll araştırmasının, “Amerika’nın ve özellikle İsrail’in politikalarına duyulan antipatide keskin bir hızlanma gösterdiği gibi göründüğü” vurgulanan analizde, MetroPoll Başkanı Prof. Dr. Özer Sencar’ın yüzde 43’lik oranının şimdiye kadar yaptıkları araştırmaların arasında en yüksek oranı olduğu yönündeki sözleri de aktarıldı.
“SOĞUK SAVAŞ GÜNLERİNDE WASHİNGTON’UN SADIK MÜTEFFİKİYDİ”
WSJ bloglarındaki analizde Türklerin yüzde 63’ünün ayrıca İsrail ile diplomatik ilişkilerin dondurulmasını istediğinin altının çizilmesinden sonra “Halbu ki, Soğuk Savaş günlerinde, Sovyetler Birliği ile komşu olan Ankara’nın bağlılığı belli idi, Washington’un sadık bir müttefikiydi” değerlendirmesi yapıldı. Analizde şöyle devam edildi:
“ANKARA’NIN DIŞ POLİTİKA ÖNCELLİKLERİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE KAYDI”
“Türkiye hala sebatkar bir NATO üyesidir; grubun ikinci büyük askeri gücüne sahip ve Kasım ayında kamuoyunun protestolarına rağmen NATO füze kalkına ev sahipliğini yapmayı resmen kabul etti. Ancak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İslami eğilimli hükümet, 2002 yılında büyük destekle iktidara gelip hala büyük farkla en büyük parti olmayı sürdürürken Ankara’nın dış politika öncellikleri, son 10 yılda önemli ölçüde kaydı.”
“DIŞ POLİTİKASINDAKİ YENİ YÖNELİŞ ALGISI ABD’DE TEDİRGİNLİK YARATTI”
Tüm komşularla barış politikasının çerçevesinde Yunanistan, Ermenistan ve İran ile ilişkilerin daha sıcak hale geldiğini kaydeden Joe Parkinson, söz konusu ankete göre, Yunanistan ve Ermenistan’ı başlıca tehdit olarak gören Türklerin oranının sırasıyla yüzde 2 ve yüzde 1’e gerilediğine işaret ettikten sonra analizine şu yorumla son verdi:
“Ankara öncelliklerin değiştiğini reddetse de Türkiye’nin dış politikasındaki yeni yöneliş algısı, Washington ve Brüksel’de tedirginlik yarattı. MetnoPoll araştırması, Türkiye’nin, ABD ve İsrail ile bozulan bağlar ve İran ile yakınlaşan ilişkilerin, nüfusun çoğu Müslüman olan tek NATO üyesinin Batı’dan uzaklaştığını söyleyenler tarafından zikredilecek.”
HABERİ ORİJİNAL KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Radikal
