Bekir Bozdağ, TBMM'de Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in açıklamalarını değerlendirdi. Bozdağ, Gerçeker'in sorunu nedenini otaya koymak yerine görüşemedikleri dosyalarla ilgili mazeretler ileri sürdüğünü kaydetti. "Yargıtay'da dosyaları erken ya da sonra görüşmek için bütün belirleme yetkisi Yargıtay dairelerine aittir. Dosyalar geliş sırasına göre alınsa itirazımız olmaz." diyen Bozdağ, "Yargıtay'da öncelik tayin yetkisi kendine aittir. Dolayısıyla dosyaları öne çekip değerlendirme yapabilir. Hizbullah ile ilgili dosyaları hemen gündemine alabilir buna engel bir şey yok. Sayın Yargıtay Başkanı bu söylediklerimizi de yalanlamadı aksine bunun yetkilerinde olduğunu doğruladılar. Yargıtay'daki iş gücü fazlalığının bizde farkındayız. Bölge adliye mahkemelerinin kurulmasını istiyoruz ama; Yargıtay'daki adliye sayısının artırılması noktasında buna ihtiyaç yok biz bu işi kısa sürede halledebiliriz diyor. Kendisiyle çelişen bir açıklama. Bir yandan 6 yıllık bir sürede bu dosyaları halledemedik bazı mazeretler ileri sürerken öte yandan aman yargıtayda daire kurulmasın ben bu dosyaları iki üç yıl içerisinde görüşebilirim diye bir yaklaşım var. 6 yıl içerisinde bu dosyalarla ilgili bir şey yapılmadı. Umarım Bundan sonraki süreçte Yargıtay'ın ilgili ceza daireleri bu dosyaları süratle gündemlerine alarak değerlendirmelerinde fayda var."
Bozdağ, Yargıtay Başkanı Gerçeker'in kamuoyunda yankı uyandıran Hizbullah dosyalarına ilişkin yaptığı değerlendirmelerde ise konunun kasıtlı olarak çarpıtılmaya çalışıldığını öne sürdü. Gerçeker'e göre, bu dosyaların sanki ilk defa 2010 yılında Yargıtay'a gelmiş gibi bir kanaat ortaya konduğunu anlatan Bozdağ, şunları söyledi: "Bu dosyalar Yargıtay'a kaç defa geldi, bilmiyoruz. Dosyanın Yargıtay'a gelişine bakıldığında bu tutukluluk süresinin yürürlüğe gireceği 31 Aralık 2010 tarihi dikkate alındığında ve duruşma gününün verildiği dikkate alındığında gerekli özenin gösterilmediği de açığa çıkıyor. Karar çıkmadığı zaman 31 Aralıkta bu sanıkların tahliyesinin mümkün hale geliyor. Ama Yargıtay Ceza dairesinin verdiği duruşma gününe bakıldığında bu sürenin aşımından sonraki bir zamana duruşma günün verdiğini görüyoruz. Bu noktada bir hassasiyet noktasında bir ihmal olduğunun da somut bir ifadesi olarak durmaktadır. Umarız bundan sonra ki davalar için Yargıtay öncelikleri tayin noktasında tutukluluk ve zaman aşımı süresi dolmak üzere olan dosyalara öncelik vererek yargılama süreçlerini daha hızlı bir şekilde sonuçlandırır."
"YARGITAY'IN MAZERETLERİNİ SIRALAMAKTAN İBARET BİR AÇIKLAMA GİBİ GELDİ"
Bozdağ, "Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in, Hükümete yönelik eleştirileri oldu" hatırlatması üzerine, "Yargıtay'da bekleyen dosyalar adli tıp aşamasını geçen dosyalardır. Yargıtay'ın iş gücünü azaltma yönünde bazı tedbirle ihtiyaç var. Bizim de zaten kanaatimiz bu yönde. Yargı sistemini hızlandıracak 'UYAP sistemini harekete geçirdik. Hakim ve savcı sayısını artırmak istedik. Daha fazla personel alımı için Adalet Bakanlığı harekete geçtiğinde Danıştay bugüne kadar vermediği bir karar verdi. Daha önce bu sistem Anayasa ya aykırı diye açılan davaları redderken, konu Anayasa Mahkemesine gitmiş ve Anayasa Mahkemesi tarafından da reddilmişken Yargıtay 2006 'dan sonra hakim ve savcı alımını iptal eden bir karar verdi ve iptal edildi. Neredeyse iki yıla yakın yargının müdahale sonucu hakim ve savcı alınmadı. Hem de hukuksuz müdahalesi ile." yanıtını verdi.
Bir gazetecinin Yargıtay Başkanı Gerçeker'in açıklamasının kendisini tatmin edip etmediği yönündeki bir soru üzerine, şu karşılığı verdi: "Yargıtay Başkanının açıklamaları mazeretleri ortaya çıkan manzara karşısında Yargıtay'ın mazeretlerini sıralamaktan ibaret bir açıklama gibi geldi bana. Ben öyle algıladım. Yargıtay'da üyeler ve başkanlar bütün dosyaların klasörlerini tek açıp okumuyor. Ben bugüne kadar Yargıtay üyelerinin dosyalardaki klasörleri tek tek açıp bütün delileri tek okuyup tek tek değerlendirip ondan sonra duruşmaya çıkıp karar müzakeresi yapıp karar verdiğine şahit olmadım ne de duymadım. Bütün dosyaları tek tek inceleseler ben sayın başkana hak vereceğim."