Cihan Muhabiri'ne açıklamalarda bulunan Yiğit, geçmiş HSYK uygulamalarını sorgulayan hüküm olarak sadece HSYK Kanunu'nun Geçici 3. maddesinin olduğunu ifade etti. Maddede kesinleşmiş bulunan ihraç kararlarına karşı yeni bir karar verilmek üzere HSYK'ya başvuru yolu açıldığını dile getiren Yiğit, düzenlemenin dayanağının eski HSYK'nın ihraç kararlarıyla mağduriyete yol açtığı yönünde bir ön kabul olduğunu vurguladı. Bu kabule göre de mağduriyetin giderilmesi yolunun düzenlendiğini kaydeden Yiğit, şöyle devam etti: "Mefhumu muhalifinden hareketle aynı madde yorumlanacak olursa; ihraç dışındaki diğer kararların (yani disiplin işlemleri ile atama ve terfiye ilişkin kararların) doğru olduğuna, mağduriyetin sözkonusu olmadığına ilişkin de bir ön kabul vardır. Maddenin yorumundan çıkan bu iki durum birlikte değerlendirildiğinde; eski HSYK'nın faaliyette bulunduğu 30 yıllık süre içerisinde onbinlerce hâkim ve savcı hakkında verdiği yüzbinlerce karar içerisinden sadece Ferhat Sarıkaya, Sacit Kayasu ve Arzu Özpınar gibi bir elin parmaklarıyla sayılabilecek kişiyi mağdur ettiğini kabul edilmiş olmaktadır. Önceki HSYK'nın 30 yıllık süreçte verdiği sayısız karar içerisinde sadece ihraç kararları hatalı olduğu kabul edilmesi durumunda, geçmiş HSYK'nın uygulamalarındaki hata oranı milyonda bir denilebilecek seviyedir."
Yiğit, ihraç dışındaki karar ve işlemlerin kapsam dışında bırakılmasının ise eski HSYK'nın Türkiye'nin kurumları içerisinde en iyi ve en başarılı kurum olduğunun zımnen kabul edildiği anlamına geleceğini savundu.
HSYK'NIN VERDİĞİ KARARLARDAN DOLAYI İNTİHARLARA KADAR VARAN TRAJİK OLAYLAR YAŞANDI
Geçmişte HSYK'nın haksız ve keyfi işlemleriyle yol açtığı mağduriyetler yönünden gerçek durumun içler acısı olduğuna dikkat çeken Yiğit eski HSYK'nın yaklaşık 12 bin hakim-savcı hakkında ihraç dışında, disiplin, atama ve terfi kararları verdiğini belirterek "30 yıl boyunca kapalı kapılar ardında verilen kararların mahiyetleri hakkında kamuoyu ancak son 3-4 yıllık süreçte Kurul-Bakanlık anlaşmazlığı nedeniyle ve sadece ihraç kararlarıyla sınırlı olmak üzere bilgi sahibi olabilme imkanı elde etti. Kamuoyunun bilmediği ise eski HSYK'nın diğer kararları nedeniyle intiharlara kadar varan trajik olaylar ve mağduriyetlerin yaşandığıdır. Örneğin; başörtüsüyle ilgili olarak açılan bir davayı kabul eden hakimler hakkında ihraç nedeniyle soruşturma yapılmış ve yer değiştirme cezası verilmiştir. Bu hakimler sadece ceza verilerek mağdur edilmemiş aynı zamanda bu cezaya bağlı olarak, (birinci sınıfa ayrılma ve birinci sınıf olma yönünden) en az 5 yıllık bir kayba uğramışlardır. Diğer bir örnek ise hukuk tarihinin en absürd denilebilecek kararına ilişkindir. Eski HSYK 2004 yılında küçük ilçelerdeki adliyeleri kapatmış, kararın gerekçesini ise 'buralarda çalışan hakim savcıların nitelikli terfi edecek miktarda iş olmaması' göstermiştir. Buna rağmen buralarda çalışan hakim-savcıların nitelikli terfi edemedikleri dolayısıyla terfi barajını aşamadıklarını gerekçe göstererek birinci sınıfa ayırmamış, dolayısıyla 5 ila 10 yıllık hak kayıplarına neden olmuştur. Geçmiş HSYK'nın yaptığı işlemler nedeniyle uğranılan mağduriyetler bunlarla sınırlı değildir. Diğer yaşanmış sayısız haksızlıklar yazılacak olsa ciltlerce kitap oluşturacağı kuşkusuzdur." dedi.