Türkiye'nin gündemine giren iki dil ve demokratik özerklik konusunda AK Parti'nin, başta suskun kalarak daha önceki söylemlerine paralel gelişmelere sebep olduğunu savunan SP Genel Başkanı Türker, "Ne zaman ki toplumda bir tepki söz konusu oldu, Başbakan bu sefer bütçe konuşmasında tavır koydu. Böylesi zikzaklar ve tavırlar, ülkeye zarar verir ve asıl gündemden uzaklaştırır. Türkiye'nin tamamını kucaklayacak bir anlayış yerine, bölünme ve iki dil tartışmaları öne geçer. Yaptığımız araştırmalarda, ülkenin en önemli sorunlarının önce işsizlik ve hayat pahalılığıyla birlikte esnafın sahipsiz kalması ve kimsenin sahip çıkmaması olduğunu gördük." dedi.
Masum Türker, terörü sona erdirecek, eğitimi daha kaliteli hale getirecek, sağlık hizmetlerini maliyet itibariyle düşürecek faaliyetlere hiçbir harcama yapılmadığını ileri sürerek, "AKP'nin bu gidişatına dur diyecek alternatifin ortaya çıkması gerekir. Bu alternatif, ABD kaynaklıda olduğu gibi herkesin tek partiye yönelttiği alternatif şeklinde olması Türkiye'nin aleyhinedir. Belli kesimlerce şikâyet edilen Ergenekon mahkemeleriyle ilgili yasal düzenlemeler yapılırken Parlamento'da iki parti vardır. İki partili süreç, Türkiye'nin özellikle demokratikleşmesini önlediği gibi haksızlıkların artmasına, işsizliklerin daha çok pekişmesine neden oluyor." şeklinde konuştu. Türkiye'nin etnik, cemaat ve tarikatlara dayalı bir ayrışmaya sürüklendiğini iddia eden Türker, "Bu ayrışmaya son verebilmenin yolu ulusal birliğin pekiştirilmesi, ulusal çıkarların ön planda tutulmasıdır. Son kabul edilen bütçe, seçim bütçesidir. İlk altı ayında seçimin finansmanında kullanılacak, ikinci altı ayında da belki Türkiye'ye bir ek bütçe gerekecektir. Vatandaşlarımızın, bunun bir seçim bütçesi olduğunu dikkate alarak daha dikkatli olması gerekiyor. Maliye Bakanlığı, yeni torba yasasıyla sağma vergi sistemi getirmektedir. Şirketleri ve vergi mükelleflerini, son üç yılın vergi matrahını arttırarak beyan etmeye zorlamaktadır." dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, son yaptığı konuşmada, Meclis'in dört veya beş yıllık olacağına Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun karar vereceğini söylediğini aktaran DSP Genel Başkan, "Bu da 12 Haziran 2011'de seçim yapılacağı söylemiyle çeliştiği için konuya çok hızlı bir şekilde açıklık getirilmesi gerekir. Eğer YSK'den bir cevap bekleniyorsa, kim başvurması gerekiyorsa başvursun. Gerekiyorsa bu soruyu biz yöneltiriz. Bu kararı alması için başvurumuzu yapacağız." diye konuştu.
