TBMM'de konuşan Kart, Yargıtay'da biriken dosyaları AK Parti'ye bağladı. İktidarın yargıyı dizayn etmesi sonucunda iflas ettiğini iddia etti. Kart, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin elinde 26 bin dosya bulunduğunu, 14 bin dosyayı karara çıkardığını belirtirken, 5 kişilik bir heyetten daha fazla bir şey beklenemeyeceğini savundu. Atilla Kart, şöyle konuştu: "Bu insan gücünü, tahammül gücünü aşan bir çalışma. Bu sürecin doğrudan sorumlusu olan Hükümetin ve Adalet Bakanın kalkıp, pişkinlik duygusuyla, karartmayla, kendi sorumluluğunu bertaraf ederek, 'Bu işin yüzde 75'inden Yargıtay sorumludur' demesi, insafsızlık, haksızlık, adaletsizlik, acz, sorumsuzluktur. Bu işin sorumlusu sensin."
"GÖNÜL, 27 NİSAN MUHTIRASINDAN SONRAKİ BAKANLAR KURULUNA DAVET EDİLMEDİ"
27 Nisan 2007 e-muhtırası'nın ardından toplanan Bakanlar Kurulu'nda Milli Savunma Bakanı'nın davet edilmediğini ileri sürdü. Kart, "Hükumet, Bakanlar Kurulu toplantısındaki görüşmelerin, Milli Savunma Bakanı aracılığıyla birilerine ulaştırılmasından mı endişe ediyor? Hükumet 1 Mayıs 2007'de erken seçim kararı aldı. 4 Mayıs 2007'de ise Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisinde 3 saati bulan bir görüşme oldu. Erdoğan ile Büyükanıt arasında muhtıradan sonra müzakereler yapılmış, taraflar siyasi ve kişisel çıkar işbirliği içinde anayasal sistemi iğfal ve ihlal etmişlerdir. 27 Nisan ve 4 Mayıs birbirini beslemiş ve birbirinden destek almıştır." ifadelerini kullandı.
Kart, 'ıslak imza' olarak adlandırılan belgeye karşı suç duyurusunda bulunan AK Parti'nin, 27 Nisan bildirisine karşı harekete geçmemesini eleştiren Kart, '13 Aralık 210 tarihli bilirkişi raporuna göre, Orgenaral Büyükanıt ismini taşıyan dosya klasörü açıldığında, 'Belgeler', 'Cinayet', 'Dostları', 'K.Dekorasyon' isimli gibi dosya klasörleri ortaya çıkmıştır. Bilirkişi, 'CD'nin içinde 3. kişilere yönelik özel bilgiler bulunmakta olup, bunların deşifre edilmesi sakıncalı olacağı gibi, huzurda görülen davayla da herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır' demiştir. Yerel mahkeme, davalı vekillerin dayanaklı itirazlarına rağmen 30 Aralık 2010 tarihli kararıyla 17 bin liranın tahsiline hükmetmiştir. Yargılamanın seyri ve gelişmeler, Dolmabahçe görüşmesine yönelik kuşkuları daha da kuvvetlendirmiştir. CD'nin bir örneğinin davalı tarafa verilmesi, mahkeme tarafından engellenmiştir. Bilirkişinin kimliği, davalı tarafından gizlenmiştir. CD'deki konu başlıkları ve alt dokümanlar bile, davalı Fikri Sağlar'ın kuşku ve eleştirilerini doğrular niteliktedir. Mahkeme eliyle gizlenmeye çalışılan bu bilgilerin açığa çıkması halinde, Dolmabahçe görüşmesinin tüm sırlarının ortaya çıkacağı anlaşılmaktadır.' değerlendirmesinde bulundu.