Bakan Ergin, CnnTürk'te canlı yayına katılarak, tahliyelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "3365 hakim savcı kadrosunun boş, niçin bunları doldurmadınız?" şeklinde sorular sorulduğunu belirten Ergin, "Adalet Bakanlığı'nın hakim, savcı alım sürecinde son 5 yılda 4 kez yürütmeyi durdurma kararı verildi. Biz her defasında hakim savcı alımına çıkmışız, sınavlar yapmışız bu sınavlar Danıştay tarafından yürütmesi durdurulmuş. Anayasa Mahkemesi'ne Adalet Bakanlığı'nın böyle bir sınav yapamayacağına dair dava açmış. Anayasa Mahkemesi 'hayır bu dava doğru değildir. 1934 yılından beri Adalet Bakanlığı hakim savcı adayı alıyor.' demiştir. Stajdan sonra mesleğe kabullerini gene HSYK yapıyor. Bu çok önemli bir şey. Bakanlık hakim savcı alamıyor. Son 5 yılda açtığımız hakim savcı alımlarının 4 tanesi yürütmeyi durdurmayla engellenmiş, kör topal yürütülmüştür bu işlemler." dedi.
Ergni, bu davaların bir kısmının YARSAV, bir kısmının da sınavı kaybeden adayların açmış olduğu davalar olduğunu söyledi. Danıştay'ın 2006 tarihine kadar mülakatlarla ilgili davalarda 'Adalet Bakanlığı bu sınavı yapar herhangi bir yasaya Anayasa'ya aykırılık söz konusu değildir' şeklinde içtihatları bulunduğunu aktaran Ergin, "Ama 2006 tarihinden sonra bir anda Danıştay yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Bu yürütmeyi durdurma bir üst mahkeme tarafından kaldırılıyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor 'Adalet Bakanlığı bu sınavı yapabilir.' Danıştay yeni bir yürütmeyi durdurma veriyor. 'Mülakatı yapar ama mülakat çok muğlak bunun şartları düzeltilsin.' Bakanlık peki diyor, mülakatın oranını yüzde 30'a düşürüyoruz. Mülakatta neler sorulacağını kanuna yazıyoruz. Bütün bunları koyduktan sonra YARSAV, ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavı dava etti. Bu uygulamanın yasayı aykırı olduğunu gerekçesiyle yürütmeyi durdurmasına kararı verildi." diye konuştu.
6. CEZA DAİRESİ ÜYELERİNİN GÖSTERDİĞİ HASSASİYET GÖSTERSELERDİ BUNLAR OLUŞMAYACAKTI
Tahliyelerin kamuoyu vicdanını yaraladığını söyleyen Ergin, bunların engellenebileceğini fakat bu sürecin biraz da göz göre göre bu noktaya doğru geldiğine değindi. Tüm bunların engellenebileceğine dikkat çeken Ergin, "Bugünkü yayınlara bakarsanız, Yargıtay Başkanı, 'Biz UYAP üzerindeki sıraya göre dosyaya bakarız' diyor ama bir başka yayına bakıldığında 6. Ceza Dairesi, 'Biz bu süreci öngördük, 1 yıl öncesinde dosyaları taradık. 3 ay öncesinde bunları görüşmeye başladık, başka işe bakmadık. Bizim dairemizde tahliye yoktur.' diyor. Aynı Yargıtay içerisinde farklı dairelerin uygulamalarıdır. Bu süreç 2004'ten buyana göz göre göre gelen bir süreç. 6 yıl öncesinden bu engellenebilirdi. Geç kalınmış değil, tamamı sonuçlanmış değil, bunları önleyici çalışmalar ortaya konulabilir. Bundan sonra zararın neresinden dönülürse kardır. 6. Ceza Dairesi başkanı ve üyelerinin gösterdiği hassasiyet bir miktar gösterilebilseydi bunlar oluşmayacaktı. Bu kadar toplumun vicdanı kanatılmayacaktı." şeklinde konuştu.