Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) çıkmadan önce laboratuvarda unutulmuş 50 yıllık tohumlar, İTB Meclis Başkanı Ali Kopuz'un denetimleri esnasında ortaya çıktı. 33 ayrı kavanoz içinde bulunan endemik tohumlar çimlendirme testinde pozitif sonuç verirse borsa, ürünlerin sertifikalarını alıp bunları organik tarıma kazandıracak. Kopuz, ayrıca Tarım Bakanlığı'ndan bir işbirliği talebi gelmesi halinde bunu da değerlendireceklerini ifade etti.
İTB Meclis Başkanı Ali Kopuz, Zaman'a yaptığı açıklamada oda bünyesinde bir tohum bankası kuracaklarını söyledi. İTB'de meclis başkanı olduktan sonra gıda ürünlerindeki laboratuvar analizlerini dikkatle takip ettiğini belirten Kopuz, geçtiğimiz ay odalarda unutulmuş yaklaşık 50 yıllık 33 adet kavanoz içinde organik tohum bulduklarına dikkat çekti. Projenin çıkış noktasının bu ürünlerin ortaya çıkması olduğunu söyleyen İTB Meclis Başkanı Kopuz, tohumların bulunuşunu şöyle anlattı: "Günlük ziyaretlerim sırasında laboratuvarlardaki numune şişeleri dikkatimi çekti. Bunların 50 yıldır odada saklanan tohumlar olduğunu öğrendim. Daha sonra TEMA Vakfı ile irtibata geçerek yardım talebinde bulunduk. Bizi bir üniversite ile irtibata geçirdiler. İncelemede bulunan akademisyenler çok şaşırdı. Ürünleri kendilerinin takip etmesini istediler, ancak biz kabul etmedik."
İTB, önümüzdeki günlerde 33 farklı organik ürünü çimlendirme testine tabi tutacak. Şayet bu tohumlar, teste pozitif cevap verirlerse Tarım Bakanlığı ile irtibata geçilerek tarıma kazandırılacak. Borsa, bunların gelecek kuşaklara aktarılması için de hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacak. İTB laboratuvarlarındaki tohumların dışarı çıkarılmaması için kapının kilidi değiştirildi ve girişe de kamera yerleştirildi.
TOHUMLAR GENETİK BİRER ÖRNEK
Tohumlar üzerinde ilk incelemelerde bulunan Trakya Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Korkut, bulunan tohum örneklerinin genetik birer kaynak olduğunu söyledi. Canlı olan tohumların biyoparmak izlerini çıkaracaklarını belirten Korkut, bu çalışma sonucunda tohumların genetik kodlarının ortaya çıkacağını ifade etti. Fatih Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ergün Şakalar da tohum genlerinin Türkiye için stratejik bir önem arz ettiğini söyledi. Günümüzde GDO'lu ürünlerin hayatın her alanında kullanılmaya başladığına dikkat çeken akademisyen, bu ürünlerden de en fazla iki defa mahsul alınabildiğinin altını çizdi. Tohumda ülkemizin dışa bağımlı bir hale geldiğini anlatan Şakalar, İTB'de bulunan 50 yıllık tohumların GDO öncesine denk geldiği için önem taşıdığını, bu tohum kaynağının muhafaza edilmesi gerektiğini ifade etti.
DÜNYANIN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK TOHUM BANKASI TÜRKİYE'DE
Hem endemik hem de organik bitkilerin gelecek kuşaklara aktarılmasını hedefleyen Türkiye, dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankasını kurdu. Diğer iki tesis ise Çin ve Amerika'da bulunuyor. Çin'deki bitki gen bankasında 300 bin, Amerika'da ise 280 bin kaynak koruma altında. Ülkemizde ise bu oran 250 bin civarında. Ülkemizdeki 12 bin civarındaki bitkinin 3 bin 900'den fazlası endemik (başka yerde olmayan) bitki. Türkiye ekonomik öneme sahip birçok bitki türünün de anavatanı. Buğdayın 24, arpanın 8, çavdarın 4, yulafın 6 yabani akrabası Türkiye'de bulunuyor. Hububat, baklagillerin yanı sıra meyve ve sebze açısından da gen kaynağı olan Türkiye'de, Türk insanının eliyle geliştirilen birçok yerel çeşit de bulunuyor. Dünyanın birçok noktasında 1.400 kadar tohum bankası mevcut. Uzmanlara göre tohum bankaları sayesinde tarım ürünlerinin salgın, nükleer savaş, doğa felaketleri veya iklim değişimi gibi bir durum sonrasında bile devamlılığı sağlanabilecek.