İlaç Takip Sistemi'nin devreye girmesiyle 2 yıl önce başlayan süreç krizle sonuçlandı. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun karekodsuz ilaçların satışı için eczanelere ve ilaç firmalarına tanıdığı 1,5 yıllık geçiş süreci de çare olmadı. SGK'nın geçici barkodlu ilaçların sigortalı 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren hastalara parayla satılacağını duyurması üzerine kriz derinleşti. Eczaneler depolarında 100 milyon kutu geçici barkodlu ilaç bulunduğunu iddia ederek vatandaşa karekodlu ilaç vermiyor. Bu durumda vatandaş ya eczane eczane dolaşıyor ya da alamadığı ilacın eşdeğerini talep ediyor.
Öğlen saatlerinde SGK'nın sert bir açıklamayla TEB'i vatandaşı yanıltmakla suçlamasının ardından eczacıların çatı örgütünden değerlendirme geldi. 15 milyonu eczane stoklarında olmak üzere toplamda yaklaşık 100 milyon kutu G2D etiketli ilaç bulunduğuna dikkat çeken Birlik, SGK'nın bu ilaçlar için geri ödeme yapılmayacağını 30 Aralık'ta yayımladığı Genelge ile duyurduğu ifade edildi.
Geçici barkodlu ilaçların SGK tarafından kabul edilmeyeceğinin 15 aydır bilindiği açıklamasının gerçeği yansıtmadığını öne süren Birlik, bu sefer adres olarak Sağlık Bakanlığı'nı gösterdi. TEB açıklamasında, "1 Eylül 2010 tarihinde Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun imzası ile yayımlanmış, ekte bilgilerinize sunulan, genelgeden sonra SGK'nın konuya ilişkin hiçbir açıklaması bulunmamaktadır. Söz konusu genelgede, G2D etiketli ilaçların son kullanım tarihlerine kadar, eczanelerden satışının uygun olduğu belirtilmektedir. Devletin kural koyucu kurumları arasında tutarlılık olmasını bekleyen bizler, bu nedenle 30 Aralık 2010 tarihine kadar G2D etiketli ilaçların sunumunda herhangi bir sorun olmayacağı gerçeğinden hareket ediyorduk. Eğer iddia edildiği gibi 1 Eylül 2010 düzenlemesinin SGK tarafından göz ardı edileceği bilinseydi, bunca zamandır eczacılar ve tüm dağıtım kanalları G2D'li ürünleri stoklarında tutmaya devam eder miydi?" değerlendirmesi yaptı.
HASTALAR İÇİN ZULÜM
Birlik, Sağlık Bakanlığı'nın son kullanım tarihine kadar hastaya sunumuna izin verdiği ilaçların SGK tarafından yasaklandığını savunarak, "Milli servetin bir parçası olan milyonlarca kutu ilacın, Türkiye'nin bu gerçeği göz önüne alındığında; geri ödeme kurumu tarafından kabul edilmemesi demek vatandaşın bu ilacı parasını ödeyerek almasından başka bir anlam taşımamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerince basında ifade edildiği gibi, hastalarımızın deyim yerindeyse kapı kapı dolaşarak ilaç araması ise; sağlık ve eczacılık gerçeği ile bağdaşmadığı gibi, hastalar için zulüm demektir."