MYK üyeleriyle birlikte Gazeteciler Cemiyeti'nde, gazete, televizyon, haber ajansları ve haber sitelerinin Ankara temsilcileri ve gazetecilerle bir araya gelen CHP liderini, cemiyet başkanı Nazmi Bilgin ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Gazeteciler Cemiyetine daha önce milletvekili olarak geldiğini belirterek, ''Sayın Başkan konuşurken 'Biz gazeteciler olarak buraya gelirken siyasal düşüncelerimizi vestiyere asıp öyle geliyoruz' demişti. Ben de medyayla ilgili olumsuz düşüncelerimi vestiyere asıp öyle geldim'' dedi.
Medyanın özgürlük ortamında büyüyeceğini, halka ulaşacağını, halkın gözü, kulağı ve sesi olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu.
''Şu anda bizim çektiğimiz en ciddi sorun bu. Medya gerçekten de halkın gözü, kulağı ve sesi mi? Medya üzerinde ciddi bir baskı var. Baskıyı biliyoruz. 50'nin üzerinde gazeteci, 21. yüzyılın Türkiye'sinde hapiste. Gerçekten bu gazeteci arkadaşlarımız hapsi hak ediyor mu? Yanlış olabilir, eksikliklerimiz, hatalarımız olabilir. Ama medyanın özgürlüğü, bütün bu hataların ortaya çıkmasına yol açar. Medyanın özgürlüğü, halk adına sorgulamanın yapılmasını ortaya koyar. O açıdan biz medyaya önem veriyoruz ve düşünüyoruz. Her yerde de söyledim, kurultayda da söyledim; kesinlikle demokrasinin gelişmesi açısından özgür medyayı yaratmak zorundayız. Bizi beğenenler de beğenmeyenler de olabilir. Beğenenler kadar beğenmeyenlere de saygı duymak zorundayız. Onların eleştirilerini büyük bir saygıyla okumak zorundayız.''
Bir politikacının övgüden çok eleştiriye ihtiyacı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Çünkü bizi eleştiren kalemler olduğu sürece, biz daha dikkatli yol alırız, hata yapmamaya özen gösteririz. Eleştiriler olduğu zaman politikacılar söylemlerine daha çok dikkat eder. Övgüler üzerine kurulu bir dünyada ise en büyük hatayı politikacılar yapar. Gönül isterdi ki benim bu söylemlerime Sayın Başbakan da katılmış olsun. O da 'eleştiriye karşı büyük bir hoşgörümüz vardır' diyebilsin. Eğer eleştirilerden rahatsız olup, gazetecilerin işine son verildiği bir düzeni yaşıyorsak bu düzen bizim hak ettiğimiz bir düzen değildir. Demokrasi bunu hiçbir zaman hoşgörmez'' dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını ''sizlere yeni yılda daha özgür daha demokrat bir Türkiye dileğiyle saygılarımı sunuyorum'' diyerek tamamladı.
Nazmi Bilgin ise ziyaret dolayısıyla duyduğu memnuniyeti dile getererek, üyelerinin cemiyetten içeri girdiği andan itibaren siyasi düşüncelerini ''vestiyere'' astıklarını söyledi.
Bilgin, Cumhuriyet'in temel ilkelerine bağlı her düşünceye sonuna kadar saygılı olduklarını da belirtti.
-KILIÇDAROĞLU, YENİ YILDA SOMA'DA-
Kılıçdaroğlu, daha sonra, basın mensuplarıyla sohbet etti ve soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, sorular üzerine yeni yıla Soma'da işçilerle gireceğini bildirdi.
Daha önce yeni yıla Zonguldak'ta işçilerle girmeyi planladığını, ancak buraya bir Bakanın ziyarete gideceğini öğrendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, burada hala 2 işçinin toprak altında olduğunun hatırlatılması üzerine ise 30-35 gün içerisinde, bu cenazelere ulaşılacağı yönünde haber aldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır'a gideceğinin hatırlatılması ve bu ziyarete ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün birlik, beraberlik ve hoşgörü mesajı vereceğini, ''Cumhurbaşkanından beklenenin de bu olduğunu'' söyledi.
''Bu konuda Cumhurbaşkanı Gül'den partiler üstü bir yaklaşım çağrısı olduğu ifade edilerek böyle bir yaklaşımı görüp görmediği'' sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ''Böyle partiler üstü ya da siyasal partilerin liderlerinin toplanıp görüş alışverişinde bulunmaları gibi bir ihtiyacı sayın Cumhurbaşkanı'nın duyması lazım'' dedi.
Kılıçdaroğlu, bu kapsamda kendisine bir davet olursa davete icabet edeceğini ve Cumhurbaşkanı'na karşı herhangi bir ön yargısı olmadığını kaydetti.
Devletin bütün bilgilerine ulaşılan yerin Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunu, dolayısıyla böyle bir çağrıyı Cumhurbaşkanı'nın kendisinin değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul'da cemevine yapılan saldırıyı da değerlendirdi. Saldırıyı provokatif bir olay olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, iki tarafın da sağduyulu davrandığını, ancak nereye olursa olsun saldırının hoş karşılanamayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, ''Saldırı cemevi de olsa, cami de olsa, kilise de olsa doğru değil. Toplumun bütün sağduyulu kesimleri bu tür olayları onaylamıyor'' dedi.