'Netenyahu Lieberman'ın peşinden gidiyor'
İsrail'in Maariv gaetesinde yayımlanan bir yorumda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, 'Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın peşinden gitmeye devam ettiği' ifade edildi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-12-28 22:54:24
Ben Kaspit, "Dün Kanal 10'daki söyleşisinde, Netanyahu, Kudüs veya mülteciler konusunda duvara çarpmamızın ve bunun sonucu olarak Filistinlilerle ara dönem anlaşmasına varmamızın mümkün olabileceğini söyledi. Başbakan ayrıca 'Türklerden özür dilemek istemiyoruz" dedi" diye hatırlatırken, şöyle devam etti:
"Aklınız mı karıştı? Bizim de. Gelin olayların akışı na bir göz atalım. Dışişleri Bakanı Lieberman önceki gün İsrailli Büyükelçilerin kar şısına çıktı ve benzer şeyler söyledi. Hatta belki de aynı şeyleri söyledi. Liberman, Filistinlilerle kalıcı bir anlaşmaya imkan olmadığını ve ara dönem anlaşmasına gitmek gerektiğini ifade etti. Dışişleri Bakanı filo olayı nedeniyle Türklerden özür dilememek gerektiğini de söyledi. Bu olay basında bomba gibi patladı. İnternet sitelerindeki haber başlıklarını izleyen Netanyahu akşama kadar kendini tuttu ve Lieberman'ın sadece kendi fikrini söylediği, kişisel görüşlerinin hükümeti bağlamadığı ve hükümetin pozisyonunun sadece başbakan tarafından ifade edildiği yolunda bir bildiri yayımladı."
Aradan bir gün geçtikten sonra Başbakanın TV stüdyosundan Lieberman'ı n görüşleriyle neredeyse aynı görüşleri aktardığını belirten yazar, şöyle devam etti:
"Acaba aklı karışan kim? Kim paniğe kapıldı? Bir soru daha: Netanyahu'nun daha kısa süre önce Türklerle yaptığı müzakerelerde özür kelimesini içeren taslak değişimi yapılmışken ve Başbakan, Lieberman özür dilemenin kesinlikle mümk ün olmayacağını kendisine belirttikten sonra geri adım atmışken, nasıl olur da şimdi görüşlerinin hükümeti bağlamadığını söylediği Dışişleri Bakanının pozisyonuyla tamamen aynı çizgiye geliyor? "
Netanyahu'nun değişmediğini, Lieberman'ın peşinden gitmeye devam ettiğini vurgulayan Ben Kaspit, yorumunda şu ifadeleri kullandı:
"Lieberman'ın bugün söylediğini Netanyahu yarın, en fazla yarından sonra kendisi düşünecek. Başbakan devamlı anketler yaptırıyor ve rakamların Lieberman dediğini görüyor. Lieberman'ın görüşleri kamuoyunda iyi puan alıyor. Netanyahu gelecek seçimi Lieberman'a karşı kaybetmek istemiyor, bu nedenle onun konuşmasına izin veriyor ve sonra aynı şeyleri kendi söylüyor. Tam bir simültane tercüman gibi."
Haaretz gazetesinde ise Akiva Eldar, "Bizim göçmen" diye tanımladığı Lieberman'ın tahammülünün bittiğini en son dile getirdiğinde, komşularının çocuklarının canlarını zor kurtardığını belirtip, "Dış politikada Lieberman, barlarda yaptığı fedailik günlerinden yanında getirdiği 'göze göz' felsefesini uyguluyor" diye yazdı.
Yazıda, dokuz yıl önce Kudüs Asliye Hukuk Mahkemesinin, oğluna vurdukları gerekçesiyle 14 ve 15 yaşlarındaki iki çocuğu darp eden Lieberman'ın açılan dava sonunda para cezası ve çocuklara tazminat ödemeye mahkum edildiği hatırlatılırken, Lieberman'ın 2 yıl süreyle şiddet içeren suçlardan uzak duracağı konusunda söz verdiği kaydedildi.
Yargıçların Lieberman'a Tevrat'ın bir bölümünde geçen "Ruhunun çabucak kızmasına izin verme; çünkü kızgınlık ancak aptalların bağrında bulunur" sözleri üzerinde düşünmesini öğütlediklerini de söyleyen yazar, "Lieberman'ın iki gün önce sıkıntıdan ne yapacaklarını şaşıran İsrailli diplomatlar ve televizyon kameralarına izlettiği dehşet şovu, yargıçların öğütlerine pek kulak asmamış olduğunu gösteriyor" dedi.
Kimilerinin Lieberman'ın davranışlarını Başbakana duyduğu öfkeye, kimilerininse gözlerini sağcı seçmenlerin oylarına dikmiş olmasına bağladıklarını belirten yazar, "Ama bir olasılık daha var: Tüm bu gürültü patırtı, dikkatleri Lieberman'ın sorumluluk alanındaki, yani İsrail'in dış politikasının yürütülmesinde gösterdiği içler acısı performanstan uzağa kaydı rmak için tasarlanmış olabilir" ifadesini kullandı.
Bu arada, Maariv gazetesinde Ben Dror Yemini imzasıyla yayımlanan "Anlayışa hayır, pazarlığa hayır" başlıklı yorumda ise ABD'nin eski Baş kanı George Bush döneminin son aylarında Beyaz Saray'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye ile İsrail arasında adil bir arabulucu olduğunu düşündüğü , ancak Dökme Kurşun operasyonu ve Obama'nın Beyaz Saray'a yerleşmesinden sonra, Başbakan Erdoğan'ın "Hamas'ın sıkı destekçisi haline geldiği" iddia edildi.
"Erdoğan'ın, Sudan liderinin Darfur'da yaptığı soykırımı da görmezden gelip, Beşir'in tarafını tuttuğu" öne sürülen yorumda, "İsrail'le iliş kilerin kötüleşmesi tesadüf değil. Öfkeyi Yahudilere veya İsrail'e yöneltmek İ slamlaşma sürecinin açık bir işaretidir. Bu, Müslüman Kardeşlerin öteden beri kullandığı bir yöntemdir" denildi.
AJANSLAR
SON VİDEO HABER
Haber Ara