Mağdurlardan Aynur Yeniçay, evinin önüne kadar yükselen suyun bedenine temas etmemesi için tulum giyerek günlük işlerini yapıyor. Sabah çoğunu sırtına alarak sudan geçiren ve servis aracına bindiren Yeniçay, daha sonra ev işlerine başlıyor. Çektiği sıkıntıyı gözyaşlarıyla anlatan Yeniçay, yetkililerin acilen çözüm bulmasını istiyor.
Saime Şahbaz da evine ulaşmak için çizme giymek zorunda kaldığını belirtiyor: "Her kış, suların içinde hayat mücadelesi veriyoruz. Lağımla içme suyu birbirine karışmış durumda. Sağlığımızdan da endişe ediyoruz."
Cennet Mahallesi Muhtarı Halit Bilir ise çalmadık kapı bırakmadığını fakat ve netice alamadığını aktardı. Ayazkent Belediye Başkanı Gürsel Altuğ ile görüştüğünü söyleyen Muhtar Bilir, "Başkan bey bana, belediye olarak mahalleye yardım götürmelerinin yasal olmadığını söyledi. Sahipsiz bir mahalleyiz. Sorunlarımızla başbaşa kaldık." dedi. 450 nüfuslu mahallenin içme suyuna da tahliller sonucunda "İçilmez" raporu verildiğini vurgulayan Bilir, buna rağmen başka su olmadığı için içmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Başkan Altuğ ise sorumluluğun Devlet Su İşleri'nde olduğunu savundu. Mahallenin nüfus olarak kendilerine bağlı olduğunu ancak toprakları Dağıstan köyüne ait olduğu için yardım edemediklerini belirtti. Dere yatağı içinde kurulu mahalledeki bütün evlerin kaçak olduğunu söyleyen Altuğ, büyük kanallar açılmak suretiyle sel probleminin çözülebileceğini bunu yapacak paletli iş makineleri olmadığını ifade etti.
