İmalat sanayiinin altyapısını oluşturan ve Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde stratejik öneme sahip sektör olarak değerlendirilen kalıpçılık, dünyada 65 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip.
Dünyada üretilen kalıpların yüzde 70'i otomotiv sektöründe kullanılırken, Türk otomotiv sektörü, kalıp ihtiyacının yüzde 80'ini yurt dışından temin ediyor. Son 10 yılda sadece otomotiv sektörünün ithal ettiği kalıplardan yaşanan döviz kaybı ise 1.2 milyar dolar civarında. Kalıp ithal eden diğer sektörler de hesaba katıldığında bu rakam 1.5 milyar doları aşıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun dış ticaret verilerine göre, Türkiye'nin sadece 2007'deki kalıp ihracatı 105 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti. Daha çok Almanya, İtalya, Fransa, Rusya gibi sanayileşmiş ülkelere kalıp ihracatı gerçekleştiren Türkiye'nin, 2007'de 108 ülkeye ve bölgeye yaklaşık 105 milyon dolarlık kalıp ihracatı gerçekleştirdiği kaydediliyor. 2011 yılına girilen bu günlerde 3 yıllık değerlendirmede, yakaladığı yüzde 22 büyüme oranıyla Türk ekonomisine katkısı her geçen gün artan kalıp sektörünün, ikili anlaşmalar aracılığıyla Avrupa'da başarılı bir konuma geldiği görülüyor.
Uluslararası firmalar yatırım yapmak üzere Türkiye'ye geliyor, mevcut firmalar da yatırımlarını artırıyor. Bu süreçte, standart ve düşük maliyetli üretimin en temel ekipmanı olan kalıba olan ihtiyaç sürekli artıyor.
Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği (UKUB) Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Özoğul, sektördeki ihtiyaç açığının nitelikten değil nicelikten kaynaklandığına dikkat çekti. Özoğul, "Ülkemizin imalat sanayii için stratejik öneme sahip olan kalıpçılık, kapasite ve kabiliyet açısından gelişmesi için devletten 'pozitif ayrımcılık' yapmasını bekliyor." dedi. Özoğul, sektörün 2015 yılına kadar ulaşmak istediği yıllık ihracat hedefinin ise 1 milyar dolar olduğunu kaydetti.