Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde, İsmailağa Cemaati ile ilgili soruşturma başlatan ancak “işlenen suç, izinsiz eğitim kurumu açma ve bu konudaki soruşturma görevi benim” ısrarına rağmen, önce dosyası elinden alınarak Erzurum Özel Yetkili Başsavcıvekilliği’ne devredilen, daha sonra bu nedenle soruşturulan, İsmailağa dosyası gerekçe gösterilerek tutuklanan ve son olarak Adana’ya düz savcı olarak atanan İlhan Cihaner’in haklı olduğu anlaşıldı.
İsmailağa Cemaati davasının görüldüğü Erzurum’daki özel yetkili mahkemede esas hakkındaki görüşünü açıklayan özel yetkili savcılık, cemaatin anayasal düzene karşı suç işlemediğini, sanıkların sadece izinsiz eğitim kurumu açma suçuyla cezalandırılmasının gerektiğini belirtti.
Böylece, Cihaner’in baştan beri savunduğu, “Soruşturmayı yürütme görevi Erzincan’ın” tezi, gelişmelerin yaşandığı dönemde ısrarla, “Örgütlü suç var, görev Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’nın” görüşünü savunan Erzurum Savcılığı’nca da kabul edilmiş oldu.
Neler yaşandı?
Cihaner’in Türkiye gündemine oturmasına yol açan süreç, Erzincan Başsavcısı olduğu dönemde, İsmailağa Cemaati ile ilgili başlattığı soruşturmayla başladı. Cemaatin, çocukları ailelerinden kopartarak, yasaya aykırı biçimde açılan Kuran kurslarında eğittiği, usulsüz bazı iş ve işlemlere imza attığı gerekçesiyle soruşturma başlatan Cihaner’in dosyasına, bir süre sonra Erzurum’daki Özel Yetkili Başsavcıvekilliği müdahale etti.
Erzurum Savcısı Osman Şanal, “Cemaat silahlı örgüt yapısında” yönündeki bir ihbarı gerekçe göstererek, dosyayı Cihaner’den istedi.
Cihaner dirense de sonunda dosya Erzurum’a gönderildi. Bakanlığın hazırladığı soruşturma raporu kapsamında, Cihaner hakkında dava açıldı. Cemaatin silahsız olduğunu belirtmesine rağmen, Cihaner, bu soruşturmayı İrtica ile Mücadele Eylem Planı kapsamında yürüttüğü, cemaati silahlı bir yapıda göstermeye çalışacağı iddiasıyla tutuklandı. Cihaner hakkındaki davalar sürüyor. Dosyayı alan Şanal, cemaat üyelerini, anayasal düzene karşı suç işlemekle suçladı.
‘Müjde’deki sır
İsmailağa soruşturması şüphelilerinin, telefon konuşmalarında, dosyanın Erzurum’a gitmesini “müjde” olarak birbirlerine bildirdikleri anlaşıldı.
Erzincan’da sadece 1 yıla kadar hapis öngören “izinsiz eğitim kurumu açmakla” soruşturulan cemaat üyelerinin, ağırlaştırılmış müebbet hapsi gerektiren “anayasal düzeni yıkmak” suçundan soruşturulacakları Erzurum’a dosyalarının gönderilmesini neden “Müjde” olarak niteledikleri o dönem anlaşılamadı.
Özel Yetkili Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın, 26 Ekim’de yapılan duruşmasında, Özel Yetkili Savcı Ender Karadeniz, sanıkların hakkında “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçunu işledikleri yönünde delil olmadığını belirterek beraatlerine karar verilmesini istedi. Karadeniz, 11 sanığın Erzincan ve Erzurum’da Medine ve Vuslat Vakıfları adı altında açmış oldukları kurslarda ‘kanuna aykırı olarak öğrenci eğitimi yaptıkları’ için 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep etti. Davada karar Ocak ayı içinde yapılacak duruşmada verilecek. Böylece, aylar sonra, Erzurum Savcılığı da Cihaner gibi sanıkların eylemini “izinsiz eğitim kurumu açmak” olarak nitelemiş oldu. Özel yetkili mahkeme ve savcılıklar, sadece anayasal düzene karşı işlenen suçlarla, örgütlü suçlara bakabiliyor.
milliyet