Başkan Mehmet Özhaseki, büyükşehir belediyesinin şehir içme suyunu karşılama adına yapılan Dokuzpunarlar tesisi açılışında konuştu. Özhaseki, konuşmasının büyük bir bölümünü, yapılan yolsuzluk iddialarına ayırdı. 'Biz hizmet için çalışmalar yaparken, bir taraftan dedikodu üretim merkezleri boş durmuyor' diyen Başkan Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kimi insan hayırla, işiyle uğraşırken, kimileri yalan söyleyerek iftira atıyor. Ben bunlara dedikodu üretim merkezi diyorum. İşleri, güçleri dedikodu üretmek. Çalışanlara iftira atmak. Yalan söylemek. Hem de yüzleri kızarmadan. Ben bunları biliyorum ama tezgah kurup, ciddi ciddi bunları alıp Türkiye gündemine taşıyıp, bir ay ülke gündemine taşıyacaklarını hiç tahmin etmedim. 4 yıl önce memurun biri birkaç kişiyi dolandırdı. Arada olur mu? Olur. Belediyede çıkar, başka yerlerde çıkar. Kamuda çıkar. Siz eğer dürüst ve adaletliyseniz olayı kapatmaz ve savcılığa suç duyurusunda bulunursunuz. Biz de öyle yaptık. Savcı olayı inceledi, suçlu ve suçsuz belli oldu. 2 yıl yargılama sonrası olay bitti. Hayret edilecek bir şey ki Atatürk'ün kurduğu ve Türkiye'nin en eski partisinin başındaki zevat eline dosya alıp bağırıyor. 'Acaba ne diyor' dedik. Hayretle izledik. Ciddi bir şey varmış gibi. Adaletin hüküm verdiği bir dosya üzerinde spekülasyon yapmak bu adamlara yakışır. İftira etmekten korkmuyorlar. Yalan söylemekten yüzleri kızarmıyor. Namuslu insanların yüzü kızarır. İnsanız. Bazen yalan söyler hata yaparız. Ama ikincisinde yüzümüz kızarır ve yapmayız. Ama maşallah bunlar pişkin. Yaptığı açıklamanın ardından toplantı yapıp 10 tane yalanı çürüttüm. Delilleri dağıttım. 'Ne yapacak' diye bekledik. 'Başkan böyle iddialarımız var gel görüşelim' demeliydi. Ya da dosyayı alıp inceleseydin. Dersine çalışsaydın. Hiç yok bunlar. 10 tane yalanı unuttu. Çürüdü. Televizyonları izliyorum. Gazeteciler sıkıştırıyor. Sıkıştırmazsa bir şey diyemeyecek. Ama açıklama yapmak zorunda kalıyor. Evrensel hukuk kuralına göre, yaptığınız suçlamayı ispat edeceksiniz. 'Avukatın otel masrafını belediye ödedi' dediler. Biz gittik. Otele sorduk. 'Kim ödedi' dedik ve 'kendisi ödedi' denildi. Bunu ispatladık. Unuttular, yalanları ortaya çıkınca."
Başkan Özhaseki, ertesi gün başka bir yalanın da akaryakıt istasyonuna 9 katlı bina yaptırılması olduğunu belirterek, "Bir an korktum. 'Benden habersiz bir şey mi oldu' diye. Gittik baktık. Basın toplantısı yaptık. 9 katlı bina yok. 2 katlı bina çıktı. Yalanı ortaya çıktı. Ama aynı gün akşam 'belediye oraya neden 9 katlı bina verdi, yaptırdı' diye iddia ediyor. Allah'tan korkun, nasıl ispat edelim size." dedi.
'Ankara'dan sağa sola çamur çalmaya alışmışlar. Bunu da siyaset sanıyorlar' diyen Başkan Mehmet Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hiç o yokmuş gibi ertesi gün de devam ediyorlar. İnsanlar siyasetten niye uzaklaşıyor. Siyasi kurumlarda yer almıyor. Rahmetli babam bana derdi. 'Siyasete girme. Temiz adamın orada ne işi var' diye. Halk ağzında böyle. Ben de babama temiz adamlar orada olacak ki pislikleri temizleyecekler. Bu tür adamlara yer kalmayacak. Bu insanların zeka problemi yok. Cin gibiler. Akıllılar. Şeytanı suya götürür susuz getirirler. Ama ahlak problemi var. Namus, şeref problemi var. O nedenle namuslu insanlara çamur atıyorlar. Biz bunun altından kalmayız. Kalmayacağız. Bunu herkes bilsin. Benim çalışma arkadaşlarım su kadar berrak ve temiz. Namuslu insanlara çamur atılır. Boğazköprüdeki şehrin atık su arıtma tesisi var. Oradaki çamur kadar kirliler. Namuslu insanlara iftira atanlar böyledir."