‘Üç ayınızı geçirmişsiniz’
Yazar Akhanlı, hukuk trajesine dönüşen altı aylık Türkiye ‘macerasını’ bitirmek için önceki gün Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 22.50’de kalkan Köln uçağına yer ayırtmıştı. Avukatı Haydar Erol’la birlikte havalimanına gittiler. Erol’un anlatımına göre pasaport kontrolünden sonra polisler Akhanlı’yı durdurdu. Dört ayını hapiste geçiren yazarın, üç aylık oturum süresini geçirdiği, 390 lira 65 kuruş ceza ödemesi gerektiği belirtildi. Akhanlı itiraz etti. Ancak Erol, “Boş ver” dedi. Cezayı ödediler.
Akhanlı uçağa binmeyi beklerken, polisler yeniden geldi. “Yanlışlık olmuş, ceza almayacaksınız” diyerek parayı iade ettiler. Avukat Eron’un iddiasına göre, sevinmeye bile fırsat kalmadan başka bir komiser geldi:
“Komiser ‘Senin mahkemen var, yurtdışına çıkışın yasak’ dedi. Mahkeminin çıkışı sınırlamayan kararını sunduk. Yarım saat beklettiler. Uçağı durdurdular. 15 dakika sonra ‘Genelgeye göre sizi sınırdışı etmemiz gerekiyor’ dediler. Sınırdan çıkmak isteyen birine ‘Hayır sen gidemezsin biz seni kovacağız demek’ gibi...”
Sınırdışı edildi
Erol’a göre, tutuklu yabancıların sınırdışı edilmesini düzenleyen bu genelge, İçişleri Bakanlığı’nca 2006’da çıkarılmıştı. Bu gerekçeyle Akhanlı, dün sabah 09.00’a kadar havalimanındaki karakolda tutuldu. Bu esnada Erol’un iddiasına göre komiser, Akhanlı’yı yumruklamak istedi. Akhanlı, Alman vatandaşı olduğunu belirtince komiser dokunmadı. Mesai saati başlayınca Akhanlı, Pendik’teki bir sağlık kuruluşunda kontrolden geçirilip Yabancılar Şubesi’ne götürüldü. Sınırdışı işlemi yapıldıktan sonra saat 12.25’teki Atatürk Havalimanı’ndan kalkan Köln uçağına bindirildi.
Akhanlı’nın avukatı Haydar Erol, “Kanaatime göre, beş altı farklı karar söyledikten sonra en kötüsünü uygulamakla biraz önyargılı davrandılar. Eğer birkaç ihtimal varsa en kötüsünü uyguladılar” diyor.
‘Bir masal yazdım, acı bitti’
Akhanlı, örgüt adına 1989’da Eminönü’ndeki döviz bürosu soygununda işlenen cinayeti azmettirmekle suçlanıyordu. 1991’den bu yana Almanya’da yaşıyordu. Kalp hastası babası Mahmut Nedim’i görmek için 10 Ağustos 2010’da geldiği Atatürk Havalimanı’nda tutuklandı. Daha ilk adımda, davadaki kuşkular su yüzüne çıktı.
Hakkındaki ‘teşhis tutanağı’ kanıtı çürüdü ama tahliye edilmedi. Bu arada 87 yaşındaki babası Mahmut Nedim, 27 Kasım’da Artvin’de öldü.
Akhanlı, 8 Aralık’taki ilk duruşmada tahliye oldu. Göremediği babasının mezarına giderken Radikal’e, cezaevinde bir masal yazdığını, masalın babasının ölümü üzerine acı bir sonla bittiğini anlatıyordu.
Akhanlı'nın acı masalı...
21 yıl sonra geldiği Türkiye'de dört ay tutuklu kalan yazar Akhanlı, hücresinde yazmaya başladığı masalın acı bir sonla biteceğini söyledi.
Tutuklu kaldığı dört ayın ardından dün tahliye edilen yazar ve insan hakları aktivisti Doğan Akhanlı, bir ‘adli önyargı’ diye tarif ediyor davayı. Akhanlı, “Eskiden solcu olan adam, o değilse bile, hak etmiştir böyle bir cezayı” diye bakıldığını ifade ediyor. Akhanlı’nın cezaevinde mizahi bir biçimde başladığı sılaya dönüş masalını da acı bir son bekliyor: “Masal formunda giden ama sonunda insanın yumruğu yediği bir forma dönüşecek.”
Akhanlı, 21 yıl önce bir örgüt adına yapılan soygunda işlenen cinayetle ilgili suçlanıyordu. Aleyhinde ifade veren kişi, işkence altında Akhanlı’nın adını verdiğini söyledi. Öldürülen kişinin oğulları da, kendilerine başka fotoğraf gösterildiğini söyledi ve “Akhanlı değildi” dedi. Akhanlı böylece tahliye oldu. Akhanlı’yla dün avukatı Haydar Erol’un bürosunda konuştuk.
Siz darbeden sonra da yargılanıp tutuklandınız. İki yargısal süreci karşılaştırabilir misiniz?
Askeri dönemde, çizilen sınırlar içinde, belli çerçevede hareket ediyorlardı. Burada verilen duygu şuydu: O çerçevenin olmaması. Keyfiyet! Keyfiyet ürküttü beni.
Tutukluluğunuz nasıl geçti?
Tek kişilik hücredeydim. O benim tercihimdi. Yatacaksam bari zaman öldürmeyip çalışayım, dedim.
Bir şey çıktı mı?
Bir masal yazdım. Sılaya dönüş masalı... Eylülde bırakılsaydım keyifli bir masal olacaktı. Ama masal kâbusa dönüştü. Bir ara masalı yazarken aniden bıraktım. Ya bir şey olursa babama, dedim. Gazetede babamın ölüm haberini okuduğumda sarsıntı geçirdim. Canımın içi gitti.
Bitmeyecek mi?
Bitireceğim. Ama artık çok ciddi bir şey oldu. Belki adı yine masal olacak ama masal formunda giden, sonunda insanın yumruğu yediği bir forma dönüşecek.
Kaynak: Radikal