Dünyada kurulan 4. Gülen Kürsüsü'nün Müdürü Prof. Leman, Cihan Haber Ajansı'na verdiği mülakatta Kürsü'nün kurulacağı haberleri üzerine hem Belçikalılardan hem de Türklerden tepkiler geldiğine işaret ederek "Eleştirileri haksız buluyorum. Gülen Hareketi'nin gizli ajandasının olduğu gibi iddialar vardı. Bunlara karşı cevabım şu oldu: Birlikte yaşam bağlamında dinlerarası diyalogun çok önemli olduğuna inanıyorum. Gelecek de bunun üzerine inşa edilecek. Bununla birlikte İslami temeller üzerine oturan bir görüşte eğitim, insan yetiştirme ve bilimsel araştırma temel alınıyorsa, onlar benim için 'seçilmiş partner' demektir. Ayrıca ben şu ana kadar gizli bir ajandanın varlığını hissetmedim. Birkaç yıldır Gülen Hareketi'nden insanlarla birlikteyim. Ama şu ana kadar herhangi bir gizli ajanda görmedim. Gelecek beş yıl içinde bu yönde bir tespitim olursa da herkese bunu duyuracağımın sözünü verdim." şeklinde konuştu.
"GÜLEN'İ ONAYLAMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY YAPAMIYORUM"
Söz konusu söylentilerin nereden çıktığı konusunda ise tecrübeli akademisyen şunları söyledi: "Bakın, bir kişi 30 yıldır aktif bir şekilde toplumun önünde ise 25 yıl önce bugünün aynısı olmayan bir söylemde bulunmuş olabilir. Bu gayet tabii karşılanmalı. Benim 20 yıl önceki sözlerimi incelediğinizde bugünkünden farklı şeylere rastlayabilirsiniz. Bu benim gizli ajandam olduğunu mu gösterir? Hayır! Gülen Hareketi'nin son 5-10 yılına, Fethullah Gülen'in yazdıklarına, hareketin içinde olanlara baktığımda, ki baktım, yapılanları onaylamaktan başka bir şey yapamıyorum."
1425'te kurulan ve Erasmus gibi dünyaca ünlü filozofların öğretim üyeliği yaptığı Leuven Üniversitesi, Avrupa'nın en muteber yükseköğrenim kurumlarından biri olarak tanınıyor. Katolik Leuven Üniversitesi bünyesinde 5 yıl süreyle akademik araştırmalar yapacak olan Gülen Kürsüsü Müdürlüğü görevi konusunda ise Prof. Leman 'Teklif, Gülen Hareketi'nden geldi. Benim önerim değildi. Çok şaşırdım, çünkü emekliliğime hazırlanıyordum ve İtalya'ya yerleşmeyi düşünüyordum." dedi.
Prof. Johan Leman, görevi kabul gerekçesini de şöyle açıklıyor: "Neden kabul ettim? Çünkü bunun en iyi strateji olduğunu düşünüyorum. Flaman bölgesinde ve Belçika'da beni ne yaptığımı bilmemekle suçlayamazlar. İslam'ı tanımadığım ya da göç olgusuna yabancı olduğumu kimse iddia edemez. Ayrıca bilimsel araştırmanın da nasıl yapılacağını gayet iyi biliyorum. Bütün bunları göz önüne alarak İslami kesimden bana bu yönde bir teklif gelirse neden 'hayır' demem gerektiğini bilmiyorum."
