Türkiye ekonomisinin temel ekonomik göstergelere göre yatırım için, risk primi uygun ülke olarak öne çıktığını belirten Baylan, bunda bankacılık sektörünün sağlamlığının en önemli avantaj olduğunu vurguladı. Ekonominin, kriz sonrası siyasal ve ekonomik istikrar, bütçe disiplini ve iş insanının üstün gayreti ile 2010'da yüzde 8,2 oranında büyüdüğünü dile getiren Baylan, 2011 yılı değerlendirmesinde ise "Ümitliyiz fakat temkinliyiz" ifadelerini kullandı.
Yeni yılda üzerine gidilmesi gereken en önemli sorunların başında, cari açığın makul bir seviyede tutulmasını gösteren Baylan, şunları kaydetti: "Büyüme talebimizi iç tasarrufla karşılayamıyoruz. Dış kaynağa ihtiyaç duyuyoruz. Bu kaynağı bugün için sıcak para girişi ile sürdürebiliyoruz. Doğrudan gelen sermaye girişi, krizin etkisi ve değerli TL'nin etkisi ile kar yapamayacağını bildiği için gelmemektedir. Dolayısı ile bu gidiş, ithalata ve iç tüketime dayalı bir büyümeye neden olmaktadır."
Baylan, refah seviyesinin yükselmesi, kişi başı gelirin AB ortalamasına gelmesi, yeni istihdam olanaklarının oluşturulması için yüzde 6 büyümeyi yakalamak gerektiğini ifade etti. Bunun için de 2011'de barışın, huzurun ve sağduyunun hâkim olduğu bir yıl olmasını diledi.