Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fizik Topluluğu'nun Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlediği 'Evren ve Uzay Bilim Günleri' etkinliğine katılan Prof. Dr. Aslan, gazetecilerin çalışmaları devam eden 3USAT uydusu hakkındaki sorularını cevaplandırdı.
İTÜ Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan, bir haberleşme ünitesine sahip olan amatör banttaki 3USAT uydusunun Türkiye üzerinden veya izin verdikleri durumda dünya üzerindeki bir yerden geçerken iki ayrı uzak mesafede bulunan grubun sesli görüşme yapabileceğini söyledi. İlk yerli üretim olan İTÜpSAT1'in oldukça iyi bir şekilde 460 gündür yörüngede devam ettiğini ifade eden Aslan, ilk uydu projesinden kazandıkları bilgi, birikim, tasarım bilgisi ve test yeteneğiyle 3USAT'ın çalışmalarını yürüttüklerini dile getirdi.
TÜRKSAT ile gerçekleştirilen ve henüz başlangıç aşamasında olan 3USAT projesinin 6 aydır devam ettiğini kaydeden Aslan, şunları söyledi: "Uydu 10x10x30 santimetre boyutlarında olacak. Küp uydunun üç katı büyüklüğünde. Bir haberleşme ünitesi ve amatör bantta uydu. Türkiye üzerinden geçerken veya bizim izin verdiğimiz dünya üzerindeki bir yerden geçerken iki ayrı uzak mesafede bulunan grup sesli görüşme yapabilecek. Bir görüntü çalışmamız olacak aslında, ama görüntü için uydunun gücü yeterli değil. Bunun üzerinde güneş hücreleri var. Yüksek kaliteli videolu bir görüşme için toplanacak güç uygun değil. Onun için daha büyük uydu gerekiyor. Bir ön çalışma yapacağız. Muhtemelen videolu bir görüşme de olabilir. Üzerinde çalışılıyor, olma ihtimali de yüksek. Uydu tahminen 2011 Eylül ayından sonra fırlatılabilecek. Nereden fırlatılacağı önümüzdeki ay belli olacak."
"TÜRKİYE, 5 YIL İÇİNDE İNANILMAZ BİR YOL KAT ETTİ"
Uydunun üzerinde birçok sensör bulunduğunu anlatan Aslan, sensörlerin veri toplayarak, uydunun davranışını, her bir sistemin doğru çalışıp çalışmadığını, sıcaklık düzeyini ve voltaj durumunu dünyaya aktaracağını belirtti. Aslan, yer istasyonundan sesi gönderdiklerinde diğer yer istasyonundan da sesi alırken sesin karakteristiklerini inceleyerek uzay ortamının dalga yapısı üzerine etkisini öğrencilerin çalışmış olacağını söyledi.
Yeni Birleşmiş Milletler (BM) kuralları gereği uydunun üzerinde yörüngeden düşürme sistemi bulunduğunu ifade eden Aslan, "Diyelim, 3 yıl sonra görevini tamamladı, pil artık enerji depolamaz oldu, güneş hücreleri de kapasitelerini yitirdi, uyduyu yörüngeden çekip dünyaya indireceğiz ki uzay çöpü olarak kalmasın." bilgisini aktardı.
İlk yerli uyduyu kendilerinin fırlattığını vurgulayan Aslan, yaptıkları uyduların amacının insan yetiştirmek ve yetenek göstermek olduğunu kaydetti. 2015 yılından itibaren Türkiye'nin, TÜRKSAT'ın sahipliğinde kendi haberleşme uydusunu yapmak istediğine dikkat çeken Aslan, bunun için endüstride de çeşitli çalışmalar bulunduğunu ifade etti. 2005 yılında Türkiye'nin uzay yarışına çıktığını, 5 yıl içinde inanılmaz bir yol kat ettiğini anlatan Aslan, şöyle konuştu: "İlk yerli uyduyu biz fırlattık. Bizim uydu gidene kadar Türkiye'den kayıtlanmış ve çıkmış hiçbir uydu yok. Hepsi yurt dışında yapılmış ve yurt dışından uzaya gönderilmişlerdi. Bu yıl ya da gelecek yıl 'Rasat' uydusu gönderilecek. 2012 yılında 'Göktürk 2 uydusu gönderilecek. Ardından 'Göktürk 3' uydusu gönderilecek. 2015 yılından başlayarak da haberleşme uyduları gönderilecek. 5 yıl içinde inanılmaz bir yol kat ettik. Halen başlangıç aşamasındayız ama ivmelenme çok yüksek. Bu şekilde devam edersek, şu an diğer ülkelerin 50 yıl gerisindeysek, belki 15 yıl içinde diğer ülkelerin 15 yıl gerisine düşme ihtimalimiz olabilir. Bu hızla devam edebilirsek, sürdürülebilirlik için de gerekli destekleri ülke bütününde gösterebilirsek, zannediyorum biz de işin gerçek bir parçası haline geleceğiz."
Bundan sonra gönderilecek uyduların koruma sistemlerinin bulunacağını belirten Aslan, "Amerikasınız, Rusyasınız, Avrupasınız uzayda çok pahalı sistemleriniz var. Bunlardan kazanç elde ediyorsunuz. Şimdi herhangi bir kişi yukarı çok ucuza uydu gönderebililir. Kötü niyetli de olabilir, doğrudan gidip sisteminize çarpabilir. Çok cüzi maliyetle bir şey, sizin çok gelir getiren sisteminizi yok edebilir. Bu ülkeleri rahatsız eden de kendi uydularının koruma sistemleri yok. Bundan sonra gönderilen uyduların muhtemelen koruma sistemleri de olacak." şeklinde sözlerini tamamladı.
